6 Şubat 2007 01:00

Emekçinin enflasyonu yüzde 15-20


Merkez Bankası, asgari ücrete, kamu kesimi çalışanlarına ve emekli maaşlarına yapılacak artışlara ilişkin hükümete, “Hedeflenen enflasyonu artırmayacak oranda olsun” telkininde bulunuyor. Fakat söz konusu kesimler açısından hedeflenen enflasyonun tutmasının mümkün olmadığı, 2007 yılının başında ocak ayı enflasyon verileriyle açığa çıktı. Emekçi kesimleri yakından ilgilendiren gıda, kira, ekmek gibi kalemlerdeki enflasyon oranı oldukça yüksek düzeylerde seyrediyor.
Merkez Bankası değerlendirmesinde, ocak ayında işlenmemiş gıda fiyatlarının, oldukça yüksek bir artış göstererek enflasyon üzerinde belirleyici olduğu kaydedildi. Gıda ürünlerindeki yüzde 8.82 oranı ile tarihsel olarak en yüksek artışın olduğu belirtildi. Merkez Bankası, kira artışlarında yıllık olarak yüzde 20.33’e çıkıldığını da vurguladı. Türk Telekom’un tarife düzenlemesinin, mart ayında etkisini göstererek enflasyonu artıracağı öngörülen banka değerlendirmesinde, ekmekte yıllık enflasyonun yüzde 18.38’e çıktığına işaret edildi.
İlk ayda yüzde 25
Harcamaların çoğunu oluşturan kalemlerdeki yüksek artış, emekçileri yoksullaştırırken hükümetin genel olarak da hedefini tutturması zor gözüküyor.
Hükümet, geçen yıl enflasyonun yüzde 5 olacağını öngörmesine ve ücretlere yapılan artışları bu hedef doğrultusunda belirlemesine rağmen, yıl sonunda enflasyon rakamı, hedeflenenin 2 katı üzerinde çıkmıştı.
Bu yıl için hedef enflasyon yüzde 4 olarak açıklandı ve maaşlara bu doğrultuda zam yapıldı. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, önümüzdeki ay başlayacak olan kamu işçileri toplugörüşmelerine yönelik yaptığı açıklamada, artışın, hedeflenen yüzde 4 rakamında tutulmasını talep etti. Fakat 2007 yılının daha ilk ayında enflasyonun yüzde 1 artması, yüzde 4 olan yıllık enflasyon hedefinin tutmasını neredeyse imkansızlaştırdı.
İlk ayda hedefin yüzde 25’inin gerçekleşmiş olmasının, geriye kalan 11 ay dikkate alındığında zorlaştığını gören sendikalar, artışların enflasyon hedefiyle sınırlı tutulmamasını talep ediyor.
Oger’in vatandaşa kazığı
Basına Türk Telekom’un indirimi olarak yansıyan düzenlemenin, zam ayarlaması olduğu açığa çıktı. Türk Telekom, 1 Mart 2007 tarihinden geçerli olmak üzere yeni telefon görüşmeleri fiyat tarifesini açıkladı. Söz konusu tarife çerçevesinde Türk Telekom, toplam ses trafiğinin yüzde 80’ine denk gelen şehir içi görüşmeler kısmına zam, yüzde 20’sine denk gelen şehirlerarası, milletlerarası, GSM kısmına indirim yaptı. Görüşmelerdeki ağırlığı nedeniyle şehir içi tarifelere yaptığı zam nedeniyle Türk Telekom büyük bir kâr elde edecek. Elde edilen kârın yüzde 55’i kâr payı olarak Telekom’un ortağı Oger’e aktarılacak.
Merkez Bankası, Oger’i kârlı kılan bu düzenlemenin enflasyona yansıyacağını belirtiyor. Haberleşme grubunda, cep telefonu görüşme ücretlerinde gözlenen artışların etkisi ile fiyatların ocak ayında yüzde 1.71 oranında arttığı ifade edilen banka değerlendirmesinde, “Grup fiyatları yıllık artış oranı yüzde 1.06 ile halen düşük bir seviyededir. Ancak Türk Telekom’un telefon görüşme tarifelerinde yaptığı fiyat ayarlamalarının, mart ayında grup fiyatlarına belirgin olarak yansıyabileceği düşünülmektedir. Martta telefon görüşme ücreti kaynaklı yüksek fiyat artışları beklenmektedir” denildi.
Yoksullaştıran hedef
Türkiye ekonomisi, 2006’da yüzde 5 büyürken özel tüketim harcamaları artışı yüzde 6 oranında gerçekleşmişti. Fakat gıda harcamalarındaki artış, sadece yüzde 2 oranında seyretmişti. Dayanıklı ve yarı dayanıklı tüketim mallarına harcanan para artmıştı. Sonuçlar, 2006 yılında büyümenin nimetlerinden, öncelikle karnını doyurmayı düşünen halkın yararlanamadığını ortaya koymuştu.
2007’nin ilk ayında Merkez Bankası, gıdada yüzde 10, kirada yüzde 25, ekmekte enflasyonun yüzde 18’lerde gezdiğini ortaya koyuyor. Fakat aynı Merkez Bankası, enflasyon hedefini, ücret ve maaşlara yapılacak zammı yüzde 4’ler civarında tutarak işçi ve emekçilerin yoksullaştırılması üzerinden tutturmayı programlıyor. Yoksullar, gıdalarından kısarken lüks tüketiminin arttığına dair verilerle geride bırakılan 2006’dan sonra, 2007’de de aynı sonucun çıkmasının koşulları yaratılıyor.
Bülent Falakaoğlu

Evrensel'i Takip Et