Şiddetin bahanesi KARİZMA!

Dokuz sığınma evinin listelerinde binlerce kadının giriş için beklediği bir ülke Türkiye. Aile içi şiddete mağduruna, 6 ay daha eşiyle birlikte yaşamasının öğütlendiği bir ülke... Avrupa Birliği standartlarına göre her 7 bin 500 kadına bir sığınma evi kurulması mecburi olsa da ortalama 3 milyon kadına bir sığınma evi düşüyor Türkiye’de.
Adnan Menderes Üniversitesi’nce yapılan bir araştırmanın sonucuna göre son dönemde kadına yönelik şiddette ciddi bir artış var. Öyle ki fiziksel ya da sözlü şiddet artık "göz ardı" ediliyor.
Nazilli İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aliye Mavili Aktaş, eşlerine dayak atan erkeklerin birçoğunun bunu stres atma yöntemi olarak gördüğünü bildirdi.
Stres atmak için...
Aktaş'a göre kadına yönelik şiddetin bu denli normal kabul edilmesinde ise bu durumun toplum tarafından suç olarak algılanmaması da önemli bir etken. Aktaş, bu duruma suç olarak yaklaşmayı engelleyen kültürel ortamın değişmesinin kolay olmadığını vurgularken hem gelişmiş hem de gelişmekte olan pek çok ülkede durumun benzer olduğuna dikkati çekti. Prof. Aktaş, eşlerine dayak atan erkeklerin birçoğunun bunu "stres atma" yöntemi olarak gördüğünü vurgulayarak "Beni kızdırdı dövdüm, hak etmişti, rahatladım, onu bu evde tutmak için sopayı kullanabilirim, terbiye etmenin en iyi yolu dayaktır, bütün erkekler rahatlamak için aynı şeyi yapıyor...” gibi düşünceler buna örnektir. Şiddet uygulayan erkeklerin birçoğunun çocukluğunda, babasının da annesine şiddet uyguladığı sıklıkla görülmektedir" dedi.
Karizmatik erkek döven erkek mi?
Aktaş'ın dikkat çektiği başka bir etken ise medyadaki "karizmatik erkek" modeli. "Medyadaki eğlence ve spor programlarında, şiddet uygulayan erkeklerin karizmatik olarak gösterilmesi ya da böyle kişilerin yüceltilmesi, erkeğin eşine dayak atmasına etkendir" diyen Aktaş, yaptıklarından pişman olan erkeklerin, gerçekten değişmek için önce kendilerine inanmaları gerektiğini anlattı. "Dayakçı" erkeklerin, sıklıkla aile üyelerine şiddet uyguladığını inkar edebildiğini söyleyen Prof. Aktaş, bu erkeklerin, genellikle eşlerine uyguladığı şiddetten sonra "affedilmek istediğini, ve bunun son olduğu” sözünü verdiğini dile getirdi. Aktaş, "Ancak bu kişiler sözünde hiç durmaz. Her zaman bir dayak nedeni bulur" dedi. (Aydın/AA)