10 Mart 2012 15:25

Gazi Davası yeniden başlayabilir

Gazi Davası Müdahil Avukatlarından Cemal Yücel, katliam ve sonrasında yaşananlarla ilgili sorularımızı yanıtladı. Yücel, yeni kanıtlarla katliamın gerçek faillerinin yargılanabileceğine dikkat çekti.   Gazi Mahallesi’nde 17 yıl önce neler yaşandı? Gazi olaylarının sürecini ilk andan itibaren izliyorum. Kahvehanelerin tar

Gazi Davası yeniden başlayabilir
Rıza Çiçek


Gazi Mahallesi’nde 17 yıl önce neler yaşandı?
Gazi olaylarının sürecini ilk andan itibaren izliyorum. Kahvehanelerin taranmasından sonra katliam yapılıyor. O zamanlarda bizler de bir grup avukat arkadaşla birlikte saat 11.00–12.00 gibi Gazi Mahallesine gittik. Ondan sonra Gazi Mahallesi süreci başladı. Bu davada Gazi Hukuk Komisyonu olarak 7 avukat arkadaşımla birlikte görev alıp davaya baktık. Olayın olduğu akşam bir radyo programındaydım. Programı sunan arkadaş Gazi’de bazı yerlerin tarandığını ölümlerin ve yaralıların olduğunu söyledi. Bu olaydan sonra İstanbul’un değişik yerlerinden Gazi’ye gidenler oldu. Gece saat 04.00’te polis panzerlerle Gazi Cemevine saldırdı. Burada Mehmet Gündüz adlı vatandaşımız hayatını kaybetti. Aslında polis cemevine saldırmadan önce durum sakindi. Cemevine saldırıdan sonra, birkaç panzer ve sivil polis ateş etti. Bu tam olarak bir devlet provokasyonuydu Bu saldırıdan sonra İstanbul’daki Aleviler, demokratlar, sosyalistler Gazi mahallesine akın etti. Tabii halkın tepkisi, polislere ve devleteydi. Halk tepki göstermek için Gazi Karakoluna doğru yürüdü. 13 Martta ise halkın tepkisi yine polise ve devleteydi. Polis halkı tarayanlar hakkında işlem yapmamıştı ama halka saldırmaya devam ediyordu. 13 Mart günü polisler de yaralandı ama bu yaralanmada bir tek polis bile kurşunla yara almadı. Polis ne yaptı; sanki karşısında düşman ordusu varmış gibi halkı taradı. Oysa halkın tepkisini tazyikli su, plastik mermiler gibi olanakları kullanarak bastırabilirdi, bunların hiçbiri denenmedi o nedenle bu açık bir katliamdır. Şunu belirtmek isterim ki bu katliamda polisler özel olarak seçilmişlerdir. Gazi olaylarında 4 kahvehane ve bir pastane tarandı buraları tarayanlar bugüne kadar ortaya çıkarılmadı. Gasp ettikleri taksinin şoförünü de öldürüp bagaja koydular. Bugüne kadar hiçbiri ‘bulunamadı’. Ertesi gün olaylarda polis kurşunu ile 12 vatandaşımız katledildi. 300-400 kişi yaraladı. İki gün sonra da Ümraniye 1 Mayıs Mahallesinde katliamı protesto edenlerin üzerine polis tarafından ateş açıldı ve 5 kişi katledildi. Birçok vatandaşımız da yaralandı.

Hem süreci, hem katliam ve sonrasını yakından takip ettiniz. Sizce katliamla ne amaçlandı?
Gazi olayları bana göre dört perdeden oluşuyor; Tam anlamıyla bir tezgâhtır, önceden yazılmış çizilmiş bir tiyatrodur. 1. perde, kahvehanelerin taranmasıdır. Failleri ortaya çıkarılamamıştır, DGM tarafından soruşturulmamıştır. Mutlak ve mutlak olarak Gazi olayları devlet içerisindeki güçler tarafından yapılmıştır.
O dönem iktidarda Başbakan Tansu Çiller vardı. Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu ve İstanbul Emniyet müdürü de Necdet Menzir’di, Deyim yerindeyse tam bir A Takımı. Bunların o dönem askeriye ile araları çok iyiydi, daha sonraları ortaya çıktı ki, Türkiye’deki failli meçhullerin arkasında bu takım varmış. Çok açık, devlet her zamanki işlerinden birisini yapmıştır. Yani geçmişte yaptıkları katliamlara Gazi katliamı da eklenmiştir. Bu dönemde birçok insan infaz edilmiştir. Diğer bir neden ise; Gazi mahallesi ezelden beri devlettin hoşlanmadığı bir mahalledir. Alevilerin, Kürtlerin, solcuların ve sosyalistlerin yaşadığı bir mahalledir. Devlet bir kez daha bunları cezalandırmak istemiştir ve bunu da bir katliam yaparak bir nebze başarmıştır.
2.Perde; cemevinin taranmasıdır. Burada asıl amaç Alevi-Sünni, Kürt-Türk savaşı çıkarmaktır. Ama halk bu provokasyona gelmedi. Öyle ki 12 Mart gecesi İsmet Paşa Caddesinde birkaç Sünni vatandaşa ait dükkan ve mağazanın camları kırılmıştı. Aynı gece ve ertesi gün Alevi vatandaşlar, mahallerindeki camları kırılan Sünni vatandaşların dükkanlarının yağmalanmaması için adeta barikat kurup nöbet tuttular. 3. perde; 13 Mart günü halkın gizli ve resmi polisler tarafından polis kurşunlarıyla öldürülmesidir. 4.Perde de yargının katliamcıları aklamasıdır.

Yıllarca süren, başka illere sürülen bir dava süreci yaşandı ve bazı polisler ceza aldı. Gerçek suçlulara ise dokunulmadı. Gerçek suçluların ortaya çıkarılması için neler yaptınız? Bu dava yeniden açılabilir mi?
Burada hukuk standartlarında gerçek hukuktan bahsedilecekse böylesi büyük bir katliamın kimler tarafından yapıldığı tespit edilir ve cezalandırılır. Bütün şikayetlerimize ve çabalarımıza rağmen ne kahvehaneleri tarayanlar ne de cemevini ve halkı tarayanlar bulunmadı. Bu davada sadece rütbesiz 20 polis hakkında dava açıldı. O dava da Trabzon’a sürüldü. 7 yıl sürdü ve sonuçta 18 polis beraat etti, sadece iki polis ceza aldı; bunlardan biri 3 yıl diğeri 6 yıl. Böylece Gazi Davası kapatıldı.
13 Mart günü öldürülen 12 vatandaşımız için dava açılamadı sadece 8 vatandaşımız için dava açıldı. Bu davada hayatını kaybeden 6 vatandaşımız için polislerden birine 3 diğerine 6 yıl ceza verildi yani 2 polise toplam verilen ceza 6 ölüm için 9 Yıl. Bu da ölüm başına bir buçuk yıl demektir. Oysa ki basit bir yürüyüşten dolayı ülkemizde bir kişi 1.5 yıl ceza alırken, öldürmeden dolayı 1.5 yıl ceza verilmesi; yargının devletin kolluk güçlerini kolladığının da göstergesidir.
Dediğim gibi maalesef diğer ölümler failli meçhul olarak kaldı. Zaten yaralılarla ilgili hiçbir dava açılmadı. Yani devlet kendi görevlilerini tam anlamıyla korudu. Bu davada polisler beraat ederken asıl cezayı Gazi halkı aldı. Çünkü mahkeme Gazi olaylarına katıldıkları gerekçesi ile halktan birçok kişiyi DGM ve Ceza Mahkemelerinde yargıladı. Sayısını bilmiyorum ama çok fazla kişi ceza aldı. Ümraniye’de de 1 Mayıs Mahallesinde Gazi olaylarını protesto etmek için yapılan yürüyüşte polis kurşunları ile 5 kişi katledildi. Bununla da ilgili bir dava açılmadı.
Bizler Gazi Hukuk Komisyonu olarak Mehmet Ağar, Hayri Kozakçıoğlu, o zamanki İçişleri Bakanı ve İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir hakkında şikayette bulunduk ama bir sonuç alamadık, soruşturma açılmadı. Bize göre Gazi Davası burada bitmiş değil yeni kanıtlar bulursak dava tekrar açılabilir.

Uludere’de yaşanan katliamla ilgili bugüne kadar kimse tutuklanmadı, aylar geçmesine rağmen sorumluların kim olduğu belli değil. Dönemin hükümeti Gazi olaylarını aydınlatacağını söylemişti, AKP de Uludere için aynı şeyleri söyledi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Katliamlar hâlâ devam ediyor. Daha iki ay önce Uludere katliamı gerçekleştirildi. Şu ana kadar da katliamla ilgili bir tek kişi bile mahkeme önüne çıkartılamadı. Çıkartılsa bile büyük bir ihtimalle bu davada da aynı Gazi Davası sürecinde yaşananlar olacak. Bu nedenle AKP Hükümeti de yargıyı baskı altına almıştır. Yargı bu anlamı ile bağımsız bir yargı değil taraflı bir yargı haline gelmiştir. Aleviler ve Kürtler bu devlet tarafından ezilen kesimlerdir. Dolayısıyla ezilenler ittifak yapmak zorundadır. (İstanbul/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et