Bir itiraf ve denklemkolikler

“Türkiye 1 Mart tezkeresinde elindeki büyük bir olanağı heba etmiştir. Kuzey Irak’ta bulunmamız gerekiyordu. Tezkere geçse, Kerkük, Kuzey Irak, Irak’ın geleceği konularını o zaman görecektiniz. Alınan karara (tezkerenin reddine) 1 Mart’ta da karşıydık...”
Bu sözler emekli orgeneral Hurşit Tolon’a ait. Bir itiraf... Hem sadece bireysel değil; ordu kurmayının 1 Mart tezkeresine ilişkin eğiliminin de itirafıdır... Demek ki neymiş; bilimum ulusalcı zaptiyenin dediği gibi değilmiş durum; “en ulusalcı” diye gösterilen asker 1 Mart tezkeresinin geçmesinden yanaymış. Aslında Amerika’nın ünlü ‘Karanlıklar Prensi’ Perle de zamanında “Türk askerinin tezkerenin geçmesinden yana olduğunu ama sorumluluğu hükümete yıkmak için öne çıkmadığını, yeterince inisiyatifli davranmadığını” söylemişti.
Bir diğeri; dikkat edilirse Tolon’un sözleri, bugünkü, yani Amerikanın yarattığı Irak tablosunda yer alma isteğini içeriyor. ABD’nin bile çekilme hesapları yapabildiği bu batağa bile heves edecek bir gözü karalıktır bu. Nitekim bir tv ekranında Tolon’un itiraflarını yorumlayan bir “akil adam” bakın ne diyordu: “Belki şehitler, gaziler verecektik ama bugün Irak denkleminde çok daha güçlü olacaktık.”! Akıllara ziyan bir soğukkanlılıkla bunları söyleyen, bir öğretim üyesi! Şehitler, gaziler mi, geçelim, ne önemi var değil mi! Bu “denklemci- şehitkolik vatanseverliğin” nedeni ise büyük ölçüde bellidir: Ya Kürtler bağımsız devlet kurarsa! Bu büyük felaketin yanında şehidin, gazinin lafı mı olurmuş...
Evet, işgalci haydut, girdiği bataktan nasıl kurtulacağını hesaplarken, bizim militaristler maziye bakıp “ah” ediyorlar, “neden tezkereyi geçiremedik” diye... Ama gözler ve antenler ABD’ye kilitlenmiş bekleniyor şimdi. Bu belalı denkleme kabul edilmek için bir şans daha verilmez mi, diye.
ABD bu, hinlikler ve cinlikler imparatorluğu; bizim ‘denklemkolikler’in başına sarılacak bela mı bulunmaz heybesinde. Göreceğiz...