08 Temmuz 2015 12:49

Yasaklar ve işten atmalara karşı ODTÜ bizimdir!

Üniversite gençliği yakıcı sorunlarını, memleketin genel sorunları tartışıyor. Bunları dile getirirken de en yaratıcı araçlarını kullanıyor. Bunu ODTÜ içindeki bazı cenahların "Senede 1 gün solculuk" cümlesiyle özetlenen tartışma kültürü ile eleştiremeyiz

Paylaş

Sinancem ALİKOÇ
ODTÜ

ODTÜ'nün mezuniyet pankartları uzun süredir, özellikle Gezi'den sonra, gerek politik göndermeleri gerek yaratıcılığıyla sosyal medyada ve gençlik arasında paylaşılan ve tartışılan bir durumda. ODTÜ'nün 2015 mezuniyet töreni pankartları bu sene de epeyce gündem oldu. 2015 mezuniyet töreninde ODTÜ Eğitim - Sen iş yeri temsilciğinin ve öğrencilerin ODTÜ Personeli Barış Çelik ve Mert Kükrer'in işten sendikal faaliyet yürüttükleri için işten atılmalarının istenmesi sebebiyle yaptıkları eylemler odak haline geldi. Öğrenciler, akademisyenler ve idari personel, Devrim Tribünlerinin arkasına astıkları devasa "Yasaklara ve İşten Atmalara Son, ODTÜ Bizimdir!" pankartı ve yine tribünlerde ellerinde taşıdıkları "Sendikal Faaliyete Baskılara Son", "Barış ve Mert'i işten attırmayacağız" ve "İlim, İrfan, Azadi!" gibi talep ve sloganların yazılı olduğu dövizlerle rektörün öğrenciyi ve ODTÜ'lüleri temsil etmesi gerektiğini, keyfi uygulamalarda bulunamayacağını üniversitelerinde bilimsel bir eğitimden yana olduklarını belirttiler. Saha tarafındaki yeni mezunlar da pankartlarında bu konuya değindiler. Hatta mezunların bir kısmı Rektör Ahmet Acar konuşurken arkalarını dönerek protesto ettiler.
ODTÜ'NÜN TARAFI BİLİMSEL VE DEMOKRATİK EĞİTİMDEN YANA
Ancak mezunların tek hedefi ODTÜ rektörlüğü değildi. Türkiye ve dünyadaki sorunları ve talepleri mizahi bir dille pankartlarına yansıttılar. Pankartlar, bu dönemde özellikle sosyal medyada gündeme oturdu. Tabii saldırıları da beraber getirdi. Öğrencilerin "Yoktan Değil Boktan Var Ediyoruz" pankartı ve "On Bira Yın Mezunu" (ki bu pankart Uykusuz Dergisi Çizeri Yiğit Özgür'ün bir karikatüründe "On Bira Yın Sultanı" yazılı bir mahyanın camide asılı olması üzerine karikatürize ettiği bir çizimdir.) pankartına sosyal medya üzerinden ciddi saldırlar geldi. Fuzuli'nin "Mey Biter Saki Kalır/ Her Renk Solar Haki Kalır/ Tahsil İnsanın Cehlini Alsa da/ Hamurda Varsa; Eşeklik Baki Kalır" dizelerini kullanarak saldırıları bir üst boyuta taşımayı başaranlar bile oldu. Bu saldırılar akademiye, bilime olan sistemli saldırıların bir parçasıdır ve gündemde olduğu için ODTÜ mezuniyet pankartları özelinde gerçekleşmiştir. Sistem öğrencilerini akademisyenlerin üzerine bir yandan soruşturmalarla bir yandan çirkin saldırılarıyla gelirken, ODTÜ de safını seçmiştir.
Kadın cinayetlerine tepki pankartları, metal direnişini selamlayan pankartlar, iş cinayetlerine tepki pankartları, Kobane'yi selamlayan pankartlar ve AKP Hükümeti ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın halka rağmen yaptığı harcamalara karşı açılan pankartlar tekrar tekrar gösteriyor ki; üniversite gençliği yakıcı sorunlarını, memleketin genel sorunları tartışıyor. Bunları dile getirirken de en yaratıcı araçlarını kullanıyor. Bunu ODTÜ içindeki bazı cenahların "Senede 1 gün solculuk" cümlesiyle özetlenen tartışma kültürü ile eleştiremeyiz.
NASIL YAPARIZ?
ODTÜ öğrencileri mücadele etme arzusunu, yükselen mücadele eğilimini somut bir şekilde araçlarını yetkince kullanarak ortaya koydu. Artık ODTÜ öğrencileri kalıcı örgütler kurmalı, kendi öz örgütlerine katılmalı ve buradan mücadelesini büyütüp, mezuniyet törenlerini de aşmalıdır. Pankartlarında selamladıkları Renault, Mako ve Türk Traktör işçileri ile dayanışma ancak öyle mümkün olabilir çünkü. Son sözü de bizleri mücadeleye çağıran ODTÜ Uluslararası İlişkileri öğrencilerinin mezuniyet pankartına bırakıyorum: Devletler Arası Değil Sınıflar Arası Savaş İçin Mücadeleye!