9 Mart 2008 00:00
KİRVEME MEKTUPLAR
Kirvem,
Türban ya da nam-ı diğeriyle sığırcık yavrusu meselesinin memleket gündemini bunca zamandan beri tam anlamıyla esir alıp böylece her bakımdan allak bullak etmesinin ardından; ülkenin irili ufaklı tam, yarım porsiyon resmi veya ekmek arası köfte niteliğindeki hesapça özerk, ama bütçeleri, hatta amiyane deyimiyle gemleri, uçkurları iktidar ağaların elinde, göbekleri onların hikmetine tümüyle bağlı kurum ve kuruluşların başındaki yetkililerin eli ayağı türban yüzünden deyim yerindeyse tam anlamıyla çarşafa dolandı:
Yukarıya tükürsen türban, aşağısı çarşaf!!!
Nitekim üniversite amfilerinden taa adalet koridorlarına kadar uzanan çizginin yanı sıra, keza sivil toplum kuruluşlarının dağınık yelpazesinde her kafadan yükselen sese, esen yele bakılırsa memleket feleğini şaşırmış, hangi yöne döneceğini bilmeyen bir garip rüzgârgülü!
Dön baba dönelim gerisi Allah kerim!
İşte mal meydanda!
Bir tarafta her biri bilmem kaç fakülte mezunu, bilmem kaç doktora tezinin tozunu dumanını atmış, bilmem kaç yabancı dili hatmetmiş, sonra da döne dolaşa nihayet ülkenin en afilli, en babayani, en kıdemli ya da bunların tam aksine, hani dostlar alışverişte görsün babında yamalı bohça dan farksız, son anda tekleme tükleme, ordan burdan devşirme yardımcı doçent, asistan, okutman türü kıytırık kadrolarla hesapça çağdaş üniversitelere dönüştürülerek sayıları şişirilmiş tam takır kuru bakır irfan yuvalarından birinde hasbelkader yuvalanıp, sonra da buralarda kürsü,koltuk sahibi olan Cumhuriyetimizin yılmaz bekçileri
Öte tarafta bu alimlerimizin, bu muallimlerimizin ilim ve irfanlarından yararlanmak isteyen, ama belki yalan-yanlış, belki eğri-büğrü veya her ne halt, hangi düşünce tahtında olursa olsun eninde sonunda sözde veya gerçek kendi inançları, itikatları doğrultusunda başlarına doladıkları rengârenk sığırcık yavrusu kıyafetleriyle üniversitelerden içeri girmeye kalkışan kimi kızlarımız
Sonra?
Sonra bu kızlarımızın önlerine bir bakıma barikat kurarak, içeri girmelerini aslanlar gibi engelleyip böylece bu ülkenin başına On İki Eylül ağalarının sarıp sarmaladığı Yük Yasasının mevzuatları karşısında yıllar yılı sus-pus makamında eyvallah ederek görevlerini yerine getirmekle yetinmeyip, aynı zamanda da bu gencecik kızların üniversitelerden içeri girebilmeleri için dahiyane fikirlerle önceleri güya ikna odaları namıyla icat ettikleri hücrelerde beyin yıkama seanslarının fiyaskoyla sonuçlanmasının ardından bu kez de, olmadı pilav çevir lapaya misali çözüm olarak şayet isterlerse peruk takabileceklerini önerip, daha sonra da bu üniversitelerin kutsal çatısı altından uzaklaştıklarında da başlarını yine diledikleri gibi özgürce örtebileceklerini, dolayısıyla bu kafa yapılarıyla özgürlükten ne anladıklarını da sanki dillendirip, keza hiçbir etik, hiçbir ahlak kitabına uymayan, hadi meg parmak daha da ileri gidip hatta tüm nezaket kurallarını da çiğneyerek söylemek gerekirse, sanki hırsıza yol gösterircesine onlara iki yüzlü silik bir karakteri dolambaçlı bir yolla aşılayıp, hani atalarımızdan bizlere maalesef miras kalan Köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı demekten yana oportünist bir yaklaşımı sanki hüner, sanki doğru dürüst bir marifetmiş gibi kakalayıp, bütün bu gayretleri de sözde laik düzen adına yapmaya çalışanların cemi cümlesinin gari son günlerde başlarına acaba hangi saksı düştü de birdenbire bu gözü açılmamış sığırcık yavrusu hikayesinin aslında özgürlük, kişisel hak falan filan feşmekan babında yorumlanması gerektiğinden dem vurup sonra da kendi aralarında çalakalem o bildiri senin, bu bildiri benim havalarında her biri kendi başlarına birer özgürlük, insan hakları havarisi kesilip nitekim peşi peşine çarşaf çarşaf imza kampanyalarıyla günah çıkarmaya soyundular?
Türbanya da sığırcık yavrusu konusunda gencecik kızlarımızı üniversiteden ziyade sanki kışla düzeni içinde Dikkaat türban çıkarılacaak, çıkaar! Takılacaak, tak!!! süfli taktiğiyle yönetip, bir bakıma iki dinden avare bir tutum izlemelerini çözüm diye yutturanların, şimdilerde de ne idiğü belli olmayan çene altından bağlama gibi zıttırım bir formülü benimsemeleri, olsa olsa sadece eski hataların üstüne yaldızlı tüy dikmenin daniskası mıdır, ehh doğrusu onu da tabiiki benim gibi bir andavallının bilmesi zaten mümkün değil Kirvem!
Öyleyse?
Öyleyse haftaya sığırcık yavrusu meselesine sil baştan berdevam
Mıgırdiç Margosyan
Evrensel'i Takip Et