16 Eylül 2015 15:20

Fuentes'in Meksikomedyası

Fuentes bu yeni suçlular sınıfını arka mahalleden bir çocuğun gözlerinden anlatmıyor. Belki de hususi kaçınıyor bundan. En aşağıdan en tepeye tırmanmış ve şimdi tüm bu karışıklığa sebep olduğunu kimi kimi hisseden güçlü zengin iktidar sahibi Adan'ın gözünden anlatıyor.

Paylaş

Cihan TOSUN
 Eskişehir

Suç nedir? Bir sapkınlık hali midir? Genetik bir bozukluk, bir hastalık mı? Yoksa bulaşıcı bir salgın, elden ele büyüyen bir ateş mi?
"Yeni suçlu sınıfı kötülerden, sapıklardan ve kana susamışlardan oluşuyor. Bunlar iktidarı yavaş yavaş ele geçiriyorlar, sınırdan başlayıp taşraya, cahil polislerden siyasetçilere, araya hiç kimseleri koymaksızın; nereden çıktı bu yeni suçlular? Köylü değiller, işçi değiller, orta sınıf değiller. Başka bir sınıfa aitler; suçlu sınıfına. İzbe bir bardaki sıcak biranın köpüğünden doğan, tıpkı deniz köpüğünden doğan Venüs gibi. Kuyruklu yıldızın çocukları onlar. Yolsuzluk, dalavere, şantaj, tehdit, her yola başvurup sonunda bir belediyenin başına geçerler ya da federasyona bağlı bir eyaletin ya da belki bir gün tüm ülkenin…"
Suçu aşağı yukarı böyle tarif ediyor Fuentes kendi 'Meksikomedya'sında… Bizden binlerce km uzakta başka bir ülke... Onlara dair öğrendiklerimiz çoğu zaman ABD menşeli dizi ve filmlere dayanıyor. En iyilerinin restoranlarda bulaşıkçılık yaptığı, arda kalanların da güzel yüzlü, beyaz çocuklara uyuşturucu satıp mutlak suretle hapse düşmekle köşe başında ölmek arasında geçen hayatları vardır. Ve tabii  kadınları; iyi ve beyaz Amerikalıların evlerinde temizlik yaparak yakınlarına baktığı kısır döngü içinde yaşayan kadınları...
SUÇUN VE SUÇLUNUN CENNETİ...
Sınırı geçip diğer suçlularla buluştuğumuz yerin adı, suçun ve suçlunun cenneti, Meksika. Fuentes'in Cennetteki Adem kitabında iki tane Adan var.
"Adán Gorozpe, her dünyalı genç gibi; zenginliklerinin sınırı olmayan bir hayat düşlüyor ve sahip de oluyor." Vaad edilmiş bir hayatın sahibi. O en çalışkanımız en akıllımız en dürüstümüz başka türlüsü mümkün mü? Ve tabi yabancısı olmadığımız bir politikacı, bir polis; Adán Góngora. Ülkede tırmanan kaosu önlemek adına içişleri bakanı olarak görevlendirilerek hikâyenin akışına dahil oluyor. Ancak Góngora bu kaosu önlemek yerine daha da tırmandıracak uygulamalara imza atmaya başlıyor. Diğer Adán'la çatışmaları ise bu uygulamaların bir ucunun yavaştan kendine dokunmaya başlamasıyla oluyor. Bir Meksika, iki Adán'a dar geliyor. Kazananı, kanunun işlemediği her yerde olduğu gibi silahlar belirleyecektir.
KENDİ TOPRAKLARININ HİKAYESİ
Fuentes aslında en iyi bildiği şeyi yapıyor. Kendi topraklarının hikayesini anlatıyor. Manzaralı bir yerden karısı, kayın pederi ve metresiyle Meksika'yı seyreden bir adam… Bir romandan fazlası var burada. Bir "suç tanımı" var.  Düzenin çarklarını dilediği gibi döndürerek yaşamı kendisi için cennete çevirenler ve düzenin içinde ezilmiş, sistemin sunduğu meşru yollardan vaad edilmiş topraklara ulaşamamış ve ulaşamayacağını kavramış şehrin eteklerinde yaşayan; düzenin dışına itilmiş milyonlar…
MEKSİKA'YA İKTİDARIN GÖZÜNDEN BAKMAK
Fuentes bu yeni suçlular sınıfını arka mahalleden bir çocuğun gözlerinden anlatmıyor. Belki de hususi kaçınıyor bundan. En aşağıdan en tepeye tırmanmış ve şimdi tüm bu karışıklığa sebep olduğunu kimi kimi hisseden güçlü zengin iktidar sahibi Adan'ın gözünden anlatıyor. Aç kalmanın, bir polis tarafından sorgusuzca hapsedilmenin, bir köşe başında vurulmanın korkusu yok onda. Adan en tepede ve Meksika tüm sınıfsal ilişkileriyle gözlerinin önünde; iktidar oyunları içinde kurban edilen masum gençler, büyüyen uyuşturucu çeteleri, korku ve yoksulluğun kol gezdiği bir Meksika…
Uzun lafın kısası okunazı bir roman Cennetteki Adem.


CARLOS FUENTES KİMDİR?
Carlos Fuentes Macías, (d. 11 Kasım 1928 - ö. 15 Mayıs 2012), Meksika'nın önde gelen yazarlarındandır. Amerika Birleşik Devletleri'nde Columbia, Harvard, Princeton ve başka üniversitelerde dersler verdi. Çok sayıda deneme ve senaryo yazdı. Bir süre Meksika'nın Romanları arasında en önemlilerinden olan "Terra Nostra" Venezuela'da Romulo Gallegos Ödülü'nü kazandı. 1987 yılında, İspanyolca yazan yazarlara verilen en büyük ödül olan Cervantes Ödülü'ne değer bulundu. Octavio Paz ile birlikte Obregon Literature Collection'u yönetti.
 

ÖNCEKİ HABER

Robot çocuklar

SONRAKİ HABER

Böyle gidecek demek değil bu işler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...