24 Ocak 2016 03:37

141 yıldır bir aşağı bir yukarı

Paylaş

İskender ÖZSOY

Dönemin padişahı Abdülaziz’in fermanıyla 30 Haziran 1871 tarihinde inşa edilmeye başlanan dünyanın ilk yeraltı metrosu tünelin kazı çalışmaları kazma ve kürek kullanılarak yapıldı. 3,5 yılda insan gücüyle inşa edilen tünel 17 Ocak 1875 tarihinde Beyoğlu tarafında düzenlenen törenle hizmete girdi. Tünel ilk seferini Beyoğlu’ndan Galata’ya yaptı. Açılış törenine tünelin fikir babası Fransız mühendis Eugene Henri Gavand katılamadı.  

Londra metrosunun hizmete girmesinden sadece 12 yıl sonra, 17 Ocak 1875 tarihinden itibaren Galata- Pera (Beyoğlu) arasında çalışmaya başlayan dünyanın ilk yeraltı l metrosu “tünel”imiz 141 yaşında.
141. yıl dolayısıyla geçen hafta bir tören düzenlendi.
Törene katılan İETT Genel Müdürü Mümin Kahveci tünelin özellikleri açısından dünyada ilk olduğunu söyledi, “Bundan önce Londra’da böyle bir sistem hizmete açıldı ama onun kesitleri bizimkinden çok daha farklı” dedi.
Tünelin öyküsü 1867 yılında Fransız mühendis Eugene Henri Gavand’la başlıyor.
İstanbul’a gezi için gelen Gavand, Galata ile Beyoğlu arasında Yüksek Kaldırım Yokuşu’nu kullanarak inip çıkanları uzun süre inceler. Gavand, bu gözlemleri sonucu ticaretin merkezi Galata’yla sosyal hayatın kalbinin attığı Beyoğlu’nu birbirine bağlayacak asansör tipinde bir demiryolu hattının kârlı ve yararlı bir iş olacağı sonucuna varır.
1869 yılında projesini dönemin padişahı Abdülaziz’e açan Gavand’a imtiyaz 10 Haziran 1869 tarihli fermanla verilir, 6 Kasım 1869 tarihinde de tünelin yapımına ilişkin sözleşme imzalanır.
Ve tünel devletin kasasından tek kuruş çıkmadan yap işlet devret modeliyle 30 Haziran 1871 tarihinde inşa edilmeye başlanır.
Tünelin kazı çalışmaları tamamen insan gücüyle ve kazma kürek kullanılarak yapılır. Kazı işine Türklerin yanı sıra İtalyan ve Fransız işçiler de yardımcı olur. Tünel kazısından çıkan toprak Tepebaşı ve Parmakkapı’ya dökülür. Çalışmalar 1874’ün sonunda tamamlanarak kasım ve aralık aylarında deneme seferleri yapılır.
3,5 yılda insan gücüyle inşa edilen tünel 17 Ocak 1875 tarihinde Beyoğlu tarafında düzenlenen törenle hizmete girdi. Tünel ilk seferini Beyoğlu’ndan Galata’ya yaptı. Açılış törenine tünelin fikir babası Eugene Henri Gavand katılamadı.  

ÜÇ YIL KAPALI KALDI

İstanbul iki önemli hayati merkezini birbirine bağlayan tünel ertesi gün halkın hizmetine sunuldu.
Tünelin enerjisi ilk yıllarında İstanbul’da henüz elektrik olmadığından iki buhar makinesiyle sağlanıyordu. Ahşap vagonların içi gaz lambalarıyla aydınlatılıyordu.
1968 yılına kadar buharlı sistemle çalışan tünel yüzde 10 eğimli düzeyde hareket ederek Değirmen, Şahkulu, Tımarcı, Hendek, Galata Kule Çıkmazı, Bereketzade Camii, Felek, Medrese, Voyvoda Caddesi, Söğüt ve Cami-i Cedit sokaklarının altında geçiyor.
1939 yılında, Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya döneminde millileştirilen tünel 1 Mart 1939 tarihinde önce hükümete, sonra da 16 Haziran 1939 tarihinde kabul edilen bir yasayla İstanbul Belediyesi’ne devredildi.
1968 yılı tünel için önemli bir tarih.
O yıl tünelin buharlı sistemden elektrikli sisteme geçmesi ve vagonların yenilenmesi kararı alındı.
O nedenle tünel 25 Kasım 1968 tarihinden itibaren 2 Kasım 1971 tarihine kadar kapalı kaldı.
Ahşap vagonlar 2 Haziran 1969 gecesi Galata’daki bina yıkılarak çıkarıldı ve polis vinçleriyle lastik tekerlekler üzerinde Galata Köprüsü’nden Sirkeci’deki araba vapuru iskelesine, oradan da özel bir vapurla Harem’e götürüldü. Tünel vagonlarının yolculuğu Kuşdili’ndeki İETT deposunda tamamlandı.
2007’de dört ay süren çalışmalardan sonra tünel elden geçirildi, vagonları günümüz teknolojisini uygun hale getirildi.

VAGONLARI MÜZEDE

 Hizmete girdiği 1875 yılında bu yana uzunluğu değişmeyen, 573 metrelik yolu 90 saniyede alan tünel olağanüstü durumlar ve olağan bakım dönemleri hariç  devamlı çalıştı. Tünel, ilk yıllarda İstanbul Tüneli,  Galata-Pera Tüneli, Galata Tüneli, Galata-Pera Yereltı Treni, İstanbul Şehir Treni, Yeraltı Asansörü ve Tehtelarz gibi isimlerle anıldı.
Neredeyse sıfır kaza tehlikesiyle çalışan tünelde ilk kaza hizmete girdiği yıl 25 Ağustos’ta kayışların kopması sonucu meydana geldi. Vagonlar makinistlerin fren yapmasıyla Galata istasyonuna 40 metre kala durduruldu. 1943 yılında kayış kopması sonucu olan kazada bir kişi öldü, 20 kişi de yaralandı. Tünelin ahşap vagonlarından biri bugün onarılmış olarak Rahmi M. Koç Müzesi’nde sergileniyor.

(*) Bu yazıda İETT’nin 136. yıl anısına yayımladığı Tünel dergisinden yararlandım.

ÖNCEKİ HABER

Alelade bir bitki ve edebiyatın metalaştırılması

SONRAKİ HABER

Ölüm olgusu ve ölü gömme

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...