22 Haziran 2007 00:00
ARASIRA
Ordunun holdingi olarak lanse edilen OYAKın, bankası Oyakbankı, ING Grubuna satması, orduyu ulusalcı. OYAKı da ulusal sermaye görenlerin ezberini bozdu. Özellikle bazı emekli paşalar fena bozuldular...
Ordunun holdingi olarak lanse edilen OYAKın, bankası Oyakbankı, ING Grubuna satması, orduyu ulusalcı. OYAKı da ulusal sermaye görenlerin ezberini bozdu. Özellikle bazı emekli paşalar fena bozuldular, bazıları da fena halde hayal kırıklığı yaşadı.
Bunlar tabi ki Türkiyeye mahsus alturkalıklar, sığlıklar.
OYAK, ordu mensuplarının birikimlerini değerlendiren bir anonim sermaye. Anonim de olsa son tahlilde sermaye. Sermaye dediğniiz şey bir ilişkidir. Onun kime ya da kimlere, bir aileye mi, binlerce küçük ortağa mı, devlete mi ait olduğu önemli değildir. Sermaye, sermaye olarak yola çıkıp kar ve birikim sağlama amacıyla harekete geçtiğinde onun OYAK mı olduğu Koç mu olduğu artık farketmez. Hatta bir sendikanın birikimleri ile değer ve artı değer üretmeye girişilmesi halinde de o sendikanın da olsa, sermayedir, emeğin karşısında artık değer sağacak güçtür.
Marksın dediği gibi, Biriktir,biriktir, Musa da bu peygamberler de..
Bu basit ama çok temel gerçeği unutanlar, zaman zaman sermayeyi sınıflandırıp ona ulusalcı, işbirlikçi, yeşil, kızıl gibi sıfatlar takıp o özelliklerine göre saf tutarlar.
Herkes de bilir ki, Koç Grubu , Türkiyenin başta ABD olmak üzere dış yatırımcılarla ilk ve en çok işbirliğine girmiş grubudur. Ama, mesele Tüpraşın özelleştirilimesine geldiğinde Koç, ulusalcı ilan edilip, özelleştirmenin Koçta kalmasına başta Cumhuriyet gazetesi ve İlhan Selçuk olmak üzere ulusalcı zevat onay verdi, bu durumu eleştiren yazarlara da köşelerini kapattı Cumhuriyet... Oysa, Koç, Tüpraşta Shell ile işbirliğindeydi ve bir bütün olarak global sermaye ile en çok sarmaş dolaş bir holding.
Oyak öyle değil mi? Fransızlarla yıllardır Oyak Renault faaliyeti sürdüren, sigortacılıkta, çimentoda yabancı partnerleri olan aynı Oyak değil mi? Neden o boyutuyla OYAKın işbirlikçiliği görmezden gelinir de, banka satmasında bu yönüne hayıflanılır.
Dedik ya, tam bize göre, tam alaturkalık ve sığlık..
OYAKın, , Zorlu, Özyeğin,Doğan Sabancı,Doğuş v.d. holdingler gibi , bankasının tamamını veya bir kısmını yabancı ortağa satacağı beklenen birşeydi. Bu sermayelerle bankacılık yapamazdı OYAK. Diğerleri hangi saikle sattıysalar, OYAK da o nedenle sattı. Çünkü OYAKın da kendi misyonunu şu cümlelerle özetlediği unutulmasın:
OYAK, bir yandan üyelerce arzulanan hizmetleri bir şirket anlayışı içinde en üst standartlarda sağlarken, diğer yandan da üyelerine en çok nemayı sağlamaya yönelik olarak, çevre ve toplum duyarlılığı içinde, bir holding yaklaşımı çerçevesinde portföy ve iştirak yatırımları yapan, tüm faaliyetlerinde aktüeryal dengeyi öncelikle gözeten bir sosyal yardımlaşma kurumudur .VİZYONUMUZ Üye mutluluğunu daima göz önünde tutarak, değişim gerekliliğini benimseyip dünya ve Türkiyedeki yenilikleri yakalamak, OYAKa olduğu kadar ülkeye de yararlı yatırımlar yapmak, OYAKın kaynaklarını riske sokmadan üyelere her yıl artan reel kâr dağıtmayı hedeflemektir.
Bu kadar açık ve net Holding yaklaşımı içinde üyelere artan reel karı dağıtmak.. Gereği yapılacaktır. Bunun için gerekirse, Erdemir de satılacaktır. Satmazsa misyon ve vizyonuna aykırı hareket etmiş olacaktır OYAK.
Satılan parayla ne yapacaktır OYAK? Başka holdingler ne yapıyorsa onu. Global rekabette neye gücü yetiyorsa ona rıza gösterip oraya yönelecektir. Yeni özelleştirmelere girip gücünü orada kullanacaktır. Erdemire sermaye katacaktır, belki de diğerleri gibi plaza,alışveriş merkezi yatırımları yapacaktır. Bir global sermaye gibi davranıp Türkiye dışı yatırımlara da yönelecektir. Ama şu taahhüdünü unutmadan: OYAKın kaynaklarını riske sokmadan üyelere her yıl artan reel kâr dağıtmayı hedeflemek..
Umalım, bu satış birilerine sermaye üstüne biraz daha düşünme , sermayenin vatanı,dini,imanı,rengi olup olmadığı sorusunu sordursun, düşündürtsün .
Mustafa Sönmez