04 Temmuz 2015 14:08

Bu bir iş kazası!

Ayağının üzerinden forklift geçenin aslında ayağına dolap kapağı düşüyor. Elini maket bıçağıyla kesen de aslında patates doğrarken elini kesiyor. Ustabaşı özel bir hastanenin çalışanını arıyor “Bizim bir kız var patates doğrarken elini kesti, büyük bir ihtimal bir dikiş atılır” diyor. Patronlar, iş kazalarını saklamak için ellerinden geleni yapıyor da, biz neden saklıyoruz?

Paylaş

Ayşe ÖZ
Uzun çalışma saatleri, zorunlu mesailer belimizi iyice büktü artık. En az ayda iki kere en küçük soğuk algınlığı bile bizi yataklara düşürmeye yetiyor. Sincan Organize’de bulunan fabrikamızda çalışma saatleri uzadıkça, mesailer arttıkça meslek hastalıkları da iş kazaları da artmaya başladı. Yaz gelince aklına tatil gelen işçiler artık yazın gelmesini istemiyor, çünkü yaz gelince işler artıyor ve üretimi artırmak için canımız burnumuzdan getiriliyor. Birçok arkadaşımız bazen günde 14 saate kadar çalışıyor. Bu yorgunluk kendimizi ertesi güne hazırlamamıza, dinlenmemize izin vermiyor. Ve kaçınılmaz elimiz kolumuz makineye sıkışıyor ya da baygın düşüp hastaneye yollanıyoruz.
Yaklaşık 1 yıldır bu fabrikada çalışıyorum ve irili ufaklı birçok iş kazasına tanık oldum. Tabi tanık olmak pek de bir anlam ifade etmiyor. Bir yıl içinde yaklaşık 35'e yakın iş kazası yaşandı işyerimde ama sadece bir tanesinin kayıtlara iş kazası olarak geçtiğini biliyorum. Onu da bayağı büyük bir kaza olduğu için saklayamadı patron ve tebaası... Onda da yine işçi suçlu görüldü, ertesi gün üretim müdürü toplantı yaptı ve şöyle konuştu: “Hiç dikkatli değilsiniz kendinizi düşünmüyorsunuz, bizi düşünün bari. Bu yüzden bize para cezası bile gelebilir.” Bizde ise derin bir sessizlik. Müdür, sözlerini şöyle bitirdi: “Şimdi dağılın, size koruyucu ekipman dağıtılacak, onları kullanın.”

DEMEK Kİ SORUN BİZDE DEĞİLMİŞ
Ve dağılıp işimize döndük, bizim için çok iyi bir eğitim çalışması oldu. Meğer tek sorun bizmişiz. Daha sonra bir arkadaşımız merdivenlerden yuvarlandı ve şimdi tansiyon sorunu var, beyninde bazı hasarlar oluşmuş. Olaydan hemen sonra merdivenlere bant çekildi, aradan 4 ay geçti, düşen kimse olmadı. Çünkü merdivenler artık kaymıyor. Demek sorun bizde değilmiş, önlem alınınca düşen olmuyormuş.
Makinelerde parmağı, eli kopan arkadaşlarımız oldu. Neden mi? “Daha çok üretim olsun” diye makinelerin hızını arttırdılar. Zaten dinlenemiyoruz. O hızlı makinelerde birçok kaza oldu ama baktı patron ve tebaası çok kaza oluyor, makinelerdeki koruma programlarını devreye soktular. Üretim düştü ama kimsenin eli kolu kopmadı.

PATRONLAR ‘İŞ KAZALARINI’ SAKLIYOR
Bir kaza yaşandığında hiç yanımıza uğramayan müdürler apar topar aşağı iniyor. İş kazası geçiren arkadaşın üzeri değiştirilip yanında bir mühendisle hastaneye yollanıyor. Yaralanan işçi “iş kazası olduğunu söylemesin” diye yol boyunca kırk kere aranıyor. Doktor “Ne oldu?” diye sorunca Mühendis hemen “kapıya sıkıştırdı elini” diye cevap veriyor. Bu örnekleri artırmak mümkün. Ayağının üzerinden forklift geçenin aslında ayağına dolap kapağı düşüyor. Elini maket bıçağıyla kesen de aslında patates doğrarken elini kesiyor. Bir olay çok garipti. Küçük iş kazalarında devreye müdürler hiç girmiyor. Direk ustabaşı özel bir hastanenin çalışanını arıyor “Bizim bir kız var patates doğrarken elini kesti, büyük bir ihtimal bir dikiş atılır” diyor ve hastaneye gidiyorlar. Ama gariptir bu küçük kazada özel hastaneye giderken arkadaşımız üzerini değiştirmek zorunda bile kalmıyor.
Geçenlerde geçirdiğim bir rahatsızlık sonucu ustabaşından izin alıp organizedeki hastaneye gittim ve yaklaşık 3 saat kaldım. İnşaat iskelesinden düşen, elini makineye kaptıran, kaynak yaparken bir yerini yakan, camları silerken düşen birçok işçiyle tanıştım. Bunlar sadece konuştuklarımdı. Konuşmadığım ama iş kazası geçiren -ki kıyafetlerinden anlaşılıyor- başka işçiler de vardı. Ama “bu bir iş kazasıdır” denilen sadece iki işçi oldu.

BİZ NİYE SAKLIYORUZ?
Peki, bize bunun yapılmasına neden izin veriyoruz. Evet, borçlarımız var, çocuklarımız var, işsiz kalırsak bizi bekleyen kötü günler var. Peki değer mi canımızdan olmaya? Biz sağlıklı olamayacaksak çocuklarımıza kim bakacak? Bizleri orta yaşa gelince kapı dışarı atmak için canla başla çalışan patronlar, iş kazalarını saklamak için ellerinden geleni yapıyor da, biz neden saklıyoruz? Önlemler alınınca iş kazaları olmuyor. Çalışma saatleri düşünce iş kazaları olmuyor. Peki biz neden iş kazalarını saklıyoruz ve bizden sonra olacak iş kazaları için patronla birlikte hareket ediyoruz. Teşhir etmeliyiz, parmağımız dahi kanasa “Bu bir iş kazası” demediğimiz sürece patronlar kanımızla beslenmeye devam edecek...

ÖNCEKİ HABER

Kayıp yakınlarından Görümlü davası tepkisi: İnsanlık suçunu aklıyorlar

SONRAKİ HABER

Homofobik ve transfobik esnaf protesto edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa