06 Eylül 2015 03:27

Rüyalarınızı işgal eden yönetmen: Wes Craven

Paylaş

Jason ZINOMAN

Wes Craven, korku filmi yapmaya başladığında, henüz doğru dürüst korku filmi izlemişliği yoktu. Yıllar önce bana “Bir korku filminin ne olduğunu bile bilmiyordum” demiş, “yolda, kendi başıma öğrendim” diye de eklemişti.
40 yıldan fazla süre geçti ve artık adı korkuyla eşanlamlı anılan Craven, 76 yaşında beyin kanserinden yaşamını yitirdi. En meşhur simgelerini ‘Elm Sokağı’nda Kabus’ta Freddy Krueger’ın paslı bıçakları ve ‘Çığlık’ta katilin maskesiyle oluşturdu ki bunlar etkisi halen süren 2 gişe devinin omurgasını oluşturdu.  Onun önemli mirası, genellikle kendisini tekrar etmeyi tercih eden bir alanda 30 yıl boyunca korku sinemasını yeni istikametlere yöneltti.
1970’lerdeki ilk filmleri, enstrümanlarını nasıl kullanacaklarını henüz tam olarak bilmese de işini iyi yapan hevesli, genç punk rock’çıların ham, gözü kara hissiyatına sahiptir. Craven, kızının katillerinden intikam alan bir ailenin rahatsız edici seviyede dehşet veren hikayesini anlatan  ‘The Last House on the Left(1972)’ ile çıkış yaptı. Korku janrının dönemin belki de en çok bilinen sloganı bu filme aitti: “Kendine bunun sadece bir film olduğunu söylemeye devam et.” Craven’ın sunduğu tek konfor buydu.
Yapımcı Sean Cunningham, filmi “istismarcı” bulurken, Vietnam Savaşı’yla radikalleşen Craven, şiddetin etkisi konusunda izleyicisiyle direkt bir ilişki kurmayı tercih eden bir iş yapmıştı. Psikolojik boşalmaya, geçici tatlı hislere yer yoktu sadece kasvetli bir gaddarlık vardı.
Bir New York Times eleştirmeni, saati dolmadan sinemayı terk etmiş yine de, yazısında filmi “bir şey” olarak nitelemişti. Roger Ebert, Craven’ın peşinde olduğu şeyi kavrayan tek önemli eleştirmendi. 4 üzerinden 3.5 yıldız verdiği eleştirisinde “Bu filmde kötülük var” demişti: “Kanlı bir gerçeklerden kaçış ya da dakika başı gerilim değil ama katillerin hırçın doğalarına ilişkin gelişkin bir hissiyat.”
‘Last House’ kült bir etki  yaratsa da Craven o dönemde boşanma üzerine bir aile draması ve tarihi bir filmle farklı bir alana geçiş yapma çabalarına başlamıştı bile. Bunlar, kimsenin ilgisini çekmedi. Craven da ‘The Hills Have Eyes’ta, Nevada çölünde yamyamlar tarafından hedef alınan bir aileye ait başka bir intikam hikayesinin filmini çekti.
Craven, ‘Elm Sokağı’nda Kabus’ ile sıkıntılı bir gerçekçilikten baş döndürücü bir gerçeküstücülüğe adım attı. 1984 yapımı film, maskeli, sessiz seri katil geleneğinden kopuş yaparak bize ilk esprili süperstar manyağımızı kazandırdı. Craven, seri katilini kurbanlarının rüyalarına yerleştirerek daha halüsinojenik bir şiddet tarzını sinemaya takdim etti.
Freddy Krueger ve ’13. Cuma’dan Jason(eski partneri Cunningham tarafından çekildi) 1980’lerin Frankenştayn’ın canavarı ve Drakula’sı oldu.
Craven kısa bir süreliğine ‘Kabus’ serilerine ara verse de 1994’te ‘Yeni Kabus’ ile serinin 7. filmini çekti. Craven, bu filmde kendisine de seriyi devam ettirmekte zorlanan bir rolde yer verdi. Bu akıllıca hamle, alışıldık cinayetle kargaşayı bir araya getiren yeni hiti ‘Çığlık’ı müjdeledi. Craven, komedi ile korku arasındaki çizgileri bulanıklaştırdı ve janrı ‘Last House’ ile ‘The Hill Have Eyes’tan 180 derece farklı bir yöne taşıdı.
