12 Aralık 2015 14:04

CHP Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı: Birlikte direnebilmeliyiz

Daha çok birliktelik ve diyalog, sorunları birlikte tartışmak gerekli. AKP’nin önümüze getirdiği, toplumu kutuplaştırmayı körükleyen bir zemin var. Ama biz buna karşı, ülkenin iyiliği için mücadele edenler olarak üzerimize düşeni yaparak birçok alanda bir araya gelip, fikir üretmeliyiz. Birlikte direnebilmeliyiz.

Paylaş

Emine UYAR

Babası Metin Altıok'u Madımak Katliamı’nda yitiren, Kadın Eserleri Kütüphanesi Bilgi Merkezi Vakfının yönetim kurulu üyeliği yapan ve Toplumsal Bellek Platformu çalışmalarında yer alan Zeynep Altıok Akatlı, 1 Kasım seçimlerinde yeniden CHP İzmir Milletvekili seçildi.  Aslen İzmirli olan, uzun yıllar İstanbul ve Ankara’da yaşamını sürdüren Akatlı ile 1 Kasım seçimlerini, Aleviler ve barışı konuştuk.

Pek çok olumsuz tabloya rağmen AKP’nin yüksek bir oy oranı ile iktidara gelmesini siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Her şeyden önce zorunda bırakıldığımız bir seçim olduğu gerçeğini unutmamamız gerekiyor. 7 Haziran seçimleri ile 1 Kasım seçimleri arasında gerçekten her anlamda farklı bir konjonktür, farklı bir uygulama hattı olduğunu unutmamalıyız. Ne yazık ki olağan akışında ve demokratik bir süreç içerisinde bir seçim yapılmadı. Keder, ölüm, üzüntü, kan, korku ve tehdit ortamında seçime gittik. Bu, partilerin tutumlarını da etkiledi. Hiç miting yapmadık, yapmak istemedik örneğin. Doğrudan tehdit ve şiddetin uygulandığı, aba altından sopa gösterildiği, Ankara’nın göbeğinde bombaların patlatıldığı bir ortamda seçim çalışması yapılamadı, ülkenin sorunları tartışılamadı. Yıkıcı söylem ve yaptırımlara karşı partiler ne kadar durabildi, kendilerini ne kadar anlatabildi, önceki söylediklerinin önemi kaldı mı, kime geçti kime geçmedi bunu ölçmek bile mümkün değil.  

AKP tek başına iktidara geldi ama başta çatışmalar ve ekonomi olmak üzere ülkenin pek çok sorunu var. Bundan sonraki süreçte neler yapılmalı?
Evet bunun karşısında nasıl durulacağını tartışmalıyız. En azından önümüzdeki süreci doğru algılamak ve iyi kurgulamak, önümüzdeki seçimlere doğru bir şekilde gitmek için, hem kendi partilerimizi, ideolojilerimizi, inanışlarımızı, masaya yatırmak ve günün gerçeği ile dünyanın gerçeği ile örtüşen bir Türkiye gerçeği ile bir kez daha yorumlamak ve öz eleştiri yapmak gerekmekte.
Hayallerimizin gerçek olması için bugüne kadar tutturamadığımız ortaklıkları tutturmanın önemini de bence bu 1 Kasım seçimiyle birlikte algılamamız gerekiyor. Bu noktada kendi yapılarımızın temel ilkelerinden ödün vermeyi kastetmiyorum. Ama daimi surette birbirini hırpalayan bir muhalefetle de topluma dönük umut hissi yaratmanın mümkün olmadığını düşünüyorum. En büyük aksamanın buradan kaynaklandığını düşünüyorum. Daha geniş kitlelerin temel özgürlükler, eşit yurttaşlık, bağımsız yargı gibi tartışmasız herkesin gönlünde olan kazanımları elde edebilmek için bunu bizim gibi isteyen diğerlerini biraz daha iyi anlayarak siyaset üretmeliyiz.

İktidar tarafından ötekileştirilen kesimlerin başında Aleviler geliyor. Sizin de sıkı temas halinde olduğunuz Aleviler barışa ilişkin ne düşünüyor, kalıcı barış nasıl sağlanır?
Alevilik inancının temelinde eşitlik, kardeşlik vardır. Bu ülkede Alevi insanlarımızın gösterdiği sağduyu hakikaten başka bir taktir almalı. Sayısız kez hedef gösteriliyorsunuz, katiliniz cezasız kalıyor, evleriniz işaretleniyor... 13 yıllık AKP iktidarı yürüttüğü sistemli ayrımcılığın itirafını defalarca yapmıştır.
Yaşanan büyük acıların hesabı verilmedi bu ülkede. Sivas anneleri ile Roboskî annelerinin bir araya geldiği birkaç yıl önceki “Sivas Anması”nı çok önemsiyorum. Çözüm de buradan sağlanacak bence, mağdurların yan yana gelmesi ile.  Bu ülkede “Tahrik olma özgürlüğü!” var. 13 yıllık AKP iktidarı döneminde bütün kavramların içi boşaltıldı. Demokrasi kafa sayısına indirgendi. Barışın da içini boşalttı. Barış erk sahibinin bahşedeceği bir gerçeklik değildir. Barış içselleştirilmeden elde edilemez. Bizler, Maraş’tan, Sivas’tan, Çorum’dan Gezi’den, Gazi’den, Suruç’tan, Reyhanlı’dan, Roboskî’den sayısız faili meçhul cinayetlerin içinden geliyoruz. En son Ankara’da “barış”, barış isteyenler katledildi. Bugün barışı var edebilmek için barışı içselleştirmiş olan tüm kesimlerin ortaklığına ihtiyaç var. Hepimizin tüm ideal ve hedeflerimizi bir kenara bırakıp en yalın gerçekliğimiz olan insanlığımıza ve barışa emanet olarak, siyaseti de, geleceği de şekillendirmemiz, inşa etmemiz her şeyi buradan başlatarak kurmamız gerekli. Artık dibin de dibindeyiz ve buradan sadece vicdanla, barış ve insanlıkla çıkabiliriz.

CHP’li vekiller olarak İzmir’de diğer kesimlerle birliktelik ve ortak mücadele noktasında neler yapılmalı?
Daha çok birliktelik ve diyalog, sorunları birlikte tartışmak gerekli. AKP’nin önümüze getirdiği, toplumu kutuplaştırmayı körükleyen bir zemin var. Ama biz buna karşı, ülkenin iyiliği için mücadele edenler olarak üzerimize düşeni yaparak birçok alanda bir araya gelip, fikir üretmeliyiz. Birlikte direnebilmeliyiz.

ÖNCEKİ HABER

Bornova’ya UEFA standartlarına uygun stadyum

SONRAKİ HABER

İzmir’de mikro milliyetçi yapı tayin edici

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...