Böreklere savaş, kadınlara özgürlük

Duygu KURBAN

Çiçeği burnunda yeni Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımızın, yaptığı bir açıklama, gündeme bomba gibi düştü: “Eğer bir Müslüman kadın börek yapmasını bilmiyorsa, o aile dağılmaya mahkumdur.” Üç çocuk projesinin de mimarıymış sevgili bakanımız... Bu iki aylık dönemi de es geçmeyeceği kesin. Hangi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanının iz bırakmadan gittiği görüldü ki! Biri bakanlığın adından ‘kadın’ı çıkardı, diğeri kürtajı yasakladı, şimdiki de bize börek yapmayı öğretecekmiş.
Ne öğrenmedik ki! Kadınların kısa etekle, makyaj ile sokağa çıktığında, hele bir de gece ise tecavüzü hak ettiğini, tecavüz nedeniyle hamile kalan kadının kürtaj olmasının günah olduğunu, gerekirse annenin canı pahasına çocuğu doğurması gerektiğini, kadınların hayatının bir çığlığın ucunda olduğunu ve daha önemlisi iktidarın cebinden de saltanatından da daha değersiz olduğunu…  
 

EŞİTLİK MİDEDEN Mİ GEÇER?
Ama yine de insan merak ediyor; tüm bu gelmiş geçmiş Aile Bakanlarımız, bünyesinde çalışan kadın emekçilerin sorunlarını biliyor mu acaba? Kaç çığlık açar kulaklarını? Binlerce taşeron çalışan açlıkla mücadele ediyor! Kadına “gece dışarıda ne işin var” diyen sevgili bakanlarımız, kadın taşeron çalışanların gecenin bir yarısında vardiyalarına gitmek zorunda olduklarını bilmiyorlar mı?
Kendi kurum ve kuruluşlarında çalışan kadın aşçıların binbir türlü yemek bilmelerine rağmen erkek şiddetine ve hegemonyasına dayanamayıp boşanmasını ne ile açıklar bakanlarımız acaba? Hayır ben börek yapmasını çok seviyorsam, ama ya karşımdaki börek sevmiyorsa ne olacak? Hakikatten gerçek eşitlik, mutlu bir birliktelik mideden mi geçer?
Ha sevgili bakanımızı kurumlarında çalışan taşeron bir işçinin evinde, bir gün börek yemeye de bekleriz. Ama bizim meselemiz börek değil, mesele böreklik malzemeyi alabilmekte. Matematik hesaplara girmem lazım burada ama daha önce yapıldı çokça bu hesaplar. Bir asgari ücret kaç simit parası ediyordu? Bir aralar şimdiki pek muhterem Cumhurbaşkanımız hesaplamıştı üç çocuklu bir ailenin, günde üç öğüne bir simit bir çay parasını. Şimdilerde 900-1000 lira arası bir şeye denk düşüyor sanırım. Geriye başka bir gidere gerek kalmıyor, çünkü sevgili Ayşen Gürcan’ın geçmişte çeşitli görevler aldığı şimdilerde ise bakanlığını yaptığı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı kurum ve kuruluşlarda çalışan taşeron çalışanların en iyisi 1500-1700 TL alıyor, en iyisi!

UNUTAMIYORUZ KIZ KARDEŞLERİMİZİ
Anlaşılan sevgili bakanımız Ayşen Gürcan börek açmasını iyi biliyor. Ama gelin görün ki ellerinden en güzel börekleri yediğimiz kadınların son çığlıklarını unutamıyoruz! Kız kardeşlerimizin, kader, “NAMUS”suz diye katledilişlerini izleyenleri unutamıyoruz! Biz, dünyayı sadece açtıkları börekler ile değil, söyledikleri türküler ile, gülüşleri ile, ama en önemlisi hayatın her alanında, kendileri için değil insanlar için, daha güzel bir dünya için harcadıkları emekler ile güzelleştiren kadınları unutamıyoruz! Bedeni çırılçıplak sokaklara atılan, işkencelerde memeleri kesilen, Ortadoğu’da mal olarak alıp satılan, tecavüz edilen kız kardeşlerimizi unutamıyoruz!
Yazımızı sonlandırmadan vurgulamak gerekir, yarın bir gün börek yapmasını bilmiyordu diye eşlerine şiddet uygulayan ya da daha beteri, katleden erkeklerin haberi düşer ise gazete köşelerine hiç şaşırmayalım. Bir de börek indirimi alırlar herhalde!
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlarının artık işin mutfağını bırakıp, temeline gelmesi gerek; evi artık bok götürüyor! Bir kadını bakım parası ile nasıl daha fazla eve bağlarımı bir kenara bırakıp, ben bakıma muhtaçları kadına yük etmekten kurtarıp onları nasıl daha fazla istihdam edebilirim diye düşünseniz, sizce de daha fazla yararınız dokunmaz mı? Adından da anlaşılacağı üzere bakanlığımızın amacı sosyal politika üretmek! Böylesi iktidarımızı sarsar diyorsanız da size üzücü bir haberimiz var, kadınlar artık daha bir farkında bizlere dayatılan yoksullukların, yolsuzlukların, şiddetin, sömürünün binbir türlü halinin... Saraylar uğruna canların feda edildiğinin!
Börek yapmasını bilmeyen ama mutlu bir birlikteliğin gerçek eşitlik ve özgürlükten geçtiğine inanan bir kadın olarak diyorum ki: Böreklere savaş, kadınlara özgürlük!