20 Ocak 2016 10:52

Yücel ÖZDEMİR
Köln

1970’li ve 80’li yıllarda Almanya’da gerçekleştirdiği suikast, adam kaçırma, silahlı soygun gibi eylemlerle adını duyuran ve 1998’de yayınladığı bir bildiriyle kendisini fesheden Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF) bir kez daha Almanya’nın önemli konularından biri haline geldi.

Kendisini feshettiğinden bu yana hiçbir silahlı eylemde bulunmayan RAF’ın geride kalan ve “üçüncü nesil” olarak adlandırılan üç üyesinin soygunlarla yaşamını sağladığı ileri sürüldü.

1993 yılında Hessen eyaletinde bulunan Weitstadt kasabasındaki cezaevine yönelik bombalı saldırıyı düzenledikleri tespit edilen RAF üyeleri Ernst-Volker Staub (58), Daniela Klette (57) ve Burkhard Garweg’in (58) halen Almanya’da sahte kimlikle kaçak yaşadığı ileri sürülüyor. Eylemin ardından illegale geçen ve “üçüncü nesil” RAF olarak adlandırılan bu şahısların 6 Haziran ayında Bremen yakınlarındaki Gross Mackenstedt kasabasında “Real” süpermarketler zincirine ait bir para nakil aracının önünü keserek soymaya çalıştığı, ancak başaramadıkları ileri sürüldü. Maskeler ve kamuflaj kıyafeti giyen soyguncuların yanlarında iki kalaşnikof ve el bombası atmaya yarayan bir cihaz bulunduğu öne sürülüyor.

Benzer bir soygunun 28 Aralık günü Wolfsburg’da yapılmak istendiği, ancak soyguncuların başarılı olamadığı ifade edildi.

Aşağı Saksonya eyaleti polis teşkilatı tarafından basına verilen bilgiye göre, 6 Haziran’da başarısızlıkla sonuçlanan soygun mahallinde bulunan DNA örneklerinin 1993’teki hapishane saldırısını gerçekleştirenlerle aynı olduğu ileri sürüldü. 

'EMEKLİLİK PARASI İÇİN!'

1993’te Weitstadt’taki hapishaneye yönelik saldırıyı hiçbir hata yapmadan ve kimsenin ölümüne yol açmadan gerçekleştiren üçlünün şimdi basit bir araba nakil aracını soyamaması, gerçekten soygunu yapmak isteyenlerin onlar olup olmadığı konusunda derin şüpheler yaratıyor. 23 yıldır hiçbir iz bırakmadan yaşamını sürdüren Staub, Klette ve Garweg’in bugün küçük paralar için her şeyi tehlikeye atarak eylemde bulunmalarına pek ihtimal verilmiyor. Ancak buna rağmen Almanya’daki burjuva basını sürekli “Emekli devrimciler” başlıklarını atarak, söz konusu üç kişinin yıllardır resmi olarak hiçbir yerde çalışmadan yaşamını sürdürdüğü, şimdi de paraya ihtiyaçları olduğu için soygunlara başladığını yazıyor.

Klette, Staub ve Garweg’in, 30 Haziran 1999’da Duisburg-Rheinhausen’da 1 milyon mark taşıyan bir para nakil aracını soyduğu ileri sürülmüştü. Olay yerinde yapılan incelemede Klette, Staub ve Garweg’in DNA izlerine rastlandığı ifade edilmişti.

Der Spiegel dergisi bu bilgilerden yola çıkarak, soygun sırasında alınan paranın kişi başına 900 avro emeklilik maaşına denk düştüğünü bile hesaplamaya başladı...

DNA KARŞILAŞTIRMASI MI?

Junge Welt gazetesinde yer alan yorumda, eski RAF’çıların şimdi soygunculuğa başladığı yönündeki iddiaların doğru olmadığı belirtilerek, sözü edilen DNA’ların inandırıcı olmadığı belirtildi. Gazete, buna örnek olarak da NSU terör örgütü tarafından Heilbornn’da katledilen Alman polis memuru Michele Kieserwetter ile ilgili DNA karşılaştırılması sonucu “bir işçi tarafından öldürüldüğü” iddialarını anımsattı. Polis memurunun öldürüldüğü yerde bulunan bir kulak çöpüyle, cinayetin izi İsviçre’ye kadar uzatılmıştı. Ancak bir süre sonra izin, kulak çöpü üreten fabrikada çalışan bir işçiye ait olduğu ortaya çıkmıştı.

Bu nedenle, polisin “RAF yaşamaya devam ediyor” şeklinde servis ettiği soygun olaylarının gerçekten de aranan üçlüye ait olup olmadığı bilinmiyor.

Bilinen bir şey varsa o da Alman basınının RAF’ı özlediğidir! Eski eylem dosyaları yeniden açıldı ve solcu bir örgütün ülkede nasıl da terör yaptığı anlatılıyor. Bunca radikal dinci ve ırkçı terör ortamında “solcu terör” eksik hissediliyor gibi.

Bu nedenle RAF’ın üç üyesinin aktif halde soygunlar yaptığı bilgisiyle eksik kalan puzzle tamamlanmak isteniyor. 

SES GETİREN EYLEMLER GERÇEKLEŞTİRMİŞLERDİ

RAF tarafından Almanya’da gerçekleştirilen çok sayıda silahlı saldırıda 34 kişi hayatını kaybetti, 29 kişi de yaralandı. Bankacı Alfred Herrhausen, Diplomat Gero von Braunmühle ve tekel yöneticisi Detlef Rohwedder’in öldürülmesi büyük yankı yaratmıştı. RAF, 1970’te devrimci maceracılık ve antiemperyalizm adına şehir gerillacılığı yöntemleriyle kapitalist sistemin yıkılabileceğini savunan Andreas Baader, Gudrun Ensslin ve Ulrike Meinhof tarafından kurulmuştu. 

Evrensel'i Takip Et