Melek ve gerçek

Aydın ÇUBUKÇU

Eğer okullarda ciddi din kültürü dersleri okutmayı göze alsalardı –ki bu kimileri için gerçekten tehlikeli bir ders olurdu- ilkokul bitirmiş hiç kimse çıkıp “Mecliste satanist var” diye höykürmezdi. En azından satanistle Ezidi arasındaki farkı bilirdi, küfredecekse de doğru yere küfrederdi.
Feleknas Uca, yakasında son derece zarif bir tavus broşuyla, anadilinden başka bir dille yemin etmeye çabalarken, pek çok bakımdan büyük bir saygıyı hak ediyor, demokrasi adına herkesin onur duyması gereken bir simge değeri kazanıyordu. Ancak tartışma, yaşadığımız kültürel iklimin gereği, ırkçı, faşist, bağnaz literatürün tüm fikir yoksulluğunu, vicdan ve ahlak mahrumiyetini sergileyen bir mecraya döküldü.
Dinler, inançlar arasında bir hiyerarşi olduğunu düşünenler ve kendi din ya da inancını ötekilerden üstün, eşsiz, biricik olduğuna inanan ve bunun üzerinden politika yapanlar, “herkesin dini kendine” diyerek bir arada, eşit ve saygılı yaşamayı başarabilen milyarlarca insanın karşısına, “ötekini kes, berikini öldür, imana gelmeyene cehennemi burada yaşat!” kudurmuşluğuyla çıkabiliyor.
Öte yanda, kendi inancının eşsiz, en doğru, hepsinden üstün olduğuna inandırılanlar, karşılarına bu eşsiz, en doğru, hepsinden üstün dinin ya da inancın inceliklerini anlatmak üzere çıkanları, özellikle şu günlerde, ağızları açık, zihinleri bulanık bir biçimde dinliyorlar. Televizyonların yıldız hocaları, fena halde birbirlerine saldırıyor, karşısındakini cahillikle, kutsal kitabı saptırmakla, hadisleri çarpıtmakla suçluyorlar. Hepsi sapasağlam Sünni, hepsi fena halde âlim, aralarında eften püften meseleler olmaması gereken muhterem zatlar, taraftar toplamaya çıkmış siyasetçilerden daha hırslı, daha acımasız, daha ısrarlı konuşuyorlar. Cennet cehennem şu anda var mı, yoksa kıyametten sonra mı var olacak, taharetlenirken dübüre su kaçarsa oruç bozulur mu, pamuk tıkmak caiz midir, deve sidiği içmek derde deva mıdır gibi derin mevzularda farklı görüşlere sahip olanlar arasındaki tartışmalar heyecanla takip ediliyor. Kendi saf inancı içinde Allah ile arasına kimsenin girmediği bir âlemde kalabilse böyle sorunları hiç kafayı takmayacak olan dindar kişi, yüzlerce yıl önce falanca hoca efendinin, yüzlerce yıl önceki filanca hoca efendiyle olan tartışmasında taraf tutmaya zorlanıyor. Cennet ve cehennem birbirine karışıyor, günah ve sevap defalarca yer değiştiriyor, bugün peşinden gittiği hoca efendinin yarın kâfir olmayacağını bilmemenin huzursuzluğuyla bir korkudan ötekine savrulup gidiyor.
Bütün bu akla zarar tartışmalar içinden zihnini toplamayı başaranlar, Feleknas’ın broşundaki Tavus simgesi hakkında yüksek fikirler eşliğinde Türkçe bilmemesiyle alay ediyor, şeytan ve Allah üzerine veryansın laf üretiyorlar. Televizyon yıldızları hoca efendilerin karıştırdığı zihinler, birdenbire açılıyor! Ama ne açılma! Konu neydi, ben kime kızmıştım, ne söyleyecektim de unuttum gibi iç sesler eşliğinde, kafa kaşınarak akıllı telefonun tuşlarına hızlı hızlı vuruluyor…
Âdet olduğu üzere, imlâsına, diline dokunmadan birkaçına göz atalım:
TÜRK MECİ,SİNE TÜRKCE BİLMEYEN BİRİSİ NASIL GİRER ANLAMASI YOK BUNUN ERMENİSİ Ç,NGENESİ KÜRDÜ HEPSİ ORDA BİZLERİ TÜRKİYEY, BUNLARMI İDARE EDECEK HERSİ KIYAK EMEKLİLİK BOL AYLIK HAZINEYİ YEME DERDİNDE NE HALE GELDİ MECLIS HALK OLARAK ŞİKAYETCİYİZ İSTEMİYORUZ BÖYLE BİR MECLİS PARASI OLAN DEGİL HALKIN SECTİGİ GİRMELİ BUNLARIN HEPSİ TÜRKLERE DÜŞMAN NASIL OLUYOR BU ANLAMAK KABUL ETMEK MÜMKÜN DEG,L YOK EDİLİYOR ADIM ADIM TÜRKİYE
…
Lan ateşe tapan sapıklar ibadet bitince üstüne işiyerekmisöndürüyorsunuz.müslüman Kürt safını seç ya ALLAH’A imamet Yada şeytanın safına katıl.
…
-hatırlayalım imamı azam ve 40 talebesi 3 mevzu değil 500 mevzu değil 10 bin mevzu değil 4 MİLYON HADİSE İÇİN 40 TALEBESİYLE VE İSPATLARI İLE HERKEZİN GÖRÜŞÜ İLE İMZALANARAK VESİKALAR BIRAKTI.BU DİKTATÖR GİBİ BEN BİLİRİM Mİ? DEDİ DANIŞTI TÜM İSLAM ALİMLERİNİ TOPLADI KARAR ALINDI DÜŞÜNÜLDÜ KURANI KENDİ ANLAYIŞINA GÖRE YORUMLAMADI İSTİŞARE İLE SUNDU. BU ÇAM AĞAÇLARI ALLAH C.C. ADINA OKADAR KOLAY KONUŞUYORLAR Kİ BU ADAMLARI DİNLEYENLER
…
Daha neler neler…
Feleknas’ın meleği, en azından nasıl bir ülkede, kimlerle birlikte yaşadığımızı bir kez daha gösterdiği için saygıyı hak ediyor.