Geçmiş jenerasyonun pek çok korku sanatçısı gibi Craven de çoğunlukla hafife alınmıştır ve bu sadece eleştirmenler için geçerli olan bir tespit değil. Stephen King 1981’deki kitabı ‘Danse Macabre’de “Wes Craven’in bir filmini gördüyseniz sonraki filmleri es geçebilirsiniz” diye yazmıştı. Geçtiğimiz hafta da Quentin Tarantino, bir New York dergisindeki röportajda Craven’in Scream’deki yönetmenliğini sertçe eleştirmişti.
Craven, Tarantino gibi bir teknik virtüöz olmasa da zaman içinde gerilim sahnelerinin başarılı bir yönetmeni haline gelmiştir. Scream’in açılışında Drew Barrymore’un takip edildiği sahneler, film içerisinde yavaşça inşa edilen gerilime çok iyi bir örnektir. Ancak Craven’i ayrıksı kılan onun ilkel korkulara oynayan rahatsız edici imajları bulma konusundaki ustalığıdır: ‘The Hills Have Eyes’ta canlı canlı yanan baba; ‘Kabus’ta boş çocuk salıncağı, ‘Last House’ta altına işemeye zorlanan kadının yüzü... Bunların bilinçte bu kadar etkili olmasının nedeni insan psikolojisi kadar sinematik dille de alakalı.
Wes Craven, Hollywood’da bulabileceğiniz en nazik ve yumuşak sözlü yönetmenlerden biriydi. Üniversitede ders verdiği dönemden kalan ussal etkiyi hiç kaybetmedi. Bu, korku sineması tarihinde bu kadar çok rahatsız edici sahneye imza atmış biri için uygunsuz görünebilir ama eğer filmlerinde ortak bir tema varsa bu da en medeni olanlarımızın dahi barbarca şeyler yapabileceğidir. Yine de bugün Craven’ın adım attığından çok daha büyük ve saygın bir ortamda çalışan günümüzün korku yönetmenlerinin çoğunun aksine, o bir korku üstadı olarak itibarından hafif utanç duyar gibidir. Craven, asıl olarak bir romancı olmak ve gerilim dolu filmlerin ötesinde kişisel işler yapmak istemiştir. Janrı nasıl yeniden şekillendirildiği sorulduğunda duraksayarak “Yaptığım tek şey, akıl hastanesindeki perdelerin yerini değiştirmek” demişti.
Filmlerinin başarısı, derinden hissedilmeleriyle alakalı. Röportajlarında çocukluğunda aldığı Hıristiyan terbiyesinden sık sık bahseder. Annesi politika ya da seks konuşulmasını yasaklamıştır. (Duygusal Meryl Streep filmi, ‘Music of the Heart’ dışında çektiklerinin hiçbirini izlemedi) Craven, sinematik keşiflerinin gelişme çağında maruz kaldığı yasaklara bir tepki olduğunu düşündürtür.
Onun korku vizyonu, tehlike altındaki çocuklar ve saygıdeğer görüntülerinin arkasında karanlık bir şeyler saklayan tipik Amerikan aileleriyle doludur. Nihayetinde, Craven kişisel ama evrensel ve ezeli derin korkulara sabitlenen filmler yapmıştır.
“Korku filmi yazmak kolay değil. Bu karakterleri bulabilmek için karanlığın derinliklerine iniyorsunuz” der ve şöyle devam eder “Bu herkesin gidebileceği bir yer değil ve bazen bu gitmek isteyeceğiniz bir yer de değil.”

The Nevv York Times’tan kısaltarak çeviren Mithat Fabian Sözmen

ÖNCEKİ HABER

Yara bandı hangi yaraları sarar?

SONRAKİ HABER

Gazetecilik hobi değildir!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa