20 Mart 2016 03:38

Antep’te Suriyeli kadınların nasıl fuhşa itildiğini herkes biliyor!

Paylaş

Fatma KESKİNTİMUR
Antep

Antep’te Suriyeli mültecilerin yaşam koşulları ve karşılaştıkları sorunlara dair son zamanlarda yapılan haberlerin en can yakıcı olanı kadınların “Fuhuş yapmaya zorlandığı” yönündeki haberlerdi.

Savaştan kaçarak başka bir ülkede yaşama tutunmak üzere yollara düşen kadınların acı hikayesi daha göç yolunda başlıyor. Sınırlarda onları bekleyen tehlike, diğer ülkenin askerleri ve değişen dış politikalara göre her an kendilerine dönebilecek namluları değil sadece. O başka ülkenin topraklarına adım attıkları anda mağduriyetlerinden faydalanmak üzere onları bekleyen suç şebekeleri var örneğin. En masumu, ederinden katbekat fazla paralarla ulaşımlarını sağlayacak olanlar. Onlar en azından sadece fazladan paralarını alıyorlar ama asıl tehlike ise mültecileri, başta da kadın ve çocukları, kendi suç alanlarında malzeme olarak görenler. Fuhuştan organ mafyasına kadar birçok suç şebekesinin, adeta avcılar gibi sınır illerinde fırsat kolladıkları anlatılıyor sürekli. Kamplara dair kimi araştırma sonuçları ve farklı kuruluşlar tarafından hazırlanan raporlar var, fakat şu ana kadar sivil toplum örgütlerinin buralara girerek doğrudan gözlem yapmaları ve raporlar hazırlamaları mümkün olmamış. Kimi zaman adli vakalar olarak kimi zaman da tanıklıklarını aktarma cesareti gösteren mültecilerin anlatımlarında duyulanlarsa, tam bir kapalı kutu olan bu kamplardaki durumun çok da iç açıcı olmadığını gösteriyor.

Mültecilerin yerleştirildiği AFAD kamplarındaki kötü yaşam koşulları ve kentlerde de giderek daha da zorlaşan yaşama tutunma mücadelesinin Suriyeli kadınları fuhşa zorladığı, özellikle küçük yaştaki kız çocuklarının “alınıp satıldığı” pazarlar olduğu, devletin ise bütün bu yaşananlara göz yumduğu iddiaları kentte herkesin dilinde.

OTELLER, STÜDYO DAİRELER, ÇAMAŞIRCI DÜKKANLARI…

Konuya dair görüşlerini sorduğumuz herkes biraz tedirginlikle de olsa doğruluyor iddiaları. Kimse isim ya da görüntü vermek istemiyor ama herkesin anlatacak bir gözlemi ya da tanıklığı var: “Evet, Antep’te birçok mahallede ve yol kenarlarında rastgelebilirsiniz. Çok sayıda Suriyeli kadın fuhuş yapıyor!”
Çevre yolları, otoban kenarları bir tarafa, şehir içinde kimi mahallelerde yoğunlaşıyor iddialar da. “Falan mahallede stüdyo daireler kiralanmış bu işler için…”

Taksi şoförlerinin anlattıkları, mülteci kadınları kullanan fuhuş çetelerinin oldukça örgütlü biçimde bu işleri yürüttükleri yönünde… “Bu mahallelerde iç çamaşırı satan dükkanlar var, bu işi yapanlar biliyor. Oralarda buluyorlar konunun muhatapları birbirlerini… Kimi zaman da kadınları düşürmenin bir yolu olarak kullanılıyor bu dükkanlar…”

Dört yıldır birçoğu, odalarını aylık kira karşılığı mültecilere veren oteller var bir de… Otelden çok birer mülteci barınağına dönüşmüş bu izbe, oldukça kötü koşullardaki otellerin de bu konuda bilinen adreslerden olduğu söyleniyor.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Gaziantep Şubesinden Avukat Müjdar Alptekin “Bu haberlerin artık şaşırtmadığı”nı söylüyor, “maalesef” diye ekleyerek. “İHD, Baro ve benzeri sivil toplum örgütleri tarafından daha önce de dile getirilen, dikkat çekilen bir sorundu ama ne yazık ki önüne geçilmesi konusunda bir adım atıldığına dair hiçbir bilgi yok halen” diyen Alptekin, bu sorunların takipçisi olmaya devam edeceklerini söylüyor.

ASIL SORULAR, ASIL MUHATAPLAR...

Şu veya bu yolla kurulan ilişkiler, yürütülen pazarlıklar… Hangi mahallede, hangi yollarla bu işin yapıldığı… Suriyeli kadınların acı hikayelerinde asıl sorulması gereken sorular bunlar değil elbette!

Asıl yanıtlanması gereken sorular şunlar: Neden bu koşullarda, çaresiz bırakıldılar? Devletler arası pazarlıklarda, bu ülkede hangi koşullarda kaldıkları da dile geliyor mu? Ülkeye alınırken “insani yardım” söylemleriyle “misafirperverlikleri” ile övünen iktidardakiler ve onların yerel yöneticileri bu durumu hangi “insani hal” ile açıklıyorlar? Bütün bu yaşananlardan devletin haberi mi olmuyor? Yoksa göz mü yumuyor? Her fırsatta muhafazakarlıklarıyla hayatı bize dar edenlerin savundukları “ahlak” anlayışında, kadınlara zorla fuhuş yaptırılması -ki çaresiz ve mecbur bırakılmaları da bir zorlamadır- neye denk geliyor? Mültecilerin çaresizliklerini faydaya çevirmeye çalışan suç örgütleri, üstüne gitmeyerek ve engel olmayarak suça ortak olan güvenlik birimleri dışında, para karşılığı onların kadınlıklarını satın almaya çalışan erkekler değil midir, bu utancın asıl özneleri?

ÖNCEKİ HABER

AB-Türkiye anlaşması: ‘Mülteciler yeni hak ihlalleri yaşayacak’

SONRAKİ HABER

Antep'te Suriyeli kadınların 'Hasret' korosu: Savaşın acılarını şarkılarla iyileştiriyorlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...