02 Nisan 2016 10:45

‘Gizli’ bir arkadaş buluşmasının ardından

Bir kadın arkadaşımla ilkokuldan beri arkadaşlık yaptığı dört arkadaşı ile buluşuyoruz. Kapıyı iri gözlü, uzun boylu, güzel bir genç kadın açıyor.

Paylaş

Adile DOĞAN

Bir kadın arkadaşımla ilkokuldan beri arkadaşlık yaptığı dört arkadaşı ile buluşuyoruz. Kapıyı iri gözlü, uzun boylu, güzel bir genç kadın açıyor. Sıcacık gülümseyen bu kadın, yaşları 25 ile 30 arasında değişen ilkokul arkadaşlarını evinde bir araya getirmiş. Haliyle çocuklar da yanımızda. İlk anda evdeki 8 çocuğun gürültüsünden birbirimizi anlayamıyoruz. Sohbete mutfakta devam etmeye karar veriyoruz. Hazırladıkları kekler, börekler ve daha birçok yiyeceğin olduğu masanın etrafında oturuyoruz. 
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği’nden bahsediyoruz. Bana amacımızın ne olduğunu, derneği neden kurduğumuzu soruyorlar. İçlerinden biri “Ama biz ciddi bir sorun yaşamıyoruz ki gelip ne anlatacağız!” diyor. Sohbet ilerledikçe eşleri çeşitli fabrikalarda işçi olan bu kadınların aslında her türlü şiddet ve baskıya maruz kaldıklarını, fakat bu yaşadıklarını sorun olarak ifade etmediklerini anlıyoruz. Kadınlar derneğe gelme fikrine sıcak bakmaya başladıkları anda, aslında derneğe gelmelerinin de sorun olduğu ortaya çıkıyor. Leyla “Kocalarımız izin vermez. Burada olduğumuzu bile bilmiyorlar, benimki keser vallahi” diyor.
“Bizim sorunumuz yok” diyen üç kadın da katılıyor söze. İlkokuldan beri arkadaş olan bu kadınların görüşmelerine eşleri izin vermiyor. Sadece evinde toplandığımız kadın arkadaşın eşinin bu buluşmadan haberi var. Kaynanası sayesinde eşinin ses çıkarmadığını söylüyor; “Kaynanamla aramı iyi tutuyorum, o da beni idare ediyor.”
Leyla, “Ben eşimden habersiz evin dışına çıkamam. Bir kere İsmek’te bir kursa katıldım. Kursiyerlerin hepsi kadın ve bir gezi düzenlediler. Ben de kadın kadına olacağımız için bu geziye katıldım. Akşam eve geldiğimde hakaret, küfür, şiddet… Ne insanlığımı bıraktı ne kadınlığımı.” Bu olay sonrası kursu bıraktığını söylüyor. 
Diğer kadınlar da benzer sıkıntılarını anlatıyor. Eşleri ile aralarında bir iletişim olmadığını, yemekler yenildikten sonra televizyon karşısına geçildiğini, bazen sofrada eksik olan bir kaşık yüzünden bile kavga çıktığını “Sen de kadın mısın” diye hakarete uğradıklarını söylüyorlar. 
Leyla bu yaşadıklarına katlanmak istemediğini belirterek, “Çalışırım, ayaklarımın üstünde dururum” diyor ama eşinin “Boşanırsan seni öldürürüm” diye tehdit ettiğini belirtiyor. Selma, “Eskiden daha özgürdük. Arkadaşlar olarak birbirimize gidip gelebiliyorduk. Bir keresinde Leyla’nın ailesi köydeyken abim biraz mırın kırın etti ama beraber kaldık” diyor.
 

GÜNDEMİMİZ NİYE FARKLI?
Sohbet yaşanan sıkıntılardan ülke gündemine, kadın cinayetlerine geliyor. Sadece kadına yönelik şiddetin, ölümlerin arttığını biliyorlar. Ülke gündemi ile ilgili anlattıklarımı dinledikçe güzel sürmeli gözleri şaşkınlıkla büyüyor. Örneğin ne Diyanetin kız çocukları ile ilgili verdiği fetvaları ne de kadın katillerine verilen iyi hal ve tahrik indirimleri haberlerini duymuşlar. Bir olay çok gündem olmamışsa onlar da bilmiyor. Kimseyi görmediklerini, gündüzleri çocuklardan ötürü sadece çizgi film, akşam da eşleri hangi kanalı izlerse onu, eşlerinden fırsat bulduklarında da pespembe ve entrikalarla dolu dizileri izlediklerini anlatıyorlar.  Benim bu kadar şeyi nereden bildiğimi merak ediyorlar. “MHP veya AKP’ye oy veren kadınlarla bizim gündemimiz, farklı partilere oy verdiğimiz için mi farklı?” diye soruyorlar. 
Aslında böyle bir yanının da olduğunu, hükümetin anlayışının kadınları, işçileri, gençleri, kısacası yoksul emekçileri baskı altında tutarak hüküm sürdürmek olduğunu söylüyorum. Bunun karşısında, eşit bir yaşam için de, kimsenin kimseye hükmetmeden yaşayabileceği bir yaşam için de başta kadınlar olmak üzere herkesin daha çok mücadele etmesi gerektiğini ekliyorum.
Sohbetimizle birlikte kadınların kafasının karıştığını, birçok soru işaretinin oluştuğunu biliyorum. Kadınlar birbirine benzeyen gündelik yaşamlarının dışına çıkmış olmanın, hayatlarına değen pek çok konudan söz etmenin hazzı ve enerjisiyle buluşmalarına devam ederken ben başka bir gün yeniden onlarla sohbet etmek üzere yanlarından ayrılıyorum.

 

ÖNCEKİ HABER

Demirtaş: İnsanlar barış diyemezlerse savaşı durduramayız

SONRAKİ HABER

Korkularımıza teslim olmak ya da korkumuzu örgütlemek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...