06 Kasım 2015 00:57

Bölgedeki sendikacılar seçimleri değerlendirdi: Değiştirmek için birleşelim

Paylaş

Bölgede emek hareketinin temsilcileri KESK, DİSK, Türk-İş’e bağlı sendikacıların yöneticileri seçimleri gazetemize değerlendirdi. AKP’nin yeniden iktidar olmasının emekçiler açısından zorlu bir sürece işaret olduğunu belirten sendikacılar, kriz ve savaşa harcanan bütçeye karşı çıkılması ve bu konuda emekçilerin birlik olmasının zorunluluk olduğuna dikkat çekti. Sendikacılar, başta asgari ücret olmak üzere emekçilerin taleplerinin karşılanması için seferber olunması çağrısı yaptı.

‘ASGARİ ÜCRET 1500 TL OLSUN’

Tes-İş Diyarbakır 2 No’lu Şube Başkanı Şükrü Kaçmaz, AKP’nin tek başına iktidar olmasının ana nedeninin ekonomik talepleri perdeleyerek, kaos ve huzurun bozulmaması propagandasının olduğunu söyledi. “AKP’nin 13 yıllık iktidarı süresince en fazla zarar gören kesim işçi kesimidir. Sermayeden yana tutum alan AKP iktidarı gerçeği varken bugünden sonra da değişen bir şey olacağını sanmıyorum” diyen Kaçmaz, emekçileri daha zorlu bir sürecin beklediğini kaydetti. AKP hükümetinin özelleştirmelerden elde ettiği paralarla Türkiye’ye makyaj yaptığını ancak emekçilerin yaşamları için bir adım atmadığını dile getiren Kaçmaz, “10 yılı aşkın süre içerisinde yaşam şartlarına ve alım gücüne bakalım yeter. Bu durum insanlık ayıbıdır” dedi. Asgari ücret vaadinden geri adım atılmasını eleştiren Kaçmaz, “ Komisyona havale ediyorlar. Komisyonun üye sayısını göz önünde bulundurduğumuz zaman hükümetin sayısal çoğunluğunu ne yapacağız. Hükümetin sayısal çoğunluğu ne karar alırsa o şekilde belirleniyor bu ücret. Hepimiz TV’lerde izledik, gazeteler yazdı. Bilboardlardan ilan ettiler. Asgari ücretin 1300 TL olmasının kaçarı yoktur” dedi.

Emek örgütlerinin bu ücreti de kabul etmediğini, açlık sınırı göz önünde bulundurulduğunda asgari ücretin 1500 TL olması gerektiğini ifade eden Kaçmaz, “Bugünden sonra ilk talep ve mücadele ayağı olarak bunu emek örgütleri dillendirmeli ve mücadeleye başlamalıdır” dedi.

Bölgede savaşa ayrılan bütçeye dikkat çeken Kaçmaz, “Şimdi ülkede özelleştirilecek bir yer de kalmadı. Bütçe savaşa akıtılıyor. Kriz ve ekonomik çıkmazlar kapıda, ancak kriz ve savaşın derinleşeceği açıkça görülmesine rağmen bu ısrarlardan vazgeçilmiyor. Mücadelenin diğer ayağı ve önemlisi de budur. İşçi, memur sendikası demeden tüm emek örgütlerinin acilen bir araya gelmesi ve ortak mücadeleyi sürdürmesi gereklidir” diye konuştu.

‘ARTIK DAHA ÇOK BİRLİK OLUP MÜCADELE EDELİM’

Genel-İş Diyarbakır 2 No’lu Şube Başkanı Ramazan Kızıltepe de, AKP’nin emekçilerin taleplerini görmezden gelerek savaş ve milliyetçilik üzerinden seçimi demokratik olmayan yöntemlerle kazandığını söyledi. Asgari ücret tartışmalarında ve Eski Ekonomi Bakanı Ali Babacan’ın sözlerinin AKP’nin emekçilere yaklaşımını ortaya koyduğunu ifade eden Kızıltepe, “İşçiler partilerin kendileri için olan vaatlerini büyük kaygıyla bekliyordu. Bugün kaygılar daha da artıyor. Emekçilere verilen vaatlerde dakika bir gol bir. İşimiz eskisinden daha zor. Taleplerimizin karşılanması ve daha güçlü haykırılması için önümüzde duran şey daha çok mücadele ve daha çok birlikteliktir. Kriz ve savaş politikaları da en çok biz emekçileri etkileyecek. O nedenle buna dur diyecek olan da bizleriz. Mücadele cephesini taleplerimizi dillendirerek ve AKP’nin politikalarını teşhir etmekle kalmayarak değiştirmek için çabalamalıyız” dedi.

‘TALEPLERİMİZİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ’

Genel-İş Antep 1No’lu Şube Başkanı Süleyman Göçmen de özellikle asgari ücret vaadinin peşini bırakmayacaklarını söyledi. Ali Babacan’ın, “Biz asgari Ücreti 1300 TL yapacağız demedik” sözlerini hatırlatan Göçmen, “Oysa biz bu şehrin sokaklarında, caddelerinde bütün partilerin asgari ücret 1300 olacak diye vaatlerini billboardlardaki reklamlarında, seçmenle buluştukları yerde vadettiklerini gördük. Artık bundan sonra bize düşen bunun takipçisi olmak. İktidarın vermiş olduğu vaatlerin takipçisi olmak gerek” dedi. Muhalefet partilerinin seçim sonuçlarını eleştiren Göçmen, “Seçmenini niye kaybetti bunları araştırıp nedenlerini bulup ona göre de bugünden gelecek seçimlere çalışmalara başlamalıdırlar. Televizyonda iki hesap sorarak bilmem ne sözüyle filan maalesef oy alınmıyor. Bu seçimin asıl kaybedeni MHP’dir. Kazanını AKP’dir. CHP yerinde sayarken, HDP’nin de emanet oyları bana göre çekilmiştir. Ama 7 Haziran ve 1 Kasım arasındaki yaşanan olaylara bakarsak çokta umutlu değilim. Yaklaşık 700 insanımız hayatını kaybetti. Yani oy almak için 700 kişinin hayatını hiçe saydıysalar, zaten her şey oy için yapılmıştır. Her şeyi oy için yapan bir siyasi yapıdan da ülkeye hiçbir fayda geleceğine de ben inanmıyorum” değerlendirmesi yaptı.

