29 Kasım 2015 04:10

Gazete sayfalarındaki arsız mahkeme

'İhanet ettiler, hainlikten tutuklandılar' başlıklarını çok önceden hazır etmişlerdi. 'Cancık tutuklandı', 'Dündar tır’lattı' yazarken pek eğlendikleri ortada. Yandaş basın, kendi utanç tarihlerini kendi elleriyle yazıyor.

Paylaş

Hakan GÜNGÖR

Gazetecilerin yaptıkları haberler nedeniyle yargılanıyor olmasına tepki göstermek için aklı selim sahibi olmak yeterli sanıyorum. Ancak ne acı ki, her şeyden ve herkesten önce kimi “gazeteciler” sayfalarında mahkeme kurup çoktan hükmü verir hale geliyor. Muhakeme yeteneğinden yoksun, kendi iradesini başkasına koşulsuzca teslim etmişlerin mahkemesi bu.
Ortada bir yargısız infaz timi var. Kimi isimler uzun süredir orada, kimileri bizzat üyesi olduğu yargısız infaz timinin hedefinde bugün. Manşetleri, haberleri, yazıları ellerine tutuşturulmuş. “Gazetecilikten tutuklu değiller” diyen bir de suflörleri var. Koro halinde başlıyorlar yaygaraya. Kimi utanacak, kimi unutacak, kimi inkar edecek. Ama arşiv unutmayacak.

UTANÇ VERİCİ BAŞLIKLAR

Güneş birinci sayfada “İhanetin bedeli- Cancık tutuklandı” diye verdi tutuklanma haberini. Meslektaşlarının hapsedilmesini alkışla karşıladıkları yetmiyormuş gibi, mahkeme olmaya soyunup bunun “ihanet” olduğuna hükmetmişler çoktan. Hepsi bir yana, “Cancık” gibi akıl almaz ve pespaye bir ifadeyi kullanmaktan çekinmiyorlar. “Kancık” demeye getiriyorlar akıllarınca. Nereden tutsanız elinizde kalıyor. “Kötülüğün sıradanlığı” tekrar vücut buluyor. Kötülük sıradanlaşınca, kötülüğün hedefindekilerin sırası uzuyor.

Takvim gazetesinde de durum farklı değildi. “Dündar tır’lattı” başlığını atmışlar. Bu başlığı okuyan sağduyu sahibi birinin yüzü kızaracaktır ama onlar atarken pek keyif almışlar anlaşılan. Dündar’ın mahkeme koridorundaki gülümseyen bir fotoğrafına yer vermişler. Alaya alıyorlar bu gülmeyi. Kan donduran kahkahalarının bir gün sona ereceğini, gerçeğin peşindeki habercilerin gülümsemesinin ise ilelebet süreceğini bilmiyorlar.

SAHİ DEĞİL SAKİL GAZETECİLİK

Manipülasyon başka şekillerde de devreye giriyor elbette. Takvim’de, Yeni Şafak’ta, Bugün’de “Gerçeğe aykırı bazı görüntü ve bilgiye yer verdiği” için haklarında soruşturma başlatıldığı yazılıyor. Ortada “Devlete ait gizli bilgileri yayımlamak” gibi bir tuhaf suçlama olduğunun farkında olmalarına rağmen yazdıklarında umarsızca çelişkiye düşüyorlar. Yalancının en çok başvurduğu yöntem yalancılık ithamı oluyor.

Akşam, “Casusluktan tutuklandı”, Star “TIR ihanetinden tutuklandılar”, Akit, “TIR ihaneti” başlıklarını atmış. Kalemi kırmış, hesabı kesmişler. Gazeteci olduklarını çoktan unutmuşlar. Halbuki bir gazeteci, haberci olduğunu unutup hakim olmaya soyununca yazdığı da, kendisi de “sahi” değil, “sakil” oluyor.

Peki Türkiye’de 2 gazetecinin habercilik yaptıkları için tutuklanmasını birinci sayfalarında kibrit kutusu kadarcık görebilen gazetelere ne diyeceğiz? Hadi Vatan’dan, Habertürk’ten beklenti zaten yok. Ama Can Dündar’ın 12 yıl boyunca yazı yazdığı Milliyet’te bu haber birinci sayfada kibrit kutusu kadarcık bir yere mi sıkıştırılmalıydı? Tapelerdeki yersiz yakarışlar, koca birinci sayfada bu mühim haber için yersiz kalmayı da açıklıyor olsa gerek.

Daha Can Dündar savunmasını yaparken “hain, ihanet etti, hak etti” ifadelerini içeren manşetlerini atanlar, günü geldiğinde kullanmak için “Kandırıldık, bilmiyorduk, baskı altındaydık” cümlelerini de hazır etmişlerdir kuşkusuz. Hafıza-ı beşer nisyan ile malülse de, makbul olmak adına zulmedenlerin yazdıkları kendi gazetelerinin arşivlerinde muhafaza ediliyor. Gazetecilik günün tarihini yazmaktır, kendi utanç tarihlerini kendi elleriyle yazıyorlar.

ÖNCEKİ HABER

Suriye’de yeni hüsran dalgası: Bayırbucak, Cerablus, Azez…

SONRAKİ HABER

Azcık ‘sıcaklasak’ mı?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...