12 Aralık 2015 12:54

Barışın anahtarı: Emek ve demokrasi güçleri

KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Bahri Akkan, ekimiz için sorduğumuz soruları yanıtladı.

Paylaş

Mustafa GÜVEN

Ortadoğu’da ve ülkemizde patlayan bombalar ve savaş sarmalını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Örgütümüz savaşın etkilerini birinci elden hissediyor. Uzun süreden bu yana Ortadoğu merkezli sürdürülen gerginlik politikasında, Türkiye ve AKP hükümeti savaştan yana tutum aldı. Savaş politikalarının ekonomik ve sosyal boyutu var. Sınırlarımızın dışında gibi gözüken çatışmalarda bile ölenlerin yası Urfa’da, Mardin’de, Siirt’te, Diyarbakır’daki akrabalarına düşmektedir. 7 Haziran seçimlerinde birilerinin diktatör olamaması, Kürt hareketinin batıda emekçilerle, ezilenlerle, sosyalistlerle kurmuş olduğu ittifakın sonucudur. 7 Haziran seçimlerinden bu yana da saldırganlık artmış Güneydoğu’dan başlayarak tüm ülkeye kan ve gözyaşı politikaları hakim olmuştur. Bu durumun üyelerimizi, emekçileri etkilememesi mümkün değil.

Savaş emekçilere nasıl yansıyor?
Savaş politikalarının yoğun olduğu dönemlerde AKP yandaş örgütleri aracılığıyla uzunca süredir işçilere emekçilere satış sözleşmesi dayatmaktadır ve arka planında savaşa bütçe oluşturmak vardır. 13 yıldır iktidarda olup 13 yıl sonra asgari ücreti 1300 TL yapacağız vaadinin de inandırıcı olmadığını gördük. Emekçileri yüzde 3-5’lik zamlara mahkum eden iktidarın, savaş bütçesine geldiğinde hiçbir kısıntıya gitmediğini görüyoruz. Bu yıl, bu savaş bütçesinin çok daha acımasız uygulanacağını yapılan ihanet sözleşmesinden anlıyoruz. İmzalanan sözleşme her ne kadar ‘zafer’miş gibi açıklansa da satış sözleşmesidir. 1 Kasım seçimleri sonuçları düşünüldüğünde Türkiye’nin Ortadoğu batağında jandarmalık görevini üstlenmesi riskine ve temel hakların gaspına karşı işçi ve emekçiler kendi politikalarında yürüyebileceği bir süreci örgütlemelidirler.

Katliam sonrası süreç nasıldı?
10 Ekim katliamı sonrasında da alanları emekçilere dar etmeye yönelik politikalar devam etti. Ancak başarılı olmadı. KESK, DİSK, TMMOB, TTB’nin çağrısı, emekçilerin işyerlerine, evlerine hapsolmadan alanlara iş bırakarak çıkmasıyla karşılık buldu. 10 Ekim katliamı sonrasında yaptığımız çalışmalarda İzmir’de özellikle sosyal demokrat belediyelerin sürece olumlu destekleri oldu. Bu da barış mücadelesinin daha geniş bir alana yansımasına hizmet ediyor. İl merkezinde bu durum yaşanırken, ilçelerde AKPli belediyeler kışkırtıcı biçimde “Teröre karşı bayrak mitingi” yaptılar. İşyerlerimizde Ankara Katliamı’na bile şaşırtıcı düzeyde ırkçı tepkiler veren kesimler de var elbette. İşçiler ve emekçiler ve onların örgütleri savaş karşıtı bir mücadele zeminini genişletebilirler.

Barış cephesi nasıl genişletilebilir?
Barış mücadelesinin sadece bizim tekelimizde bir mücadele olmadığını göstermeli, gücümüzü artırmalıyız. Bunun en önemli ayaklarından biri sosyal demokratlardır. Sosyal demokratların olmadığı bir barış mücadelesi sadece Kürtlere ve sosyalistlere bırakılmış bir mücadele olur. İzmir’de iş bırakarak alanlara inme ve barış talebinin kitlesel biçimde dillendirilmesinde milletvekillerinin ve belediye başkanlarının katılımlarının da etkisi olduğunu düşünüyorum. Merkezi kararları olmamasına rağmen Türk-İş’e bağlı Belediye-İş 2 gün bizimle birlikte iş bıraktı, DİSK’e bağlı Genel-İş ile Belediye-İş’in ortak tutumu sonucunda İzmir’de çöp dağları oluştu ve gerçekten sahici bir grev oldu. Bunlar barış cephesinin genişlemesine neden oldu. Cepheyi ne kadar genişletebilirsek ben gerçekten kardeşlik temelinde bir barış rüzgarının estirilebileceğine inanıyorum.
Ankara Katliamı sonrası Emek Barış Demokrasi cephesi olarak üç toplantı yaptık. Birleşik Haziran Hareketinin de, daha önce barış bloku içinde yer almayan kurumların da yer alabildiği toplantılar sonucunda 10 Ekim katliamı eylemleri, anmaları ve benzeri çalışmalar örgütledik. Şimdi bu cepheye İzmir Barosu Çağdaş Avukatlar grubu da katıldı. Diğer derneklerin önemli kısmı imzacı olarak var. Her ayın onunda “Unutmadık Unutmayacağız” eylemleri için alanlarda olacağız. Bu süreç, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adı altında devam edecek. Ve bu güçler birliğini işyerlerine taşıyacaklar.

ÖNCEKİ HABER

Suruç Belediyesi eş başkanı hakkında tutuklama kararı

SONRAKİ HABER

Sorunlarımız ortak, çözümde de ortaklaşmalıyız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...