17 Temmuz 2015 00:58

Sıka sıka ya kemerin tokası koparsa

Paylaş

Arif BEKTAŞ
Londra

İngiltere Maliye Bakanı George Osborne, geçtiğimiz günlerde bu yılın bütçesini açıkladı. Aslında buna, “Saldırı ve kemer sıkma planlarını detaylarını anlattı” desek daha doğru olur. Her paragrafın başına “Bu bir çalışanlar bütçesidir” dedi. Ona göre hazırladığı bütçe planlamasını, işçi ve emekçilere göre yapmış.

Bütçenin Avam Kamarasında, Osborne tarafından okunduğu sırada, Kamara’nın önünde de binlerce kişi toplanarak protesto ediyordu. Osborne, yine aynı bütçe planını okurken, Yunanistan’dan söz etmeyi de ihmal etmiyordu. Yunanistan gibi olmamak için Birleşik Krallık’ta halkın kendisinin ekonomik planlarına ses çıkarmaması gerektiğinden bahsediyordu. AB ülkelerinin Yunanistan halkına dayattığı kemer sıkma politikalarının aslında bir benzeri, Westminster Parlamentosundan, yani İngiltere Parlamentosundan Birleşik Krallık halkına dayatılıyordu.

Yunanistan, borçlarını ödemenin çabası içinde iken İngiltere de aynı çaba içinde. 2007-2008 kapitalizmin krizi parlak verdiğinde 170.8 milyar sterlin borcu olan İngiltere’nin, borç ödeme gerekçesiyle hayata geçirdiği onca kesinti ve kemer sıkma politikalarına rağmen, bu yıl da 167.9 milyar sterlin borç yapması bekleniyor. Geçtiğimiz yıl ise, ödenen borçtan daha fazlasını tekrar borç almıştı.

ZENGİN DAHA ZENGİN

İşçi ve emekçi ailelerinin yıllık gelirlerinde ortalama 350 sterlin azalma olurken, İngiltere’deki en zengin 100 kişi 6 yıllık kriz döneminde servetlerini tam ikiye katladı. 18 yıl sonra ilk kez tek başına Muhafazakar Parti bir bütçe açıklarken, deyim yerindeyse “pişmiş kelle” gibi sırıta sırıta Osborne “Bu bir çalışanlar bütçesidir” diyebiliyor.

13 yıllık İşçi Partisi iktidarı ve geçtiğimiz 5 yıl da Liberal Demokrat Parti ile koalisyon yaptıkları için kendi başlarına bütçe planlamasına gidemeyen Muhafazakar Parti, 8 Temmuz’da açıkladıkları bütçede, sosyal haklarda toplam 12 milyar sterlin kesinti yapmayı hedefliyor. Toplam kesinti, 2015-16 için 34 milyar sterlin olarak hedefleniyor. Önemli bir kesintinin de devlet dairelerinde olması planlanıyor.

İŞÇİ ÜCRETLERİ DÜŞÜRÜLECEK

Tabii ki bu kamu alanlarında yapılacak kesintilerin önemli bir bölümü işten atmalar şeklinde olacak. Ya da ücretler düşürülecek. Örneğin; şu anda 21 yaş üzeri işçilerin asgari ücreti 6.5 sterlin saat ücretidir. Sendikalar saat ücretinin en az 10 sterlin olmasını talep ederken, Osborne bunu değiştirerek, 25 yaş üzeri içilerin saat ücretini 2016 nisan ayından itibaren 7.20 sterlin yapacağını açıkladı. 2020’de ise bu ücret 9 sterlin olacak. 21 ile 25 yaş arası işçilerin sayısının ciddi bir rakam olduğu düşünüldüğünde, asgari ücrete zam yapılması beklenirken, aslında 2020’ye kadar yerinde saymasını sağlamış oldu. 7.20 sterlin saat ücretinin üzerinde çalışan bir çok işçinin saat ücreti 7.20’ye indirilecek. Kamu alanında çalışan işçilerin yüzde 95.5’inin zaten şu anda 7.20 sterlin saat ücretinden daha fazla aldığı düşünüldüğünde, kamu işçilerinin sadece yüzde 4.5’inin ücreti artmış olacak, diğerlerininki düşürülecek. 