‘ÇIKAN SONUÇ NE OLURSA OLSUN BOYUN EĞMEYECEĞİZ’

Eğitim Sen Van Şube Eş Başkanı Gülcan Kaçmaz da şu şekilde değerlendirmede bulundu: “Bizler eğitim ve bilim emekçileri olarak, her türlü sömürüye, hırsızlığa, ayrımcılığa, yalana, talana ve katliamlara karşı yaşamın her alanını mücadele zeminine, aldığımız her nefesi ise mücadele azmine çevirmeyi her daim dert edindik! Yaşanan çatışmalı süreç içerisinde ve insanın en temel hakkı olan yaşam hakkının elinden alındığı bu dönemde oy hesaplarının yapılıp iktidar hırsıyla seçimlere gidilmesi yaratılan en büyük tahribattı. İktidar uğruna yürütülen bu çatışmalı süreçte yüzlerce insan yaşamını yitirdi. Sağlıksız, eşit olmayan ve can güvenliği kaygısıyla geçen seçim süreci 12 Eylül’ün ve ’90’lı yılların ruhunun güncellenmiş haliydi. 5 aylık seçim süreci içerisinde yaratılan bu sağlıksız koşullar, yurttaşlara panik ve korku atmosferi yaşattı. Bu panik ve korku atmosferi de sandığa yansıdı. Ortaya çıkan sonuç ne olursa olsun biz emek ve meslek örgütleri olarak zulme, sömürüye, kadın ve işçi cinayetlerine, yalana, talana boyun eğmeyeceğiz. Suruç’tan Ankara’ya dek katledilen bütün canlara verdiğimiz barış sözünü yerine getireceğimiz ve anılarını mücadelemize nakşederek yolumuza daha güçlü ve kararlı adımlarla devam edeceğimiz bilinmelidir”.

‘AKP İKTİDAR OLMAK İÇİN İŞÇİLERİN BİLE MAAŞLARINI GECİKTİRDİ’

KESK Antep Dönem Sözcüsü Ali Ersönmez 1 Kasım seçimlerinin 7 Haziran’dan sonraki süreçten itibaren olağanüstü ve olağan dışı koşullarda yapıldığını söyledi. Ersönmez,”Her şeyden önce biz Türkiye’de ki halkın, oy kullanan bütün toplumsal kesimlerin özgür iradeleriyle etki, baskı altında kalmadan seçime etki yaptıklarını düşünmüyoruz. Olağanüstü ve olağan dışı koşullar sokağa çıkma yasakları, bombaların patlatılması, bir sürü kitlesel katliamlar, yaklaşık 600’ün üzerinde insanımızın ölmesi gerçekten olağanüstü koşulları andırıyor” değerlendirmesinde bulundu. Özellikle AKP’nin kendisi olmadan ekonomik, sosyal, siyasal ortamın yürümeyeceği algısını yarattığını ifade eden Ersönmez şunları söyledi:  “Gaziantep’te biz fabrikalarda işçilerin maaşlarının ertelendiğini, ödenmediğini, geciktirildiğini özellikle psikolojik etki yapıldığını biliyoruz. Yine yapılması gereken birçok hizmetin bu süreçte durdurulduğunu ‘Biz yoksak hizmet yok’ anlayışının topluma yedirildiğini biliyoruz. Bu koşullarda seçime gidildi. Tabii ki biz AKP hükümetinin geldiği günden itibaren sermaye ile uluslararası sermaye ile uluslararası çıkar örgütleri ile Avrupa birliği, İMF, Dünya Bankası, ABD ile uyumlu ve iletişimli olduğunu biliyoruz. Ortadoğu politikaları hassas olduğu bu dönemde Merkel’in Türkiye’ye gelmesine de baktığımızda gerçekten AKP’nin sermaye ve uluslararası güçlerle bir anlamıyla anlaştığını, özellikle 7 Haziran’da AKP’nin uyarıldığını, tekrardan kendilerine hizmet edecekleri için yeniden AKP hükümet yapılmıştır, yaptırılmıştır bir şekilde diye değerlendiriyoruz.
Ersönmez şu çağrıda bulundu: “Daha çok emekçilerin, ezilenlerin, çalışanların, üretenlerin, özellikle daha dinamik olmaları, özellikle olmazsa olmaz iş güvencelerinin düzenlenmesine yönelik örgütlü tutum almaları gerekiyor. Bu anlamda bütün emekçileri daha çok mücadele etmeye daha çok adalet, eşitlik, hak, emek için hakları için gelecekleri için bu dönemde daha çok sorumluluk almaya davet ediyoruz.”  (Diyarbakır/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

NSU çözümsüz bulmacaya döndü

SONRAKİ HABER

‘Yaşasın işçilerin birliği’ lafta kalmasın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...