02 Şubat 2016 10:43

Eski bir şehir sanayisi

Paylaş

Eskişehir MÖ. 5500’e dayanan tarihi ve coğrafi konumu nedeniyle Anadolu’nun en önemli kentlerinden biri. Binlerce yıllık tarihin getirdikleri ve sosyoekonomik ve kültürel birikim kentin, bölgenin en dinamik yapılarından biri haline gelmesini sağladı. Bu dinamizm sayesinde kentin göç alma oranı sürekli arttı ve 13 bin 653 kilometrekare alana yayılan nüfus günümüzde 812 bin 320’yi buldu. Ve bu nüfusun da yaklaşık yüzde 85’i kent merkezinde yaşıyor. Kırsal nüfus yoğunluğu çok az olduğu gibi, kalabalık ilçelere de sahip değil Eskişehir. Nüfusun artması ile birlikte artan işsizlik de kentte önemli bir sorun haline geldi. Hızla artan nüfus, dolayısıyla iş gücü, sermayedarları buraya yatırım yapmaya çekmesi, küçük-orta çapta işletmelerin yaygınlaşmasına hız kazandırdı. 

OSB YILDAN YILA BÜYÜDÜ

Asıl kuruluş amaçları küçük orta işletmelere olanak sağlama olan organize sanayi bölgeleri böylece Eskişehir’de de önemli bir alan haline gelir. 1969’de ilk kez organize sanayi bölgesinin çalışmalarına başlanmış ve 70’li yıllarda sanayide başlayan hareketlenme artarak günümüze kadar ulaşmıştır. Bu dönemde Eskişehir OSB’ye yapılan en büyük yatırım 1975’de Koç Holding tarafından kurulan “Arçelik AŞ Buzdolabı ve Kompresör Fabrikası” olmuştur. Bundan sonraki en büyük yatırım 1985’te “TUSAŞ Uçak Motor Fabrikası”nın (TEI) kurulmasıdır. Bundan tam 10 yıl sonra ise Selüloz-İş’de örgütlendikleri için işten atılan ve işçilerinin direnişlerinden tanıdığımız, bugün yaklaşık 220 işçisi bulunan “OMK” kurulur. 1996’da “Sarar” 120 bin metrekarelik alanda faaliyete geçer. Bugün Sarar OSB’nin en büyük fabrikalarından biridir ve çalışanların çoğunluğunu kadın işçiler oluşturur. Fakat buna rağmen çalışma koşulları giderek zorlaşmakta ve bu fabrikada halen kreş bulunmamaktadır. 1997’de işçilerin uzuv kaybına neden olacak ağır çalışma şartlarından son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz fabrika; “Kafaoğlu” 300’e yakın çalışanıyla OSB’de kendine yer edinmiştir. 2001’de “Paşabahçe” OSB’de yerini aldı, Paşabahçe Cam Sanayi işçilerinin grevi Eskişehir OSB’de görülen en büyük direnişlerdendi. 2009’da yine mücadeleci işçilerinden tanıdığımız “Renta” kuruldu. Bununla birlikte birçok dev fabrikaların da kendine yer bulması ile işyeri sayısı hızla artmış ve 2000’li yıllar itibariyle Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi 32 milyon metrekarelik alana ulaşmıştır. Eskişehir’in fabrikalar bölgesi diye adlandırılan bölgesinde bulunan ve 6 bin civarı işçinin çalıştığı ETİ bisküvi ve Kılıçoğlu Kiremit ve Tuğla fabrikalarının da organize sanayi bölgesine taşınmasıyla bu sanayi havzasında işçi sayısında önemli artış olmuştur.  

50 BİN İŞÇİ ÇALIŞIYOR

Sonunda OSB özellikle makine imalat, taş-toprağa dayalı imalat, gıda, hazır giyim, kimya, kauçuk- plastik sanayi gibi çeşitli alanlarda fabrikaların gelişim alanı haline gelmiştir. Şu anda OSB dahilinde yaklaşık 380 küçük-orta çapta işletme bulunmakta ve bu işletmelerde 50 bine yakın işçinin çalıştığı tahmin edilmektedir. Tahmin edilmektedir diyoruz çünkü kayıt dışı istihdamın da azımsanmayacak oranda olduğu bilinmektedir. Bugün bilinen Eskişehir nüfusunun yüzde 24’ü (SGK kapsamında) ve tahmin edildiği üzere bir o kadar da kayıt dışı çalışan işçi var. 

