01 Eylül 2015 09:35

Meslek örgütleri, İpek Medya Grubu'na baskına tepki gösterdi

Ulusal ve uluslararası düzeyde gazeteci örgütleri, Koza-İpek Medya Grubu'na yönelik polis baskını ve aramalara tepki gösterdiler.

Paylaş

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Koza-İpek Medya Grubu'na yapılan baskınlara ilişkin açıklama yaptı. Türkiye'nin basın özgürlüğünü engelleyen uygulamalar ve medya kuruluşlarına yönelik operasyonların ülkesi olmaya devam ettiği belirtilen açıklamada, "Basın özgür değil ise toplum özgür olamaz" denildi.

"Türkiye seçime giderken, sınırlarımızdaki savaş ihtimali yükselirken kamuoyunu tasarlama oyununun yeniden sahneye konulduğuna bir kez daha tanıklık ediyoruz" diye belirtilen açıklamada, gazetecilik mesleğinin hedef göstermelerle, operasyonlarla, baskılarla engellenemeyeceği vurgulandı. Medyaya yönelik operasyonlarla Türkiye'de demokrasinin dışlandığına dikkat çekilen açıklamada, geçici iktidarın da gazetecilik mesleğini "terörist" bir faaliyet, gazetecileri "terör suçlusu" olarak tarif etme alışkanlığını sürdürdüğü belirtildi. Açıklamada, "Türkiye'de toplumsal barış, halkın bilgi edinme ve gerçekleri öğrenme hakkı için mücadele eden medyayı susturma girişimlerine artık son verilmeli" ifadelerine yer verildi.

PEN: GAZETECİLERİN FAALİYETLERİNİ ENGELLEMEYİN
Uluslararası Yazarlar Birliği PEN, İpek Grubu'na ait kanal ve televizyonlara baskın kararı alınmasını sert şekilde kınadı. English PEN Direktörü Jo Glenville yaptığı yazılı açıklamada, "Uluslararası Yazarlar birliği PEN, AKP hükümetinin gazetecilere ve yabancı muhabirlere yönelik baskılarına yönelik büyük endişe duymaktadır." dedi.

PEN’den yapılan açıklamada ayrıca, ülkede ve bölgede yüksek bir tansiyonun olduğu ve böyle bir dönemde gazetecilerin korkutma ve engellemeye maruz kalmadan özgürce hareket etmelerine izin verilmesi gerektiği vurgulandı.

EFJ: BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN OLMADIĞI YERDE DİKTATÖRLÜK VARDIR
Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı (EFJ) Başkanı Mogens Blicher Bjerregard, Koza-İpek Grubu'na yönelik polis baskına sert tepki gösterdi. Bjerregard, "Basın özgürlüğünün olmadığı yerde diktatörlük vardır. Türkiye uzun süredir sistemli olarak basın ve ifade özgürlüğünü ihlal ediyor." dedi.
Mogens Blicher Bjerregaard, Türkiye’de basına yönelik saldırıların artık çok ciddi boyutlara ulaştığını ve federasyon olarak gelişmeleri çok yakından takip ettiklerini belirterek, "Buradan Avrupa’daki iktidarlara seslenerek, basın özgürlüğünü yok etmeye çalışan Türkiye’ye sert tepkisini ortaya koymasını istiyoruz. Basın özgürlüğünün olmadığı yerde demokrasi yoktur, diktatörlük vardır." dedi.
Türkiye’de iktidarın, hoşuna gitmeyen basın mensuplarını hapse attığını belirten EFJ Başkanı Bjerregaard, "Türkiye hükümeti Türk gazetecileri hapse atmaktan tatmin olmamış olacak ki dün 3 İngiliz gazeteciyi gözaltına aldı. Bu davaları yakından takip ediyoruz. Her platformda bunu dile getirirken, Türkiye’de baskıya uğruyan basın mensuplarının yanında olduğumuzu ifade ediyorum. Ve son olarak da tüm demokratik örgüt ve kurumları basın mensuplarına ve organlarına destek olmaya çağırıyorum." açıklamasını yaptı.

RSF: DERİN ENDİŞE DUYDUK
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) İpek Grubu'na ait kanal ve televizyonlara baskın kararı alınmasını sert şekilde kınadı. Merkezi Paris'te bulunan RSF'nin Doğu Avrupa ve Orta Asya Direktörü Johann Bihr, Koza-İpek Medya Grubu'nu hedef alan polis baskınından derin endişe duyduklarını söyledi. Bihr, "Muhalif medyayı hedef alan yeni baskıdan derin endişe duyduk." diye konuştu. Bihr, hükümete ise "Muhalif medyaya yönelik yürütülen bu şiddete derhal son verin ve uluslararası taahhütlerle de uyumlu demokratik sınırlara geri dönün." çağrısını yaptı.

