9 Şubat 2007 00:00

LİMAN ARKASI


Yaşamını işçi sınıfı mücadelesine adayan, son nefesine kadar emekçilerin örgütlenmesi için çaba sarfeden Zihni Anadol ile Zonguldak’ta düzenlediğimiz bir etkinlikte tanışmıştım. Zihni Amca, şiir ve anı kitaplarını imzalarken; işçi sınıfının yazın adamı olarak en güzel örneklerinden biri ile tanışmanın mutluluğunu duyumsatmıştı bana. Tüm doğallığıyla okurları ile tek tek sohbet etmesi; geçmişi günümüzle ilişkilendirerek gelecek için ne yapılması gerektiğine vurgu yapması, yalnız bende değil, çevresindeki her emekçide heyecan ve coşku yaratmıştı. EMEP kurulduktan sonra, il örgütlerinin düzenlediği parti şenliklerinde daha yakından tanıdım Zihni Amca’yı. Bir elinde kitapları, diğer elinde bastonu; yaşamından öğrendiğini sınıf kardeşlerine aktardı, yol gösterdi.
Vefat ettiği 1999’dan bir yıl önceydi. Ordu’da parti şenliği yapılmıştı. Parti yöneticisi bir arkadaşın evinde konuktuk. Çaylarımızı yudumlayıp geç saate kadar sohbet ettikten sonra, pijamalarımızı giyip yere serili yataklara uzanmıştık.
- Sen neden kitap çıkartmıyorsun? dedi Zihni Amca.
- Nasıl!
- Ne olacak bu yazdıkların! Gazete yırtılır, kenarda köşede solar gider. Gazeteye yazdıklarından bir seçki yap, dosyala, kitap olarak bastır. Senden başka madenle ilgili yazan mı var!
Gazetemiz Evrensel’e her hafta düzenli olarak yazıyordum. Yazdıklarımı şöyle bir gözümün önünden geçirdim. Evet bir dosya hazırlayabilirdim!... Çok heyecanlandım. Heyecanımı belli etmeden;
- Tamam da... Basımını nasıl yaptıracağım?
- Canım, bulursun bir basımevi, anlaşırsın, olur biter.
Bitişik yatakta uzanmış, konuşmamıza kulak misafiri olan Güngör Gençay;
- Sen dosyanı hazırla gel, basım işi kolay.
- Aha, kitabı basacak adam da burdaymış, oldu bitti, dedi Zihni Amca.
O gece, kitap heyecanı ile, dön o yana, dön bu yana, sabaha doğru ancak uyuyabilmiştim.
Kitabımın basım aşamasında, sevgili Zihni Amca, yakalandığı hastalığa yenik düşmüş, acı haber sevenlerini ve sınıf kardeşlerini üzmüştü. Göngör Gençay’ a telefon ederek, “Göçük Mehmetle Bacaağzı Sohbetleri” adı ile çıkacak olan kitabımın ilk sayfasına “İşçi sınıfının 81’lik delikanlısı Zihni Anadol’ un anısına” diye yazılmasını rica etmiştim.
Zihni Amcanın teşvikiyle ilk kitabın, bir yıl sonra da “Madenkeş Aileler” adlı ikinci kitabım, Güngör Gençay’ ın “Gerçek Sanat Yayınları“ tarafından basıldı.
ZOKEV ( Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı) her yıl, Zonguldaklı bir yazar veya sanatçının anısına bir etkinlik düzenliyor. Bu yıl “Zihni Anadol Anı-Anlatı Yarışması” düzenlendi. A. Kadir Paksoy, Hasan Kıyafet ve Tunç Çelebi ödüle layık görüldü. Ödül töreni için ZOKEV yöneticileri olarak bir program yaptık. Başkan Avukat Zeki Çolakoğlu’ nun konuşması, Zihni Amcanın yaşamını anlatan bir sinevizyon gösterisi, Devrek No: 1 öykünün okuma tiyatrosu olarak sahnelenmesi ve Zihni Anadol’ un oğlu Kemal Anadol’un konuşması ile tamamlanan programda, okuma tiyatrosu için hazırlanırken Zihni Amcaya olan sevgi ve saygım bir kat daha arttı.
“ Devrek No: 1” adlı öykü, devlet büyüklerine hakaret suçu ile tutuklanarak Ankara/Soğukkuyu Cezaevi’nde Zihni Anadol ile aynı koğuşta kalan Fahri Erdinç’in yazdığı, Anadol’un gerçek yaşamından bir kesit. Öyküde, ölümcül hasta laz Hızır’ ın, Anadol’un fedakarlığıyla iyileşmesi anlatılır. Aslında bir sohbet anında anlatılanlar, Fahri Erdinç’in kalemi ile bir gecede mapushanede dayanışmayı anlatan güzel bir öyküye dönüşür. Çünkü, yıllardır evlat hasreti çeken Anadol, küçük bir bıçakla ahşaptan yontarak oğlu için özenle yaptığı oyuncak kamyonu, “iki yudum sıcak bir şey...” diye sayıklayan laz Hızır için kırıp parçalar. Yakılan ateşte çay kaynatılır. Hızır kurtulur, dışarda oğul Kıvılcım tahta oyuncak kamyonunu bekler...
Programda, “Karşı Yaka Memleket” adlı kitabında da yer verdiği parti örgütlülüğü içinde babası Zihni Anadol ve arkadaşları ile ilgili anılarını anlatan Kemal Anadol, babasının ölüme çok yakın olduğunu hissettiği anda “doya doya yaşadım” dediğini hiç unutamadığını söyledi.
Oğul Anadol, kitabının ilk sayfasına “doya doya yaşadım” diyen Zihni Amca için “Babam ve arkadaşım Zihni Turgay Anadol’ a” diye yazmış. Oğul Anadol’ un yani Kıvılcım’ ın “Karşı Yaka Memleket” adlı kitabı, TKP örgütsel yapısına, tanıdık isimler çerçevesinde ışık tutan tarihsel bir roman niteliğinde.
Fahri Bozbaş

Evrensel'i Takip Et