25 Mart 2007 00:00
müziği üst sınıfın sanatı olmaktan kurtaran besteci
26 Mart 1827de hayata gözlerini yuman Beethoven, müziğe getirdiği yeni solukla geniş halk kitlelerinin klasik müzik dinlemesini sağlamış ve bu türü seçkincilikten kurtaran ilk isimlerden olmuştu.
Flaman asıllı bir ailenin çocuğu olan Ludwig Van Beethoven, 16 Aralık 1770te Bonnda dünyaya geldi. Torununa adını veren büyükbabası, Bonnda Saray Orkestrasının yöneticisi, babası da aynı orkestrada şarkıcıydı. Beethoven ilk müzik bilgilerini babasından edindi.
Babası küçük Ludwigi henüz yedi yaşında iken Kölnde yapılan harika çocuklar yarışmasına soktu. Beethovenın ilk öğretmeni olan babasının, piyanoda fantezilerini geliştirmesine izin vermemesi, notalara sadık çalmasını istemesi, belki de sanatçının başkaldıran ruhunun temelini oluşturdu. 10 yaşında, Bonnun tanınmış öğretmenlerinden Christoph Gottlob Neefenin öğrencisi olan Beethoven, 12 yaşında ilk bestelerini yayınladı ve aynı yıl Saray Orkestrası üyeliğine atandı. Bununla birlikte babasının aksine hiçbir zaman asillerin hizmetinde olmayı kabul etmedi. Aksine asil arkadaşları, Breunings ya da Kont Waldstein, yeteneğinden dolayı ona hayranlık duydular. Alman asilzadelerinden Maximillian Friedrichten aldığı bursla sanat yaşamını devam ettirdi.
1787 yılında ilk kez Viyanaya giden Beethovenın burada Mozart ile karşılaştığı sanılıyor. Aynı yıl annesinin ölümü ile birlikte kardeşlerinin sorumluluğunu üstlenen Beethoven, babasının ölümünden sonra 1792 yılında Viyanaya yerleşti. Zamanın en önemli sanat merkezi olan kentte çalışmalarına Joseph Haydn, Johann Schenk, Johann Georg Albrechtsberger ve Antonio Salieri ile devam etti.
Duymadığı besteler
1975 yılında ilk üçlü yaylılar triosu, Haydna ithaf edilen üç piyano sonatı ve ilk piyano konçertosu yayınlandı. Prag, Dresden, Leipzig ve Berlin kentlerinde çalışmalarına devam eden Beethoven, 1800 yılında kulaklarında beliren hastalık üzerine depresyona girerek intiharı düşünmeye başladı. Beethoven bu hastalığa rağmen yaşamının sonuna kadar eser vermeye devam etti. 1819 yılında tamamen sağır olan sanatçı insanlardan uzaklaşmaya başladı. 1821 yılında geçirdiği ağır sarılık sonucu sağlığı iyice bozuldu. Buna rağmen yeni eserler bestelemeye devam etti. En büyük eserlerinden biri olan Dokuzuncu Senfoniyi bu dönemde yazdı. 1826 yılında sağlık durumu daha da kötüleşen Beethoven, 26 Mart 1827de uzun yıllar süren karaciğer hastalığına yenik düşerek Viyanada yaşama veda etti.
Viyanaya giden ve çağdaşı Mozartla çalışmak istediği halde bu fırsatı bulamayan ama diğer ünlü müzisyenlerle çalışan Beethoven, aslında bu kentte fazla kalmak istemiyordu. Bu kısa ziyaret sonunda Viyana, Beethovenın yaşamayı seçtiği kent oldu. Ölümünden kısa bir süre önce bir dostuna yazdığı mektupta Bonnu ve özellikle Ren Nehrini görmek istediğini belirtse de bu mümkün olmadı.
Yeni bir müzikçi tipi
Beethoven, bağımsızlığına düşkünlüğü, aldığı desteğin müziğini etkilemesine izin vermemesi ile o dönem için yeni bir müzikçi tipinin ilk örneği olarak nitelendirilir. Eserlerinde üç farklı üslubun etkisi görülür. Otuz yaşına kadar olan döneminde Klasik ve Rokoko sanatının etkisi göze çarpıyor. 1800-1815 arası ikinci çağ olarak nitelendirilen eserleri kendi geliştirdiği tarzın ilk örnekleri olarak nitelendirilir. Bu dönemin özelliklerini taşıyan eserleri arasında Eroica, Do Minör, La Majör senfonileri ile Pathetique adlı piyano sonatı sayılabilir.
Son çağı duyma sorunlarının artması ve tamamen sağır olmasından sonra ölümüne kadar olan dönemini içerir. Bu dönemin en önemli ürünü Dokuzuncu Senfoni ya da büyük yaylı çalgılar için yazdığı kuartetler ile romantizme yönelmiştir. Dokuzuncu Senfonideki koro ile büyük orkestra eserlerine yeni bir renk katar.
Beethovenın eserleri nitelikleri itibariyle geniş kitleler tarafından sevildi. Bu yüzden müzik sanatını, üst sınıfın sanatı olmaktan kurtarıp, kitlelere yayan besteci olarak anılır. Tek sahne eseri olan iki perdelik operası Fidelionun içeriğinde bağımsızlığa verdiği önemi yansıtır
Eroica ve Napolyon
Beethovenın en önemli kompozisyonlarından Eroicanın 1804te tamamlandığı söylenir. Kompozitör bu yapıtını Napolyona ithaf etmiştir. Çünkü Beethoven Napolyonun tüm çağların en demokrat lideri olacağına inamıştı. Ama Napolyon imparatorluğunu ilan edince şöyle demiştir: Napolyon da sıradan bir insanmış.
Bundan sonra kendi ihtiraslarına hizmet için insan haklarını çiğneyecek ve diktatör olacaktır. Rivayete göre Beethoven bunun üzerine Eroicanın notalarını yere atıp, çiğnemiştir...