24 Haziran 2015 16:01

Gelecek Mücadelemizde Buluşalım!

Anadilde eğitim isteyeninden parası olmadığı için temel liseye gidemeyecek olanına kadar herkes birlik olmalı. Sistem bir taraftan bizim geleceğimizi karartırken diğer taraftan da bizleri ortak bir mücadelede bizleri birleştiriyor

Paylaş


Zilan ORUÇ
Bursa

Yaz geldi ve biz liselilerin aklında koca bir soru işareti olan temel liseler öğrenci ve velileri çıkmaz bir yola sürüklemeye devam ediyor. Eğitim bu haldeyken üniversite okumak isteyen öğrencilerin düşündüğü temel liselerin fiyatları ise dudak uçuklatıyor. Peki, eğitim sistemi nereye gidiyor? Bizler neler istiyoruz?  Nedir bu temel lise? 
Okullarımızda nitelikli öğretmenler olmadığı için bizleri dershaneye gitmeye mecbur bırakan eğitim sistemi, bizleri ve ailelerimizi daha da zor ve masraflı bir yola sokuyor. Eğitim sisteminin yeni yıkımı temel liseler devreye giriyor. Üniversiteye gitmek isteyen öğrencileri yıllardır dershanelere mahkûm eden eğitim sistemi şimdi de açıktan parası olmayanın okuyamayacağı bir sistemi dayatıyor. Olan emekçiye ve çocuğuna oluyor. Herkesin 'eşit' bir eğitim alması için dershanelerin temel liselere dönüştürüldüğünü iddia eden hükümet bize daha çok "Parası olan okuyacak arkadaş."tan başka bir şey demiyor. 
Her şeyden önce bireylere 6-7 yaşından başlayarak itaat etmeyi öğretiyor eğitim sistemi. İlk başlarda bu darlaştırmaya karşı çıkan çocuk, çeşitli yaptırımlarla hizaya getiriliyor ve sistemin kaygılarına kapılarak yaşamaya devam ediyor. Kapitalist eğitim sistemi yıllardır her şeyi burjuvazinin ihtiyaçlarına göre şekillendirdi ve bunu yapmaya devam ediyor. 
Mevcut eğitim sistemi insanı ilgi ve yeteneklerine göre bir eğitim almasını değil, sermayenin ihtiyaç duyduğu donanımda olması için eğitiyor. Toplumsal ihtiyaçlar ve talepler yerine, sermayenin ihtiyaçları esas alındığı için eğitimde sürekli bir kargaşa hali yaşanıyor. Değişim bilimsel gelişmelerin sonucu değil, egemenlerin talepleri sonucu oluyor. Özel okullar da sermayenin değişen ihtiyaçlarının birer örneği. Gelecekte sistemin seçtiği ve şekillendirdiği bir yaşam bizleri bekliyor olacak. Anadilde eğitim hakkı ve zorunlu din derslerini daha fazla tartışmamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Önümüzde seçeneksizlikten başka hiçbir şey yok. Çünkü bırakın laik-demokratik eğitimi parasız eğitimin bile imkânsızlaştığı ve geleceğimizin karartıldığı bir dönemdeyiz. 
Bu yüzden laik, bilimsel ve anadilde eğitim artık daha da yakıcı bir tartışma konusu olmuştur. Anadilde eğitim isteyeninden parası olmadığı için temel liseye gidemeyecek olanına kadar herkes yan yana gelmeli ve birlik olmalı. Sistem bir taraftan bizim geleceğimizi karartırken diğer taraftan da bizleri ortak bir mücadele mevzisin de bizleri birleştiriyor. Bu yüzden yaz döneminden başlayarak. Temel liselere ve yeni eğitim sisteminin getirilerine karşı mücadele etmeliyiz.


BİR İHTİMAL DAHA VAR!

Gizem Nur KARATAŞ
Kartal Süleyman Demirel Lisesi
İstanbul

Üniversiteye giriş için son sınavların da yapılması ile beraber bir ayağımız üniversitede iken diğerini içeri alabilmek adına gün sayıyoruz. Sayıyoruz ama aklımızın bir köşesi de sınava tekrar hazırlanmakta... Pek mümkün olmayan bu ihtimali elediğimizde geriye tek bir ihtimal kalıyor. O da şu; herhangi bir üniversitenin herhangi bir bölümü. Tabi herkes bu maratona büyük hayallerle başlayıp sonuçta mutlak başarıyı elde edemeyebilir.
Fakat hedefine bu kadar uzakta kalacağını da tahmin etmez. Cebimize dolup dolup taşan hayal kırıklığı ile getirisi olumsuzluk olan bu süreci ardımızda bırakınca sevinip bir tatil mi yapsak yoksa bundan sonra işin daha zor olduğunu düşünüp kafa mı yorsak? Sınav sisteminin bir getirisi olarak ortaya çıkan dershaneler kapatılıyor ve temel liselere dönüştürülüyor. Üstelik öğrencilerde öyle azımsanacak bir meblağ ile buraya kayıt yaptırmıyor. Yalnızca lise son sınıf öğrencilerini kapsıyor ama elbet mezun öğrencilere de bir kılıf uydurulur. 

Çünkü temel liseler ile beraber eğitim para getirisini göz ardı etmeyecek hatta sadece ona odaklanacak bir sisteme dönüşüyor. Maddiyat sebebi ile öğrenim gördüğü okulda devam etmeyi planlayan bir öğrenci için koşullar daha da zorlu hale geliyor. 
Zaten eşit şartlarda devam etmeyen yarışta öğrenciler arasında ki uçurum giderek artıyor. Dershaneye gidemeyen öğrenciler zaten bu eşitsizlikten yakınıyordu. Bir de temel liseler çıkıverdi. Sonrasında ne gelir hayal edemiyor insan… Bir de tekrar hazırlanmanın neden mümkün olmadığı kısmına bakalım…
Maddi olanaklar sebebiyle önemli bir kesim öğrenci için göz önünde bulundurulması gereken bu durum da yine aynı kesimin elini kolunu bağlıyor. Sonuç olarak lise mezunu bir öğrenci için de iki seçenek kalıyor: Ya herhangi bir üniversitenin herhangi bir bölümü ya da geleceksizlik… Aynı geleceksizlik bizim karşımıza da duvarlar örüyor. Tüm bunları toplayıp aynı başlık altında ele alınınca aslında ne sayısı artan üniversite ve bölümler, ne de özel eğitim veren kurumlar öğrencinin derdine çare olmuyor. 
Öğrenci, dayatılan geleceksizlik altında kıvranırken; eğitimi parasal kaynak haline getiren eğitimciler dönüp baktıklarında aynı öğrencilerin başarısızlığı ile kendilerini sınayabilirler.

ÖNCEKİ HABER

Dünyalarımız Farklı Ama Sınavımız Aynı

SONRAKİ HABER

Gerçek Özgürlük İçin

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...