13 Aralık 2015 03:38

Merkel nasıl ‘Yılın Kişisi’ oldu?

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR

Almanya Şansölyesi Angela Merkel, 2015’te dünyanın “en güçlü”, “en popüler”, “en sevilen” liderler sıralamasında en fazla yer alan siyasetçi oldu. Bir süre önce ABD burjuvazisinin en önemli yayın organlarından biri olan Forbes dergisi tarafından “Yılın En Güçlü Kadını” ilan edilen Merkel, böylece beş yıl üst üste “Dünyanın En Güçlü Kadını” oldu. Merkel, aynı dergi tarafından yine “En Güçlü Liderler” kategorisinde Putin’den sonra ikinci ilan edilmişti. Forbes tarafından “güçlü kadın” ve “2. güçlü lider” ilan edilen Merkel, hafta içinde ise bir başka ABD dergisi TIME tarafından “Yılın Kişisi” ilan edildi. Böylece TIME, 29 yıl aradan sonra ilk kez bir kadın olarak Merkel’i “Yılın Kişisi” ilan etmiş oldu. Bu demektir ki, TIME, ya 29 yıldır bu sıfata layık bir kadın bulamamış ya da bulma gereği duymamıştır! Hal böyle olunca Merkel’in seçilmesi tahmin edilen de geniş yankı yarattı.
Bir lider için kısa süre içinde yapılan bu “olağanüstü tanımlamalar” elbette boşuna ve küçümsenecek şeyler değil. Ancak günümüz dünyasında her tanımlamanın, ödüllendirmenin verdiği mesajlar ve üstlendiği anlamlar bulunuyor.

KİME KARŞI GÜÇLÜ!

Hem Forbes hem TIME tarafından açıklanan gerekçelere bakıldığında Merkel’in gücünü asıl olarak Alman burjuvazisinden aldığı kendiliğinden görülüyor. Çünkü “güçlü” ve “Yılın Kişisi” olmasına vesile olan olaylar asıl olarak Almanya’nın izlediği politikalarla ilgili. Örneğin, TIME yöneticileri Merkel’i “Yılın İnsanı” seçerken şu gerekçeleri sıralıyorlar: “Ukrayna krizinde aldığı tutum, Yunanistan’ın iflasına karşı mücadelede, sığınmacı krizi ve Paris’teki terör saldırıları sonrasında ülkesindeki güçlü direnişe rağmen kararlı politikalar izlemesi.” (zeit.de)
TIME’nin Merkel’i “Özgür dünyanın başbakanı” diye sunmasından sonra hızını alamayan Die Welt gazetesinin Washington temsilcisi Clemens Werging bunu “Angela Merkel şimdi Batı’nın lideri” diye başlığa çıkardı. (10.12.2015). Buna gerekçe olarak da Merkel’in geçtiğimiz yıl içinde birçok kez Avrupa’yı dağılmaktan kurtarmasını gösterdi.
Gerekçelerde de görüldüğü gibi Yunanistan ve sığınmacı krizi, Ukrayna ve Suriye’deki çatışmalarda aldığı tutum Merkel’i “güçlü” “ve Yılın İnsanı” haline getirmiştir.
Gerekçeler böyle siyasi olunca, doğal olarak sıfatın verilmesi de siyasi oluyor. Özellikle Yunanistan konusunda Merkel’in şahsında oluşan Alman burjuvazisinin baskıcı/sömürgeci politikasının yarattığı sonuçların Yunan emekçilerine, halkına işsizlik, yoksulluk ve neoliberal politikalar olarak döndüğü biliniyor. Bu nedenle, Merkel’in gücü Yunan halkına yettikçe “güçlü kadın” olma imajını pekiştirmiş. Ve bu politika gelinen aşamada AB üzerinde etkili bir hal almıştır.

SIĞINMACILARIN ANNESİ MERKEL!

Hiç şüphe yok ki, bu yıl içinde Merkel’i dünya çapında popüler kılan gelişmelerin başında Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçen sığınmacılar konusunda izlemiş olduğu “yumuşak politika” geliyor. Bu politikadan ötürü bir ara Merkel’e Nobel Barış Ödülü de verilebileceği dillendirildi. ABD dergileri tarafından verilen sıfatlara bir de Nobel eklenseydi o zaman 2015 tam anlamıyla dünya tarihine belki de “Merkel Yılı” olarak geçerdi.
Merkel’in sığınmacılara yönelik izlediği “kadife eldiven” politikasının nedenleri var elbette. Ancak dünya kamuoyunun Merkel’in/Almanya’nın sığınmacıları ön kapıdan alırken arka kapıdan sınır dışı ettiği gerçeğini görmedi ya da görmek istemedi. Suriye üzerinden gelen sığınmacılara zorunlu olarak kapılar açılırken, aynı Merkel’in Türkiye’yi sığınmacılar için kamp merkezine dönüştürdüğünü ve gelenleri de peyderpey göndermeyi planladığını da... Keza aynı dönemde ülke içinde Sığınmacılar Yasası’nda yapılan sertleştirmelerle, sığınmacıların geldiklerine pişman edilmesini de... Sığınmacı akınını uluslararası düzeyde imaj için kullanmayı başaran Merkel aynı dönemde Alman halkına rağmen Bundeswehr’in (Alman Ordusu) Suriye’de doğrudan taraf olmasını sağladı.
ABD’den bakınca “olumlu görülenler” Almanya’dan bakınca tam tersi yönde.

ABD MERKEL’İ NEDEN SEVİYOR?

Gelişmeleri ve sıfatların veriliş nedenlerini yan yana koyduğumuzda, ABD dergilerindeki “Merkel aşkı”nın tamamen siyasi nedenleri bulunuyor. Bu nedenlerin başında elbette Merkel’in, safların yeniden belirlendiği günümüz dünyasında ABD ile “kader birliği” yapması geliyor. Ukrayna ve Suriye’de, kendisinden önceki Şansölye Gerhard Schröder’in sık sık dile getirdiği “Alman Yolu”ndan (Deutsche Weg) gitmekten ziyade ABD’nin peşinde gidildi. Schröder, Irak işgali öncesinde Rusya ve Fransa ile birlikte ABD’ye karşı bir eksen kurmuş ve işgale katılmamıştı. Merkel’in liderliğindeki Almanya ise bugün küresel düzeyde ABD’nin izlemiş olduğu politikaların yanında yer alıyor. Bu da doğal olarak mevcut ABD yönetiminin hareket alanını genişletiyor. Dolayısıyla bir yıl içinde verilen bütün bu sıfatları Merkel’e izlediği ABD yanlısı politikalara bir ödül olarak okumak gerekiyor.
Bakalım, dünyadaki gelişmeler ABD dergilerinin “Merkel aşkı”nı ne kadar sürdürecek...

ÖNCEKİ HABER

Barış elçisi Tahir’i aldılar aramızdan

SONRAKİ HABER

Gazap Üzümleri’nden Dersim’e, Dersim’den Balveren’e

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...