22 Haziran 2015 00:55

Ürdün kralı bölgedeki mezhep ateşini körüklüyor

Paylaş

Til Ebyad’ın PYD-YPG güçlerinin eline geçmesiyle kuzeyde stratejik bir mevzinin IŞİD’in elinden alınması bölge halkları tarafından sevinçle karşılandı. Buna karşın Suriye’nin güneyinde Ürdün Kralının “Sünni aşiretleri sonuna kadar destekleyeceği” yönlü açıklama yapması şaşkınlık yarattı. 

Ürdün Kralı Abdullah II,  “Irak’ın doğusunda, Suriye’nin güneyinde ve komşu ülkelerde sonuna kadar Sünni aşiretleri destekleyeceğini” açıkladı. Konuşmasını izleyen siyasi gözlemciler sözlerinden bu aşiretlerin silahlandırılacağı sonucunu çıkarıyor. Abdulbari Atvan bu söylemin Şii hilaline karşı söylenenleri hatırlattığını belirtti. Aşiretlerin, iktidarı oluşturmada, güvenliğin ve istikrarın sağlanmasında güçlü bir müessese olduğunu öne süren Atvan “İslam Devletine (IŞİD) karşı savaşta daha riskli bir döneme girilmektedir” diye yazdı. 

IŞİD’İ BESLEYEN ÜÇ OLGU

IŞİD’in Musul’u ele geçirmesi ve Hilafet ilan etmesinden bu yana bir yıl geride kaldı. Rai Alyoum, IŞİD’in bugün, Arap dünyasının iki önemli devletinin yarısını kontrol ettiğine ve maddi olarak kendi kendine yettiğine dikkat çekerek IŞİD’in temelinde üç ana olgunun yattığını yazdı. 

Gazete bu olguları şöyle sıraladı; “Birincisi, adaletsizlik ve zulüm dolayısıyla Arap ve İslam gençlerinde hâkim olan hayal kırıklığı. İkinci olgu ise, batı dünyasının bölgedeki müdahaleleri ve çıkardığı savaşlar yüzünden yaşanan utanç verici durum ve bu durum sonucunda devletlerin parçalanarak gücünü yitirmesi ve iç savaşlara sahne olması. Son olgu ise, Adalet ve eşitlik ve ulusal kimlik temeline dayanan yönetimlerin olmayışıdır.” 

CENEVRE GÖRÜŞMELERİNDEN UZLAŞMA ÇIKMADI

Hiç gündemden düşmeyen diğer bir konu da Yemen. Cenevre’de barış görüşmeleri devam ederken bile Yemen’de Suudi önderliğindeki hava saldırıları hız kesmedi. Ramazan ayında insani bir ateşkes umuduyla yapılan barış görüşmeleri de başarısızlığa uğradı.  

BİR MİLYON KİŞİ YERİNDEN OLDU

Yine BM tarafından hazırlanan rapora göre 26 Mart’ta Suud önderliğinde başlayan saldırılardan beri Yemen genelinde bir milyondan fazla kişi yerinden oldu. BM İnsani İşler Bürosu sözcüsü Jens Laerke 500 binden fazla yeni mültecinin Hajja, Ibb ve el Dalea olmak üzere üç ilden geldiğini açıkladı. BM raporunda, 26 Mart’tan bu yana saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 2288’den fazla kişinin öldürüldüğü ve en az on bin kişinin yaralandığı belirtildi.


