‘Amorti de mi yok?’
Tamer Arda ERŞİN
Ankara
Yılbaşına günler kaldı. 2016 yılı Milli Piyango biletleri satışa çıktı. Milyonlarca kişi zengin olma hayaliyle, 12 lira 50 kuruş, 25 lira ve 50 liraya satılan biletlerden alıyor. Halkın günümüzde yaşadığı hayalleri Yılmaz Güney, 1970 yılında Umut adlı filminde anlatmış. İnsanların umudunun nasıl boşa çıktığının anlatıldığı filimde başrol oyuncusu Cabbar, elinde bilet soruyordu, “Amorti de yok, gardaş?”
BİLET SATANLARIN DA UMUDU
Umut besleyenler sadece yılbaşı bileti alanlar değil. Sokaklarda, köşe başlarında bilet satıp, evlerine iki kuruş para götürmeye çalışanların da umudu var. Bağırıyorlar, “Yılbaşı biletleri”, “Büyük gün yaklaşıyor”, “Nimet Abla’nın biletleri bunlar”, “Tek, çapraz seriler burada”, “Aldım çıkmadı deme”, “Milli Piyangoo.” Biletçilerin de umudu olmaz mı? Onlar da emekçi. Ne diyor, emekli maaşından şikayetçi olan Abdullah Amca: “Umudumuz bilet satmak. Bilet satıp para kazanmak. Emekli maaşı yetmiyor.”
Ya eve katkı olsun diye çalışan Ayşe Abla: “Umut hayallerinizi geçekleştirmek. Ama çalışarak, çabalayarak bir şeyler yapmak. Emek vermeden hiç bir şey olmaz” diyor.
‘UMUT ÜRETMEKTİR’
Bazı bilet satıcıları ise umudun onlardaki anlamını açıklarken gerçeği itiraf ediyor. Emek diyorlar, insan emeğinden başka şeye umut bağlamamalı. Çalışmaktan, kendi parasını kazanmakla gurur duyan Hüseyin Kılıç, “Umut üretmektir. Üretmek her şeyi getirir” diyor.
Gül Çatak da tıpkı Kılıç gibi üretmeden bir şeyler olmayacağını anlatıyor: “Bir şeyler üretmenin beklentisi ve beklediğin güzel şeylerin olması.”
Ya yıllarca yüz üstü bırakılmanın hayal kırıklığını yaşayan Ali Amca “Umut güvendir. Ümidimize güveniyoruz” umudun emeğine güvenmek olduğunu sözlerine ekliyor.
Evrensel'i Takip Et