FABRİKALARDA KREŞ YOK

OSB’nin yapılanma şekline bakıldığında sosyal alanlarının, parklarının; otel, lokanta, kahvehane gibi alanlarının olduğu görülüyor. Kadın işçilerin yoğunlukta olduğu fabrikalarda kreş hiç yok. Özellikle hazır giyim tekstil fabrikalarında genç kadın işçiler çalıştırılır ve genç kadın işçilerin evlenmeleri dahi yasak. Hele kadın işçilerin hamile kalmaları işten çıkarılma vesilesi olur. Bu nedenle de fabrikalarda emzirme odalarının bulunması düşünülmemiştir. Kadın işçilerin bu doğal hakları sendikaların toplusözleşme dönemlerinde gündemlerine de girmez. Ve yıllardan beri organize sanayi bölgesinde kreş, emzirme odası, anaokulu bulunmamaktadır. Daha da önemlisi; yasal hak olan dinlenme süresini birçok fabrika işçisine sağlamaz. Özellikle kadın işçilerin çalıştığı fabrikalarda tuvaletlere gidişler bile kartla saate bağlanmıştır. 

ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞIYORLAR

Sendikal örgütlülüğün olduğu fabrikalarda ücret, asgari ücretin biraz üzerindedir. Geri kalan yerlerde ise işçiler asgari ücretle çalıştırılmaktadır. Günlük çalışma saatlerinin ortalama 10 saat olduğu bilinmektedir. Ekstra servis konulması gerektirdiğinden çoğu fabrikada mesaiye kalındığında çalışma saatleri 16 saate kadar çıkmaktadır. Arçelik, Eti, Şişe Cam, Süsler, Renta, Hapalki, OMK ve birkaç ufak fabrikanın dışında sendikal örgütlülük yoktur. Başta Sarar Hazır Giyim olmak üzere birçok fabrika sendikal örgütlenmeye tahammül dahi göstermez. Sendikal örgütlülüğü düşünenler dahi anında işten çıkarılırlar. Organize sanayi bölgesi dışındaki işçileri de kapsayan Eskişehir geneli işçi ve sendikalaşma oranları tabloda görüldüğü gibidir.

OSB’nin; patronlar için sayısız imkan sağlaması, bankaların teşvik politikaları, devlet yardımları ve Eskişehir’in sürekli artan iş gücü potansiyeli, bölgenin daha da gelişeceği yönünde ipuçları veriyor. Bununla birlikte OSB’nin yıllara göre artan ihracat oranı, pazar payının arttırılmasına katkısı her geçen gün daha fazla yatırımcıyı buraya çekiyor. Fabrika kurulması için verilen teşvikler, örneğin ulaşıma verilmemektedir. İş saatleri çıkışlarında fabrika önlerinde bekleyen servis araçlarıyla işçiler yoğun trafik akışından dolayı evlerine geç gitmektedir. Bu alana toplu ulaşım nedense düşünülmez. Metro veya tramvay hattı buraya yapılmaz. 50 bine yakın işçinin çalıştığı neredeyse küçük bir şehir olan bu alanda işçiler için ücretsiz spor salonları, yüzme havuzları, kütüphaneler bulunmaz. Sendikalar nedense bu alanda bir şube, temsilcilik açmaz. Bütün yaşam patronlar ve fabrikaların altyapı hizmetleri için düşünülmüştür. Çünkü onlara göre işçiler insan değil, fabrikalarda çalışacak, istihdamı artıracak ve işlerine gelmediği zaman da işten çıkarılacak kölelerdir.

BİRLİKTE MÜCADELE DEĞİŞTİRİR

Görünen o ki kısa zamanda çok geniş alana yayılmış ve işsizliğe çare olmuş gibi görünen OSB, işçiler için sömürü kapısı olmuş ve olmaya da devam edecek. Oysa insanca yaşamak ve çalışmak işçilerin en doğal hakkı. Ama bu hak maalesef patronlar tarafından işçilere kolayca verilmiyor. İnsanca yaşanacak bu koşullar bize OSB yöneticileri ve patronlar tarafından sağlanacak diye düşünüyorsak daha çok bekleriz. Bu hakkı ancak işçiler birlik olursa ve örgütlü bir mücadele verirse, sendikalarını buna zorlarsa kazanabilirler.

ÖNCEKİ HABER

İşçiler talepleri için hareketleniyor

SONRAKİ HABER

Sarar işçisi dert küpü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...