Adnan Özyalçıner: Değinmeler
Adnan ÖZYALÇINER
GÜNEŞ TUTULMASI
Bir güneş tutulması daha. Kimse -daha önce de olduğu gibi- vurdukları damganın kara mürekkebini dört yıl boyunca sızdıracağının ayırdında değil.
OLSUN DA GÖR
“Barış olsun da gör!” demişti şair. Güzellikleri, aydınlıkları sıralayarak. Gözü görmeyenler, çok şey görüp de gözleri bağlananlar nasıl görsün; susanlar, çok şey bilip de çok konuştukları için susturulanlar ne desin?
NE DÜŞÜNÜR?
Savaşta kör olan “Barış olsun da gör!” dendiğinde ne düşünür?
SIĞINMACILAR
Sığınmacılar kanları, canları pahasına sınırları, duvarlarla telörgüleri aşarak özgür olmayı istiyorlar. Sınırlarını aştıkları, aşabildikleri yerlerde arkalarında bıraktıkları yüzünden horlanacakları, aşağılanacakları için sırf karın tokluğu adına özgür olabilecekler mi, kendilerini özgür hissedebilecekler mi?
NE DER?
Sennur Sezer, çocukluğunda: “Bardak suya ne der, su bardağa ne der?” diyerek ilk sorusunu sorarken ilk dizesini de söyleyerek geleceğin şairi Sennur Sezerliğe ilk adımını atmış. Şimdi ben, “su bu soruya ne cevap verir, bardak ne der?” diye aynı soruyu bir daha sorup “acele cevap bekliyorum sudan, bardaktan bir de herkesten” dersem şiiri tamamlamış mı olurum; yoksa şiiri üretecek o ilk soruyu büsbütün dağıtmış mı olurum.
Sorusunun bilincinde olan Sennur, gerçek şiirini yazdığında şiirini üretecek o ilk soruyu dağıtmayacak bütünleyecektir suyu, bardağı bir de herkesi.
PARÇA PARÇA
Parça parça görüyorum düşlerimi. Uykuya bir dalıp bir çıkarak. Bir parçasını gördüğüm her düşte Sennur da var. Ben de olmasını istiyorum. Özlediğimden. Uykularıma kısa filmler gibi yansıyan bu düşlerimin içinde Sennur bir var, bir yok. Buluşmamız hep çok kısa sürüyor. Düş de kısa olunca uyandığımda kaybediyorum onu.
Yaşamım gibi, düşlerim de parçalandı.
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