RSF'nin Doğu Avrupa ve Orta Asya Direktörü Johann Bihr, Koza-İpek Grubu'na yönelik operasyonun, hükümetin son dönemde Gülen hareketine yakın medyaya yönelik benimsediği şiddetin ve tüm muhalif medyaya yönelik büyüyen hoşgörüsüzlüğün de bir göstergesi olduğunu vurguladı. Bihr, son dönemde Kürt hareketine yakın medya kuruluşlarına yönelik baskıların da arttığına dikkat çekti.
Johann Bihr, muhalif medyaya yönelik baskılarla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanı da sorumlu tutarak, Erdoğan'ın tek başına iktidarı kaybettiği Haziran seçimlerinden sonra son yıllarda sürekli hedefte olan muhalif medyaya yönelik baskıyı artırdığına dikkat çekti.

ÇGD: DİKENSİZ GÜL BAHÇESİ GİBİ BİR MEDYA İSTENİYOR
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada "Medyada tam bir dikensiz gül bahçesi hayalleri kuran AKP iktidarı kör bir taarruza girişmiştir" denildi.
ÇGD açıklaması şöyle: "Kendi iktidarları için ateşini yaktıkları savaştan kendi çocuklarını uzak tutup yoksul çocuklarını ölüme gönderecek kadar korkak, lejyoner köşe yazarlarının dışında tüm farklı seslere kulaklarını tıkayacak kadar kibirli muktedirlere sesleniyoruz; sizin gibi kendi çıkarları için değil, toplum yararını gözeterek görevini yapan gazetecileri susturamayacaksınız.
En kanlı istibdat dönemlerinden bile çıkmayı başaran ülkemiz gazeteciliği sizin zulmünüze de boyun eğmeyecektir. Mesleğimizin etiğine, onuruna layık gazetecilik bundan sonra da sürdürülecekken sizin iktidarınız tarihe sansürcü, baskıcı, karanlık bir dönem olarak kaydolacaktır. Bu tarihin notlarını ise zulmettiğiniz gazeteciler tutmaktadır.
İktidarın savaş, şiddet ve baskı politikalarına karşı tüm meslektaşlarımızı dayanışmaya davet ediyoruz. İktidarın kontrolünü ele geçirdiği gazetelerde çalışan mesleğine saygısı kalmış ne kadar gazeteci varsa kirli propagandist, yalan dolu haberler yapmayı kesinlikle reddetmeye ve gördükleri, duydukları, tanık oldukları doğruları yazmakta direnmeye çağırıyoruz."

TGS: SUSTURMA OPERASYONU

Baskılarla gazeteciliğin engellenemeyeceği ifade edilen TGS açıklamasında şu ifadelere yer verdi: 

"Türkiye basın tarihi yine kara günlerden geçiyor. Birkaç gündür Milliyet Gazetesi’nde yaşanan işten atmalar devam ederken bu sabah Kanaltürk, Bugün TV, Bugün Gazetesi, Millet Gazetesi ve Kanaltürk Radyo’nun içinde yer aldığı İpek Medya Grubu’na yönelik operasyonla güne başladık.

İktidarın kendisi gibi düşünmeyen, istediğini yazmayan kalemlere yönelik baskı politikaları Türkiye’de demokrasiye vurulan darbelerdir aynı zamanda.

Türkiye’yi dünya basın özgürlüğü sıralamasında sürekli gerileten iktidarların baskıları oluyor.
Türkiye seçime giderken, sınırlarımızdaki savaş ihtimali yükselirken medya kuruluşlarına yapılanlar gerçekleri gizlemeye yönelik operasyonlardır.

Geçici iktidar ömrünü tamamlamak üzereyken bir taraftan basın kartları yönetmeliğini değiştiriyor, diğer taraftan gazetecileri işten attırıyor, operasyonlar düzenliyor.

Bu tarz baskılar gazetecileri yıldıramayacak, gazetecilik mesleğini engelleyemeyecektir.

Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak Kanaltürk, Bugün TV, Bugün Gazetesi, Millet Gazetesi ve Kanaltürk Radyo çalışanlarının yanında olduğumuzu ilan ediyor ve tüm gazetecileri dayanışmaya çağırıyoruz. (MEDYA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Oğlunun katilini idam sehpasında affeden İranlı anne barış mesajı verdi

SONRAKİ HABER

İnşaattan düşen çocuk işçi yaşamını yitirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...