Genco ERKAL
Bu yıl sanat dünyasında acımasız bir yaprak dökümü yaşandı. Sevdiğimiz sanatçılar birbiri ardından çekip gittiler. En son kaybımız sevgili dostum Üstün Akmen oldu. Her şeyden önce, onun sevdalı bir tiyatro tutkunu olduğunu söylemem gerekiyor. Eleştirmenler arasında tiyatroya bu denli bağlı olanı sık görülmez doğrusu. Üstün Akmen müthiş enerjisiyle sürekli tiyatro tiyatro dolaştı. Amatör, profesyonel demedi, İstanbul ya da Anadolu’nun ücra köşeleri demedi, adeta kendinle yarışarak tiyatro maratonunu sürdürdü. Yılda onun izlediği oyun sayısıyla rekabet edebilecek başka bir eleştirmen tanımıyorum. Hiç üşenmedi, bugün Eskişehir, yarın Mardin, ertesi gün Ordu, Kıbrıs… Tiyatro dünyamızın Evliya Çelebisi olarak hep yollardaydı. Anadolu’da başlatılan birçok yerel tiyatro festivalinin de mutlaka ya kurucusu ya da danışmanı oldu.
Bütün tiyatrocular onu beklerdi. Bize ne zaman gelecek, oyunumuz hakkında neler yazacak en büyük merak konusuydu. Başka hiçbir eleştirmenin uğramadığı, özellikle genç topluluklar onun merceği altında basında görünebildiler. Tiyatroya verilen emeğe nasıl da saygılıydı. Başroldeki oyuncudan figürana kadar, sahne tasarımcısından ışık teknisyenine kadar oyuna emeği geçen herkesten yazısında mutlaka söz eder, değerlendirir, yeni yetenekleri keşfedip öne çıkarırdı. Başkanlığını yaptığı ödül jürilerindeki titiz çalışması da her zaman saygı uyandırmıştır.
İşin tuhafı Üstün Akmen tiyatronun içinden gelmedi buralara. Yaşamının büyük bölümünü iş dünyasında başarılı bir yönetici olarak geçirdi, ama hayatı boyunca hep, tiyatro başta olmak üzere müzik, opera, bale, bütün gösteri sanatlarının sıkı bir takipçisiydi. Emekli olduktan sonra, daha önce de zaman zaman yaptığı gibi eleştiriye yöneldi, gösteriler hakkında yazmaya, kamuoyunun ilgisini sanata çekmeye çalıştı. Yazdığı eleştirilerin toplamı olan birçok kitap yayınladı. Cumhuriyet gazetesinde bir süre yöneticilik yaptı, daha sonra Cumhuriyet Kitaplarını yönetti. PEN Yazarlar Derneği yönetim kurulunda görev aldı, sonunda Tiyatro Eleştirmenler Birliği Başkanı oldu.
İşte burada Üstün Akmen’in muhalif aydın olarak saygın duruşunu, boyun eğmez kişiliğini ve iktidara karşı mücadeleci kimliğini görüyoruz. İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti seçilmesi üzerine toplanan komisyonlarda yapılan yolsuzlukları, AKM üzerinde oynanan oyunları, AKM’nin çürümeye terk edilmesi, Muammer Karaca Tiyatrosunun kapatılması olaylarında, TÜSAK yasa taslağına karşı hep direndi, kültür alanını ilgilendiren her konuda günlük siyasi demeçler verdi, iktidara kafa tutu, Kültür Bakanıyla doğrudan mücadele edip mahkemelik oldu. Attığı her adımda dürüsttü, haklıydı, yürekli ve saygındı. Belkemiksiz insanların cirit attığı günümüzde hep örnek bir aydın gibi davrandı. Yaşamayı çok severdi. Sanatın her dalına gösterdiği ilginin yanı sıra dostluğa, sevgiye, yemeye, içmeye, güzel yaşamaya verdiği önem onun tamamlayıcı özelliğidir. Güzel sesi vardı, İtalyanca, İspanyolca şarkılar söylerdi. Sevgili eşi Şaylan Akmen’e ve tüm sevenlerine sabırlar diliyorum.
Evrensel'i Takip Et