18 Mart 2007 01:00

Ne kinmiş bu böyle!


İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, “nükleer program” gerekçesiyle ABD’nin ülkesine baskılarını eleştirirken Marksizm’e de verdi veriştirdi. Ona göre, Marksizm “Batı ürünü, sapık düşünce”ydi: “Kendilerini peygamber yerine koyup, sahte, soysuz, ahlak ve kültürü tahrip eden Marksizm adında bir ekol kurdular. Silah ve propagandayla dünyadaki birçok insana empoze ettiler. Bu ekol yüzünden dünyada yoksulluk, nefret ve kimliksizlik ortaya çıktı. Bugün de modern kölecilik ortaya çıktı. Bu kölecilik liberaller, demokratların ve insan hakları savunucularının alnında büyük bir lekedir. Dünyadaki silahlanma yarışı, kitle imha silahlarının depolanması da bu sapık, imansız, peygamber kültüründen uzak insanlardan kaynaklanıyor.”
Bu ne yaratıcılıktır böyle! Ve ne kindir ki, Marksizmin ve sosyalizmin bir numaralı düşmanı emperyalist ABD tarafından kuşatılmışken bile Marksizm düşmanlığı elden bırakılmaz. Sadece kin değil elbette. Emperyalist kapitalizmle paylaşılan ortak ideolojik payda da dile getirilmiş oluyor. Dinci gericilik ile burjuvazinin bu tarihsel ortaklığından yani Marksizm düşmanlığından arınmak kolay olmuyor işte. Hoş, arınmak isteyen de yok da... Bir zaman sosyalizm karşısında Amerikan beziyle örülmüş ‘yeşil kuşak’a renk vermiş gericiliğin bugünkü müşkül durumunda bile, Marksizme küfretmesi, söz konusu ortak paydanın tarihsel derinliğini yansıtır sadece.
“Yoksulluğu, nefreti, kimliksizliği, soysuzluğu, ahlaksızlığı, kültürsüzlüğü” Marksizme yükleyen gafil mollaya bakar mısınız! Marksizmin devlet düzeyinde siyasal temsiliyetinin tasfiyesi ile dünya ölçeğinde bugünkü kültürel dibe vurumun, ahlaki çürümenin ve de İran’ı da hedef alan ABD işgalciliğinin ilişkisini kuramamak için Bushçu bir cahil ya da iflah olmaz bir gerici olmak gerekiyor herhalde.

Evrensel'i Takip Et