Sennur Sezer’in son kitabı ‘Tahir ile Zühre’ yayımlandı
Şair, Yazar Sennur Sezer’in hayatını kaybetmeden önce kaleme aldığı 'Tahir ile Zühre' yayınlandı. Kitapta Sezer, 'Tahir ile Zühre'yi kendi üslubuyla ve çağdaş bir yorumla aktarıyor.
Hakan GÜNGÖR
İstanbul
Şair ve Yazar Sennur Sezer’in, aramızdan ayrılışından kısa bir süre önce yazdığı “Tahir ile Zühre”, hem Sezer’in elinden çıkmış son kitap olması nedeniyle önem taşıyor, hem üslubu, dili ve özeni ile edebiyat alanındaki kaybının büyüklüğünü bir kez daha gözler önüne seriyor.
Ekim ayında hayatını kaybeden Sezer, daha evvel kaleme aldığı “Şahmaran” ve “Kerem ile Aslı”da olduğu gibi, haziran ayında tamamladığı “Tahir ile Zühre”de de, nesilden nesile ve dilden dile aktarılan halk hikayesini çağdaş bir yorumla anlatıyor. Bunu yaparken halk edebiyatının anonim ve kolektif estetiğini kendi üslubuyla harmanlıyor. Sezer, okurlarına bıraktığı son kitabında binlerce yıl boyunca dünyadan geçip gitmiş insanları, halkları da yanına alıyor; onların anlattığını günümüz okuruna duyuruyor.
“BİR USTA OZAN VARDI İŞTE O ANLATTI”
Doğan Egmont Yayıncılık’tan çıkan “Tahir ile Zühre”, efsaneleşmiş bir aşkı konu alıyor. Tahir, bir beyin yeğenidir. Annesi ve babası ölünce geride sadece bey, yani amcası ile onun kızı Zühre kalmıştır. Zamanla Zühre’yle birbirlerine aşık olurlar. Onların aşkı, onlar daha dünyaya gelmeden bir kehanette anılmıştır. Zühre’nin annesi ise kızının Tahir’le evlenmesini istemez. Tahir, sürgüne gönderilir. Ancak ne Zühre, Tahir’i unutacaktır; ne Tahir, Zühre’den vazgeçecektir. Canı pahasına da olsa Zühre’nin yoluna tekrar düşecektir.
Eşi, Yazar Adnan Özyalçıner’in belirttiği üzere, Sezer kitabı yazarken bir araştırmacı titizliği ile çalışmış. “Tahir ile Zühre” hemen her halk hikayesinde olduğu gibi farklı dillerce, kültürlerce, coğrafyalarca ayrı bir renge bürünmüş bir anlatı. Sezer, bu anlatıları incelemiş ve kitabında tercihlerinden okuru da haberdar etmeyi seçmiş. Kitapta Sezer, “Tahir ile Zühre öyküsü pek çok ülkede bilinir: Karagöz perdesinde de görünür Tahir ile Zühre, ortaoyununda da. Kimi zaman masal olur, kimi zaman efsane. Yüzyıllardır binbir biçimde anlatılır” diyor ve bu halk hikayesini kaleme alırken, anlatılar arasındaki farklılıklara da zaman zaman değiniyor.
HEM OKUNSUN, HEM ‘SÖYLENSİN’ DİYE YAZILMIŞ
Toplumsal hafızaya işlemiş bu halk hikayesinde Sennur Sezer’in sesi alabildiğine işitiliyor. Düz yazıda da Sezer şiirsel üslubundan vazgeçmiyor. Lüzumsuz tek kelimeye yer vermiyor.
Kitap; duru, derin bir akıcılıkta sürüp gidiyor. Sezer, cümlelerinde uyaklar yaratıyor. Sadece okunsun diye değil, aynı zamanda “söylensin” de diye olsa gerek.
Tahir’in bir ozan olarak sazı eline her alışında, “Şair Sennur Sezer” enikonu hissediliyor. “Ozan” nerede başlıyor, “şair” nerede bitiyor kestirmek güçleşiyor. İkisi birbirine geçiyor, Sezer kimi zaman Zühre oluyor; kimi zaman Tahir. Ki, Sezer kitapta Nâzım Hikmet’in “Bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte/Yani yürekte” dizelerini de anmadan geçmiyor.
Sezer’in tevazuu da görülüyor satırlarında. Hikayenin bir noktasında “Tahir ile sütninesinin kavuşmasını bir usta ozan olsa da anlatsa” diyor. Okur ise, “Bir usta ozan vardı, işte anlattı” diye yanıtlıyor içten içe…
Sennur Sezer, son kitabıyla geçmişten bugüne yürek dolusu bir selam gönderiyor ve “Tahir ile Zühre” anlatısını okurlarına emanet ediyor. Aynı kökten ufka doğru, dilden dile yeşersin diye.
‘SEVDA ÖYKÜLERİNDEN DERS ÇIKARMAMIŞLAR’
Sennur Sezer, “Tahir ile Zühre’nin” hemen girişinde, okurlarına nasihat de etmiş. Parmak sallamadan üstelik. Ders alabilenlere… “Bana sorarsanız her kız babası, oğlan anası sevda öykülerinden alınıp gocunmayı bilmiş de, hiç biri dinlediği öyküden ders çıkarmamış. Kimse kendi gençliğini hatırlayıp kızıyla oğluyla konuşmayı denememiş. Sanki öyküleri anlatanlar sırf zaman geçsin diye masal mesel anlatmış da beyler efendiler ders alsın dememişler.”
‘Boş tencere’ iktidarın neresinde?
Tehlike nedir?
Yeni anayasa tartışmaları, AKP’ye can suyu olur mu?
Erdoğan'ın Irak ziyaretinin 3 sebebi ve değişim rüzgarı!
Özgürlükçü Anayasa
1 Mayıs ve sonrası
Galatasaray kaparak, Fenerbahçe kaptırmayarak…
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