Kontrat süresi olanların ücretinde değişiklik olmayacak. Belediye bütçelerinde ise 1 milyar sterlin kesilecek. Bu da, her belediyenin kendi işçisini işten atması, ücretleri düşürmesi ya da servisleri kesmesi anlamına geliyor.

Öte yandan bütün kamu alanlarında işçi ücretlerine 2019’a kadar yüzde 1 zam sınırlaması getirdi. Sağlık ve eğitim alanlarının özelleştirilmesinin yolunu açacak yeni yasaların gündeme getirilmesi de Muhafazakar Parti iktidarının temel hedefleri arasında.

KESEREK EKONOMİ BÜYÜYORMUŞ!

Krizle birlikte İngiltere’nin bir kaç yıl üst üste ekonomik gelişme göstermemesi ve resesyona girmesinin ardından, özellikle Uzak Asya sermayesinin İngiltere’ye gelmesini sağlayan vergi indirimlerinden dolayı, hem işsizlik 3.1 milyondan 2.1 milyona düştü, hem de ekonomik göstergeler yukarıya çıkmaya başladı. Geçtiğimiz yıl 1.9 olan büyümenin 2017 ile 2020 yılları arasında 2.4 olması tahmin ediliyor. Hükümete göre, kesinti ve kemer sıkma politikaları ekonomik büyümeye neden oluyor. Onun için bu politikaya devam etmek gerekiyor. Osborne “Görevimizi tamamlayacağız” derken, kemer sıkma politikalarını gelecek 5 yıllık iktidarı boyunca sürdüreceğinin sinyallerini veriyor.

EN ZENGİN 100 KİŞİ SERMAYESİNİ İKİ KATI ARTTIRDI

Sosyal haklarda öyle bir budama yapılıyor ki, bir daha geri dönülmez bir yola sokulmaya çalışılıyor. Kriz patlak verdiğinde Başbakan Cameron “Hepimiz bunun içindeyiz” diyordu. Görülen o ki, en zengin 100 kişi sermayesini iki katına çıkartırken, on milyonlarca emekçinin geliri düşmeye devam ediyor. Sosyal haklardan yararlanan işsizlere, kira, işsizlik, çocuk, engelli gibi yardımlar ayrı ayrı verilirken, bu yardımların hepsi “Evrensel Yardım” adı altında birleştirerek yıllık en fazla 23 bin sterlin olarak belirledi. Halbuki Londra’da yaşayan iki çocuklu bir ailenin kira masrafı ortalama 18 bin sterlin. Geri kalan 5 bin sterlin ile diğer bütün masraflarını karşılaması gerekir. Hele bir de üniversiteye giden bir çocuğunuz varsa gelirin yetmesi mümkün değil. Bir öğrencinin sadece yıllık zorunlu üniversite harcı 9 bin sterlin. İşte bütün bu göstergeler, işsiz isen çocuğunu okutamayacaksın, istediğini alamayacak ya da beslenemeyeceksin anlamına geliyor. 

BÜYÜYEN EKONOMİNİN AŞEVLERİ DE BÜYÜDÜ!

İngiltere’de yoksulluk sınırı altında yaşayanların sayısında büyük bir artış olduğu bir gerçek. The Trussell Trust adlı aşevi vakfının yaptığı bir araştırmaya göre, ülkede kendileri gibi vakıflara başvurarak yiyecek tehmin etmeye çalışanların oranı yüzde 51 arttı. 

2013’de 347 bin koli yiyecek dağıtan The Trussell Trust, 2014 yılında 913 bin koli yiyecek dağıttığını açıklamıştı. Sadece bu rakama baktığımızda, İngiltere’de şu ekonomik büyümenin kimin büyümesi olarak ortaya çıktığını çok açık görebiliriz.