ÜRDÜN SÜNNİ AŞİRETLERİ SİLAHLANDIRIYOR

Abdulbari ATWAN 
Raialyoum

Ürdün hükümdarı Irak’ın doğusunda, Suriye’nin güneyinde ve komşu ülkelerde sonuna kadar Sünni aşiretleri destekleyeceğini açıktan ilan ederek vatandaşlarını şaşırttı. Suriye’ye bitişik el Badiye bölgesinden şeyhlerle görüşmesindeki konuşmasını izleyen siyasi gözlemciler bu konuşmanın bu aşiretleri silahlandıracağı sonucunu çıkarıyor. Bu söylem yıllar önce Şii hilaline karşı söylenenleri hatırlatıyor.  İslam Devletine (IŞİD) karşı savaşta daha riskli bir döneme girilmektedir. 
Ürdün kralının ziyaretleri ve konuşmaları daima siyasi hedeflere işaret etmiştir. İçerde ve dışarda atılacak adımları çizmiştir. Bu konuşmalar, özellikle bedevi aşiretlerin bulunduğu ortamlarda Ürdün iktidarının siyasetinin temel direğini oluşturmuştur. Aşiretler, iktidarı oluşturmada, güvenliğin ve istikrarın sağlanmasında güçlü bir müessesedir. 
İlginç olan bu konuşmanın, “Ürdün’e güçlü yansımaları olacak olan açık bir şekilde Suriye ve Irak’taki Sünni aşiretlerin desteklenmesinin” başka bir siyasi adımla çakışmasının derin siyasi bir anlamı vardır. Bu konuşma Haşimi sancağının, Ürdün kralından ordu komutanlığına ve Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Meşal ez Zebn’e teslim edilmesi olayı ile aynı zamana denk geldi. Bu devir teslim töreni Hakim ailenin, sorumluların, bakanların ve devlet adamlarının katıldığı görkemli bir törenin ortasında yapıldı.  
Sancak’ın üzerinde kırmızı ile bismillah ve yıldız ile beraber “Allahtan başka ilah yoktur, Muhammed onun resulüdür” yazılı. Bu sancak şerif Hüseyin’in büyük Arap devrimleri sırasında taşıdığı sancağın aynısı. Haşimileri ve ehli beyti temsil etmektedir.

SUUDİ ARABİSTAN’A MESAJ

Ürdün kralı yönetimi, Suriye ve Irak iktidarlarına ve hemen ikisinin de yarısına hâkim olan ve Ürdün’e uzanmakla tehdit eden IŞİD’e önemli mesajlar içermektedir. Bu aynı zamanda Ürdün ile ilişkileri “gerginlik” ve  “ilgisizlik” arasında tanımlanabilecek Suudi Arabistan’a da bir mesaj içermektedir. 
Ürdün kralı tam olarak ne demek istemektedir? Niye bu zamanı seçti? Ürdün halkı ve bölge iktidarları bu mesajı nasıl kabul edecek?

ÜRDÜN EKONOMİK DARBOĞAZDA

Başlangıçta unutulmaması gereken Ürdün’de halktan önce rakamların ne dediğidir.  Ekonomik koşullardan dolayı endişe yaşamaktadır. Kamu bütçesi açığı iki milyar doları, genel borçlar yaklaşık 30 milyar doları bulmuştur. Ülkede fiyat artışları yaşamaktadır. Yakıt gibi temel harcamalarda sübvansiyonlar kaldırıldı. Yakında ekmeğe yapılan sübvansiyon da kaldırılacak. Kamu borçlarındaki artışı durdurmak için mallar üzerinde yüksek vergiler mevcuttur. 

Ürdün’ün temel müttefiki körfez ülkeleri Ürdün kralının imdat çağrılarını duymamaktadır. Aynı anda körfezin milyarları Mart ayında Şarm el Şeyh’te yapılan ekonomi konferansında Mısır’a akmıştır. Bu ihmal ironik olarak Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar yakınlaşmasına karşılık; Mısır, Ürdün yakınlaşmasını doğurmuştur. 

BİR TARAFTA IŞİD, ÖBÜR TARAFTA NUSRA

Ürdün’ün çevresindeki gelişmeler endişenin bir diğer kaynağıdır ve belki de daha da büyük riskler içermektedir. Irak’ın yarısına hükmeden İslam Devleti Ürdün’e bir taş atımlık mesafededir.  Irak’la sınır kapısı olan Traybil’de birkaç ay önce bir intihar bombası patlaması ile Ürdün hükümetine yönelik uyarı iyice anlaşılmıştır. Suriye’de ise el Kaide’nin bu ülkedeki kolu el Nusra Cephesi, Suriye ile bütün sınır kapılarına ve Ürdün’ün tam karşısındaki Dera’ya hâkim olmuştur. Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye tarafından desteklenen Fetih Ordusu’nun temel gücünü el Nusra Cephesi oluşturmaktadır. 

Körfezin finansman sıkboğazının,  doğu ve güney cephesindeki risklerin yükseldiği gelişmelerin gölgesinde Ürdün kendini zor bir pozisyonda buldu ve hızlı hareket etmeye zorlandı. Bu hareketin başlığı ise “Siyasi İslam” adına Sünni aşiretlerin silahlandırılması ve sınırlarını korumak için bir kalkan oluşturmaktı.  


IŞİD’İN BUNDAN SONRAKİ ADIMLARI 

Raialyoum
Başyazı

IŞİD Lideri Bağdadi’nin Musul’daki bir camide Hilafeti ilan etmesinin birinci yıl dönümünde örgütün ilerleyen süreçteki adımları, sınırları ve yayılmacılığıyla ilgili ihtimaller ne olacak?

IRAK VE SURİYE TOPRAKLARININ YARISI IŞİD’İN ELİNDE

IŞİD lideri Ebubekir El Bağdadi’nin hilafeti ilan ettiği hutbenin üzerinden bir yıl geçmesinin ardından IŞİD, batının gözünde en tehlikeli cihatçı grup haline geldi. IŞİD bugün, Arap dünyasının iki önemli devletinin yarısını kontrol ediyor ve maddi olarak kendi kendine yetiyor. Silah açısından da kendi kendine yetebilen IŞİD’in kontrol ettiği topraklarda bugün on milyon dolayında insan yaşıyor ve bu rakam da giderek artıyor. 

IŞİD’in bugün kontrolü altına aldığı topraklar 350 bin kilometrekareyi geçmiş durumda. Yani IŞİD’in toprakları şu an itibariyle Büyük Britanya’dan ve bazı Arap devletlerinden daha büyük. Bu toprakların içine Mısır’daki Sina Vilayeti, Libya’daki Derne ve Sert, Güney Yemen’de, Cezayir’de ve Güney Afrika sahillerinde kontrol altında tuttuğu topraklar dahil değil.

IŞİD’İN ADIMLARI BELİRSİZ

IŞİD’in bundan sonraki adımlarını kimse tahmin edemiyor. Örgüt, iki ay önce Irak’ta Ramadi ve Suriye’de Tedmür kentlerini aldığı gibi kontrol ettiği topraklara yeni şehirler mi ekleyecek, yoksa Ürdün’e karşı yeni cepheler mi açacak? Yoksa örgüt Irak’ta Kerbela’ya mı saldıracak, Bağdat’ta yeni yerlere mi hücum edecek, yoksa oyunu farklı oynayıp Suudi topraklarının derinliklerinde ilerlemeye mi çalışacak?

IŞİD’i her açıdan yönlendiren ve stratejik düşünen beyinler var. Bunların çoğu da daha önce Irak Cumhuriyet Muhafızları’nda ve orduda görev yapmış ve daha sonra cihatçı İslamcılığı inanç olarak benimsemiş eski Iraklı generallerden oluşuyor. 

IŞİD’İ BESLEYEN ÜÇ OLGU

Bize göre IŞİD’in temelinde üç ana olgu yatmaktadır. Bunlardan birincisi, adaletsizlik ve zulüm dolayısıyla Arap ve İslam gençlerinde hâkim olan hayal kırıklığı. İkinci olgu ise, batı dünyasının bölgedeki müdahaleleri ve çıkardığı savaşlar yüzünden yaşanan utanç verici durum ve bu durum sonucunda devletlerin parçalanarak gücünü yitirmesi ve iç savaşlara sahne olması. Son olgu ise, adalet, eşitlik ve ulusal kimlik temeline dayanan yönetimlerin olmayışıdır. 

ABD BOMBARDIMANLARI ETKİSİZ

IŞİD, bölge ülkeleri açısından daha önce görülmemiş bir tehlike arz etmektedir. Bu da ABD’yi IŞİD’e karşı bir koalisyon oluşturmaya ve şu ana kadar örgüte karşı 3 binden fazla hava saldırısı düzenlemeye itmiştir. Koalisyon uçaklarının IŞİD’e yönelik hava bombardımanı, Suriye’nin Ayn el Arap (Kobanê) kentinin örgütün eline düşmesini ve örgütün Kuzey Irak Bölgesi’nin başkenti Erbil’e doğru ilerlemesini durdurdu. Ayrıca Irak güçlerinin Tikrit şehrini geri almasına da yardımcı oldu.  Ancak hava bombardımanı, IŞİD’in Irak’ta Ramadi, Suriye’de ise Tedmür kentini ele geçirmesini ve bazı petrol kuyularıyla fosfat yataklarını kontrolü altına almayı engellemedi. Bu da ABD’nin IŞİD’e karşı izlediği karışık stratejide delikler olduğunu gösteriyor. 
Bugün bütün bu gelişmelerin ışığında, IŞİD’in hilafeti ilanının ikinci yılında örgütün kontrol edeceği topraklar ve sınırlarının ne olacağıyla ilgili kimse net bir öngörüde bulunamamaktadır. Bize göre her şey olası görünüyor.


CENEVRE GÖRÜŞMELERİ SONUÇSUZ BİTTİ

el Meyadin

Birleşmiş Milletler’in Yemen özel temsilcisi İsmail Velid Eşşeyh Ahmet, Cenevre görüşmelerinin hiçbir uzlaşmaya varılamadan bittiğini söyledi. Temsilci, görüşmelerin tekrar başlaması için herhangi bir tarih üzerinde de bir anlaşmaya varılmadığını kaydetti.
Görüşmelerden sonuç alınmaması Ramazan’da bir ateşkes yönündeki umutları da suya düşürdü. Suudi Arabistan önderliğindeki koalisyon güçlerinin Yemen’e yönelik hava saldırıları ise son hız devam ediyor. 
Tarafların üzerinde uzlaşamadığı ve görüşmelerin başarısız olmasında karşılıklı suçlamaların yapıldığı Cenevre görüşmelerinde BM’nin uzlaşı için hazırladığı metin şu şekildeydi:
* En azından Ramazan ayı boyunca insani ateşkes ilan edilmeli

* İnsani yardım kuruluşlarının çalışmalarının kolaylaştırılması ve bütün bölgelere yardımın girmesine izin verilmesi

* Ateşkesle eşzamanlı olarak geri çekilme için bir mekanizma oluşturulmalı

* Anlaşmanın uygulanabilmesi için uygulama ve gözlem mekanizmasının oluşturulması

* Bütün siyasi grupların katılacağı bir diyalog çerçevesinde siyasi istişarelerin başlaması

* İnsan hakları ve kanunlara saygının taraflarca teyit edilmesi ve insani yardımların sağlanması

* Birleşmiş Milletler’in Yemen özel temsilcisi İsmail Velid Eşşeyh Ahmet’in siyasi görüşmelere başlaması


BAHREYN; UZLAŞI HAREKETİ’NİN LİDERİNE 4 YIL HAPİS

es Sefir

Bahreyn mahkemesi Salı günü muhalif “uzlaşı hareketinin” lideri Ali Selman’ı 4 yıl hapse mahkûm etti. 
Adli kaynakların belirttiğine göre mahkûmiyetin gerekçesi ise “zorla rejimi değiştirme” suçlamasından beraat etmesine rağmen “kanunlara uymama konusunda tahrik etme”. Bahreyn haber ajansının belirttiğine göre, dördüncü ceza mahkemesi Salı günü yayınladığı kararda siyasi bir topluluğun lideri olan kişinin suçlandığı davada halkı aleni bir şekilde mezhepsel temelde kışkırtmak suçu işlediğini ve kamu barışını bozduğu, hukuka uyulmamasının teşvik edilmesinin suç teşkil ettiği bundan dolayı 4 yıl hapse mahkûm edildiği belirtildi.
Uzlaşı Hareketi resmi twitter hesabında Salman’a suçlamalarla ilgili dört yıl hapis cezasının rejimin baskısı sonucu verildiğini söyledi. Açıklamada “ iktidar Ali Selman’a dört yıl hapis cezası vermesinin karşılığını ödeyecektir” denildi. 

ÖNCEKİ HABER

Nasıl olur da ‘katı sol’, ‘katı sağ’ın politikalarını kabul eder

SONRAKİ HABER

Çocuk öldüren istikrar*

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...