23 Ocak 2007 01:00

Güvercinler ve taklacı


Hep yazmayı düşündüğüm, bir türlü kaleme alamadığım duygularımı bugün yazmaya karar verdim. Hani mitinglerde, seçim meydanlarında kendi kişisel çıkarları doğrultusunda gökyüzünün derinliklerine uçurduğu beyaz, kahverengi, gri güvercinler. Uçurdukları duruma uygun isim verdikleri güvercinler. Beyazından dolayı “Barış Güvercini” vs. dediğimiz güvercinlerimiz.
Bu ülkede bizim adımıza barışı katlederek barış güvercini uçurdular.
Kuş gribi diyerek çok kanatlı katlettiler, sağlığımız adına.
Bunlar çok güvercin vurdular vatanın bölünmez bütünlüğü adına. Özgürlük, demokrasi, insan hakları adına.
Kimdi bunlar? Neden, niçin vurdular bu beyaz, kahverengi, gri güvercinleri?
Taklacılar, rüzgar gülleri, emeğin barışın insan haklarının, demokrasi düşmanları.
Güvercinleri; düşünce, inanç ve kimliklerinden dolayı yargılayacaksın. Mahkeme salonlarında, mahkeme kapısı önünde, ırkçı, şoven, ulusalcı, faşist duygularla beslenen, çete artıklarının saldırısına seyirci kalacaksın. Yetmiyormuş gibi dün Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Metin Göktepe ve adını sayamadığım onlarca beyin, onlarca ak güvercini faili meçhule ve 19.01.2007 tarihinde o güzel güvercini, beyaz güvercini halkların kardeşliği mesajını taşıyan Hrant Dink’i sokak ortasında yaşı bilmem ne zavallı birine vurduracaksın. Yazıklar olsun size.
Peki tetiği çektirenler, azmettirenler nerede?
Ermeni dediniz, Türklüğe hakaret etti dediniz. Mahkemelere çağırdınız. 301. maddeden yargılayıp 6 ay ceza verdiniz. Boy hedefi haline getirdiniz.
Arkasından timsah gözyaşları döktünüz iktidarı, ana muhalefeti, muhalefetiyle. Aşk olsun size. Arkasından “Hrant iyi bir insandı. Ülkemizin başı sağ olsun” deyip taziye defterlerini imzalayacaksın. Helal olsun size.
Ey taklacı güvercinler, takiyeciler, onu son yolculuğunda yalnız bırakın. Utanıyorsanız kaldırın 301’i, ortaya çıkartın azmettirenleri.
Sevgili Hrant Dink, ne kadar sevenin varmış, arkandan çok ağladılar. Televizyonlarda boy gösterip nutuk attılar. Galiba 301’den cezanı çekmeden gittin diye.
Biz ne mi yaptık? Her zamanki gibi vurulduğun yerde toplandık, yürekten ağladık, sloganlar attık “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Hepimiz Hrant Dink’iz”diye. Bundan önceki cenazelerde olduğu gibi, sizi salı günü büyük ve coşkulu bir kalabalıkla son yolculuğunuza uğurlayacağız.
Dilerim yanılırım. Bu sessiz yürüyüş son olur. Başka gazetecilerin, aydınların, yazarların, gençlerin kısacası ben insanım diyen herkesin ölmemesi için, Hrant Dink’e saygı için, hep bir arada yaşamak için barışın sesine kulak verelim.
Hep birlikte ayağa kalkarak tecridi kaldıralım. Yeni ölümlere dur diyelim. Yoksa bedeli çok ağır olur. Altından kalkamayız, altından kalkamazsınız. Yarın çok geç olacak .
Cenazelerde değil, yaşamın her alanında hep birlikte, hep beraber olmak gerici güçlerin oyunlarını bozmak hepimiz için bir sorumluluktur.
Uğurlar olsun Hrant Dink
Halkların başı sağ olsun. (ADIYAMAN)
Mirza Ali Kaya

Evrensel'i Takip Et