Sık sık hükümet cenahından “Yunanistan gibi olmamak için” cümlesi ile başlayan yorumların sonunda kesintilerin zorunluluğundan bahsediliyor. 

Buna karşı sendikalar, kitle örgütleri ve çeşitli kampanya grupları, ana merkezini vergilerin daha düşük olduğu ülkelerde gösteren ve İngiltere’ye vergi ödemeyen şirketlerin vergi borcunun alınması durumunda hiç bir borcun kalmayacağını ve dolayısıyla kesintilerin yapılmasına ihtiyaç kalmayacağını belirtiyorlar.

BİRLEŞSEK TÜKÜRÜĞÜMÜZLE BOĞARIZ’

5 Temmuz günü 10 bin kişinin katıldığı Türk ve Kürt Toplumu Dayanışma Merkezi (DAY-MER) 26. Kültür ve Sanat Festivali’nde konuşan, kamu ve ulaşım alanında örgütlü TSSA sendikası Genel Başkanı Manuel Cortes, 100 kişinin servetine servet katmasını yorumlarken “Hepimiz birleşsek tek bir sefer tükürsek o 100 kişiyi tükürüğümüzde boğarız” diyordu. İngiltere’de artık iyice yaygınlaşan ve her televizyon programına, gazete sayfalarına ve sokaktaki halkın gündemine giren “Bu hükümet zenginlerin hükümetidir” yargısı, tepkilerin giderek büyümeye başladığının göstergesi.

KİTLESEL EYLEMLER VE GREVLER ARTIYOR

Geçtiğimiz ay 250 bin kişinin kemer sıkma politikalarına karşı Londra sokaklarını doldurması ve binlerce kişinin 8 Temmuz’da açıklanan yeni bütçe ile Parlamento Meydanı’nı doldurarak protesto etmesi,  ciddi tepkilerin biriktiğinin kanıtıdır.

Genel grev ve dayanışma grevlerinin yasak olduğu İngiltere’de, bir çok sendika kendi aralarında anlaşarak, daha etkili olması için koordineli grevler organize ederek aynı gün greve çıkıyor. Özellikle ulaşım alanında örgütlü RMT, ASLEF, TSSA ve kamu alanında örgütlü olan PCS, UNİTE, NUT, FBU gibi sendikaların daha da yakınlaşarak ortak hareket etmeleri ve ülkedeki tek işçi konfederasyonu olan TUC’i genel greve zorlamaları, kemer sıkma politikalarının hayata geçirilmesinin o kadar da kolay olmayacağını gösteriyor.

Ulaşım alanında örgütlenen sendikalar, işten atmalar, uzun saat çalıştırmalar, emeklilik haklarına saldırılara karşı, iş ve yolcu güvenliğinin sağlanması için yeni bir koordine grevi kararı aldı. Geçtiğimiz hafta yapılan ve ulaşımı felç eden koordineli grevin ardından, 5 Ağustos’ta da yapılacak grevin yine ulaşımı felç etmesi bekleniyor.

Asıl büyük eylem, hükümetteki Muhafazakar Parti konferansının yapılacağı 4 Ekim’de olacak. Bütün sendikalar, kitle örgütleri, kampanya gruplar 4 Ekim günü Manchester’da yüz binlerin katılacağı bir protesto ile “Kemer sıkma politikalarına hayır” diyecek.

Kemer sıka sıka sabrı tükenen İngiltere’de işçi ve emekçilerin artan tepkilerini daha etkili eylemlere dönüştürmesi bekleniyor. Bir çok sendika ve kampanya grupları sivil itaatsizlik çağrıları da yaparak, sıkılan kemerin tokasının kopma noktasına geldiğini belirtiyor.

 

ÖNCEKİ HABER

Union adası yeni bir Atlantis mi?

SONRAKİ HABER

Dersim’de bir çoban, yaylada çadırında öldürüldü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa