Toplumu aydınlatan bir ‘Sabah Yıldızı’ydı
‘Sabah Yıldız’ı bir hayli görkemli bir izleyici kitlesi önünde gala yaptı. Kızı Filiz Ali, çevirmen arkadaşı Erol Güney ve Araştırmacı Yazar Hıfzı Topuz gibi Sabahattin Ali’yi yakından tanıyan konukların yanı sıra Ali’nin sözlerine sahip olduğu; ‘Benim Meskenim Dağlardır’ın Bestecisi Sadık Gürbüz, ‘Aldırma Gönül’ün Bestecisi Kerem Güney, Geçmiyor Günler’in Bestecisi Gülten Kaya ve ‘Leylim Ley’in Bestecisi Zülfü Livaneli geceye katılan isimler arasındaydı. Kuyucak Belediye Başkanı Ali Ulvi Akoğlu ve Sabahattin Ali’nin doğduğu Bulgaristan’ın Ardino şehrinin Belediye Başkanı Resmi Murat da galada yer alan diğer isimlerdi. Film gösterimi başlamadan önce Işık Yenersu ve Rutkay Aziz, Sabahattin Ali’nin şiir, öykü ve yazılarından oluşan bir kompozisyon sundu. Sabahattin Ali dostları ve sevenleri Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nu tıklım tıklım doldurdu
FAİLİ MEÇHULLER SABAHATTİN ALİ İLE BAŞLADI
Belgeselin Yönetmeni Metin Avdaç bu belgeseli çekmeye 2010 yılının mayıs ayında Afyon’dan İstanbul’a bir yolculuk sırasında karar vermiş. 3 Temmuz 2010’da ilk çekimleri Kırklareli’nde başlayan belgesel iki senelik bir çalışmanın ürünü. Avdaç, belgeselin tek eksiğinin iki üç cümle de olsa kendi sesinden bir bölümün yer almaması olduğunu düşünüyor.
Filme ismini veren ‘Sabah Yıldızı’ Sabahattin Ali’nin lakabı. Sabahattin Ali’ye bu lakap Edremit’te geçirdiği çocukluk günlerinden kalır. Sabahın erken saatlerinde sokakta kitap okumasından dolayı mahalle sakinleri Sabahattin Ali’ye ‘Sabah Yıldızı’ derler. Avdaç, “O bir sabah yıldızıydı. Toplumun aydınlamasının bedelini canıyla ödedi. Keşke aramızda olsaydı ve böyle bir belgesele imza atmamış olsaydık. Sabahattin Ali’yi 41 yaşında bu devlet bu ülke katletti. Onu yaşatıyoruz yaşatacağız. Faili meçhul cinayetler aydınlatılsaydı Galatasaray’da toplanan Cumartesi Anneleri’nin bugün ne evlatları, kocaları kardeşleri katledilmiş olmazdı. Sabahattin Ali’den başlayarak bugünlere gelindi. Özgürlüğün kimsenin sağlığına, ruhuna bir zararı yoktur. Özgür bir dünya istiyoruz başka bir şey istemiyoruz”dedi.
İNSANLIK ADINA BÜYÜK SUÇ
Döneminde; çağdaşı dostu Nâzım Hikmet gibi, şiirlerini serbest vezinle yazmamış, halk şiiri geleneğini devam ettirmiştir Sabahattin Ali. Serbest şiir yazarsa kendisinin özgün olamayacağını ve Nâzım Hikmet’in etkisinde kalacağını düşünür ve kendi yolunu çizer.
Sabahattin Ali’nin birçok şiiri müzisyenler tarafından bestelenmiştir. ‘Eşkıya Dünya’, ‘Hasretinle Yandı Gönül’, ‘Hapishane Şarkısı’, ‘Benim Meskenim Dağlardır’, ‘Geçmiyor Günler’ bestelenen şiirlerinden bazıları.
Sabahattin Ali deyince akıllara önce ‘Aldırma Gönül’ geliyor. Edip Akbayram’la özdeşleşen türkünün bestecisi ise Kerem Güney. Güney, şairlik ettiği dönemlerde Beyazıt Devlet Kütüphanesine sürekli gittiğini söylüyor. Kütüphanede Sabahattin Ali’nin yirmi tane şiirini defterine yazar. Unkapanı’da plakçılık yapmaya başladıklarında ‘Aldırma Gönül’ şiirini bestelemeye karar verir. Bunun için Sinop Cezaevine gider. Oradaki kötü koşulları gören Güney gözlerine inanamaz, çok etkilenir. Güney, Sinop Hapishanesinde insanlık adına büyük suç işlendiğini belirtiyor. Her aklına geldiğinde gözlerinin dolduğunu söylüyor. (İstanbul/EVRENSEL)
BULGARİSTAN TÜRKLERİNİN ALİ SEVGİSİ
Galaya katılan Ardino Belediye Başkanı Resmi Murat çekimlerin ikinci bölümüne ev sahipliği yapmaktan onur duyduklarını belirtti. Ardinoluların Sabahattin Ali’yi sahip çıkmayı onur olarak gördüklerini söyleyen Murat, Bulgaristan Türklerinin Sabahattin Ali sayesinde Türk Edebiyatını tanıdığını ifade etti. Murat ayrıca belgeselin ikinci galasının Ardino’da yapılmasının yerinde olacağını söyledi.
‘BİZE ALMANCA’DAN ÖNCE İNSANLIĞI ÖĞRETTİ’
‘Sabah Yıldızı’ Belgeseli Sabahattin Ali’nin biyografisi niteliğinde. Bulgaristan sınırında kitap okurken sırtından vurularak öldürüldüğü yerden başlıyor. Sabahattin Ali’nin Ardino, Edremit, Almanya, Aydın, Konya ve Ankara’da yaşadığı günlerden tanıklarla anlatılıyor. Birinci dereceden tanıkların yanı sıra bu tanıkların yakınlarının duyduklarıyla zenginleştirilmiş. Konya’da Almanca öğretmenliği yaptığı öğrencilerinin anlattıkları izlemeye değer. Öğrencileri Sabahattin Ali’den “Bize Almanca’dan önce insanlığı öğretti” sözleriyle bahsediyorlar. Eşi Aliye Hanım’dan önce gönlünü kaptırdığı Ayşe Hanım’la mektuplaşmaları farklı bir Sabahattin Ali’yi tanımamıza yardımcı oluyor. Muzip, çapkın bir Sabahattin Ali var bu sefer karşımızda.
Evrensel'i Takip Et