30 Ağustos 2015 13:17

'16 yaşındaki Mazlum'u araç durduktan sonra katlettiler'

Polisin tek kurşunla ensesinden vurarak katlettiği 16 yaşındaki Mazlum Turan ile aynı araçta olan kardeşi Serhat Turan (13) ve kuzeni Cemil Turan (15), polisin kesinlikle hiçbir uyarıda bulunmadığını söyledi.

Paylaş

Mardin'in Kızıltepe ilçesi Tarihi İpek Yolu'nda polis otosunun geçişi sırasında yaşanan patlamadan sonra tek kurşunla ensesinden vurularak katledilen 16 yaşındaki Mazlum Turan ile aynı araçta bulunan 13 yaşındaki kardeşi Serhat Turan ve 15 yaşındaki kuzeni Cemil Turan olay anını anlattı.

Yaşananları üzerinden atamayan Cemil Turan, o anı şöyle anlattı: "Olay günü tavuk yüklü kamyonumuz gelmişti. Mazlum ile onları yüklemeye gitmiştik. Dükkana gittik ve yüklemeyi yaptık. Dayım o sırada kendisinin eve gideceğini bize de eve gitmemizi söyledi. Bizler çarşı karakolunun oradan gidince yolun kapalı olduğunu gördük. O sırada Mazlum ehliyetinin olmadığını eski yerlerinden eve gideceklerini belirtti. Bizlerde o tarafa gidince baktık orda da yolu kapatmışlardı. Polisler birden koşmaya başladı. Polisler koşunca da Mazlum artık telaşlandı. O sırada polisler rastgele ateş açıyorlardı. Mazlum bize kafamızı indirmemizi söyledi. Sonra durmak için de frene bastı. O sırada park halinde bulunan Suzuki marka bir araca çarptı."

'DURDUKTAN SONRA VURDULAR' 

Polislerce hiçbir uyarının yapılmadığının altını çizen kuzen Turan, "Hatta mazlum panik halde frene basıp durunca hem kaldırıma hem de Suzuki marka araca çarpmıştı. Tabi kaldırım biraz yüksek olduğu için Mazlum'un tarafında olan kapı fazla açılmıyordu. Mazlum o sırada kapıyı açmaya çalışarak polislere duracağını söylüyordu. Oysa onlar hala ateş açmaya devam ediyorlardı. İşte o sırada Mazlum'u vurdular. Mazlum birden kucağıma düşerek sadece 'Cemil' dedi. Her yer kan içinde kalmıştı" dedi. 

'AYAĞA KALKARSANIZ SİZİ DE ONUN GİBİ ÖLDÜRÜRÜZ' 

Mazlum Turan'ın kardeşi Serhat Turan ise, abisinin vurulduktan sonra polisin aracın yanına gelerek kendilerini araçtan çıkardığını ve yere yatırdığını söyledi. Kuzen Turan gibi kardeş Turan da, polisin kesinlikle uyarı yapmadığını vurguladı. Araç durmuş halde iken Mazlum'u vurduğunu söyleyen kardeş Turan, şunları aktardı: "Sonra bizi araçtan indirip yüzüstü yatırdılar. O sırada Mazlum vurulduğu için 'Mazlum, Mazlum' diye bağırıyordum ve ayağa kalkamaya çalışıyordum. Tabi ki yanımızda olan kuzenim Cemil de ayağa kalkmaya çalışıyordu. Ancak onlar her seferinde dipçiklerle belimize vurarak 'Susun ve ayağa kalkmayın. Eğer ayağa kalkarsanız sizi de onun gibi öldürürüz' diyorlardı."

Yaklaşık yarım saat yüzüstü yerde bekletildiklerini belirten kardeş Turan, "Her seferinde niye Mazlum'u çıkarıp müdahale etmiyorsunuz dediğimiz zaman yine dipçiklerle vurarak, tehdit ediyorlardı. Gelen sağlık ekiplerini de hiçbir şekilde Mazlum'a yaklaştırmadılar. Onlar da bir süre orada öyle kaldıktan sonra mahalleye çıkarak gezdiler. Mazlum yaklaşık iki saat öyle aracın içinde bekletildi" şeklinde konuştu. 

'EMNİYETTE ZORLA YANLIŞ İFADE VERDİRİYORLARDI' 

Daha sonar sorgu için İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldüklerini söyleyen kuzenler, emniyette kendilerine zorla yanlış ifade aldırıldığına dikkat çekti. İfade sırasında polislerin sık sık silah ve ölümle kendilerini tehdit ettiklerini söyleyen kuzenler, şunlar aktardı: "Kullandığımız iki cümleye bile ekleme yaparak kendileri yazıyorlardı. Bizler 'Abi bu böyle değil. Biz böyle ifade vermedik. Böyle vermek istemiyoruz' dediğimiz zaman bile biri sık sık silahını çıkararak, 'Susun ve konuşmayın. Yoksa sizi de onun gibi öldürürüz' diyordu. Hatta bizler onlara polisler kardeşimizi öldürdü dediğimiz zaman, onlar 'Siz onların polis olduğunu nerden biliyorsunuz' diyorlardı. Orada bile devamlı tehdit ediyorlardı." 

'OĞLUMU ÖLDÜRMELERİNE RAĞMEN HİÇ BİLGİ VERMİYORLARDI'

Baba Ramazan Turan ise, olay gününü şöyle aktardı: "Saat 24.00 gibiydi. Birden bir telefon geldi. Ben telefonu açtığım zaman ambulans şoförünün sesiydi. O bir şeyler söylemeye çalışırken, birden oğlumun 'Baba polisler Mazlum'u vurdu' sesi geldi. Sonra ses kesildi. Sonra ambulans şoförünün bana aktardığına göre polisler telefonu onun elinden almış kapatıp ceplerine koymuşlar. Onun için telefon kesilmiş. Ben ardından çarşı karakoluna gittim durumu izah ettim. Ama onlar öyle bir bilgi kendilerine gelmediğini söyledi. İpek Yolu Hastanesi, Kızıltepe Devlet Hastanesi bunların hepsine gittim ama hiçbir bir şey söylemediler. Her seferinde öyle bir şeyin olmadığını, kendilerine bilgi gelmediğini söylediler. Karakolda bile ben onlara oğlumu polislerin öldürdüğünü, yeğenim ile bir oğlumun gözaltında olduğunu söyledim. Ama bunu bile ilk başta yalanladılar. Tam iki saat boyunca oradan oraya gittim. Kimse bana bir şey söylemedi. Meğer oğlumun cesedi Kızıltepe Devlet Hastanesi morgundaymış. Sonradan söylediler." 

Baba Turan, davanın takipçisi olacaklarını kaydederek, gerekirse AİHM'e kadar gideceklerini söyledi. (DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Oda 666 filmi Sinematek.tv’de

SONRAKİ HABER

Suruç’ta katledilenler anıldı: 40 gün geçti, acımız geçmedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...