11 Mart 2008 00:00
Uşakta bir Kürt gettosu: Elmalıdere Mahallesi
GÜNÜN YAZILARI
Doğu illerinden yoğun göç alan illerden biri de Uşak. Doğu ve Güneydoğu illerinde 1984 yılında başlayan çatışmalardan etkilenen ve göç etmek zorunda kalan yoksul Kürt emekçileri Uşakta kendilerine yeni bir yaşam kurmaya çalışıyorlar.
Büyük çoğunluğu Ağrının Diyadin ilçesinden gelmiş olan Kürt emekçilerin oturduğu Elmalıderede ise açlık ve işsizlik kol geziyor. Altyapı sorunlarının çözülmesini bekleyen mahalleli kendilerine uygulanan baskılardan da şikayetçi.
Mahalle işçi pazarı gibi
Mahalle aralarında özellikle Aybey Mahallesi civarında bulunan semt kahveleri işsizlerle dolup taşıyor. Öyle ki, bazı işçi pazarlarında bahar ve yaz aylarında bin-bin beş yüz kişinin toplandığı işçi pazarları bile oluşabiliyor. Elmalıderede oturan yaşlı kadın emekçiler tabakhane bölgesi civarında köle pazarını aratmayan koşullarda günlüğü 8 YTLye çalışıyorlar. Elmalıderenin bazı sokaklarında içme suyu problemi yaşanırken, insanlar su ihtiyaçlarını kuyudan eşeklerle taşıyarak gideriyor.
Mahallede yaşayan Kürt emekçiler potansiyel suçlu gibi görülmekten şikayet ederken polis ve jandarmanın baskılarına da tepkili.
Ucuz işgücü olmak
Ağrı Diyadin, Mardin, Diyarbakır ve Vandan köyleri yakıldığı için Uşaka gelen Kürtler, şehrin en uç noktasına yerleştirilmişler. Kendi imkanlarıyla geldikleri yerlerden, sattıkları 3-5 dönüm tarladan elde ettikleri gelirle derme çatma evler yapan Kürt emekçileri, hiçbir ihtiyaçlarının yerel yönetimler tarafından karşılanmadığından dertli.
Elmalıderenin sağlı sollu iki vadisinde yaşamlarını sürdürmek zorunda olan göç mağdurları hizmet taleplerine yanıt verilmemesini Kürt olmalarına bağlıyor. Yerel seçimlerin yaklaştığı dönemlerde sadece ana caddelerinin mıcır taşlarla döşenmesinin ötesinde altyapı sorunlarının çözülmediğini söylüyorlar.
Kürt emekçiler organize sanayi bölgesi ve karma organize, inşaat ve deri sektörünün ucuz iş gücü potansiyeli olarak görülüyor. Ucuz iş gücü olarak kullanılan emekçilere karşı dönem dönem milliyetçi şoven kışkırtmalar da teşvik ediliyor. Öyle ki, aynı fabrikada çalışan Kürt ve Türk işçiler düşmanlaştırılıyor. Türk kökenli işçiler bu kışkırtmaların etkisinde kalarak düşük ücret almalarını Kürtlere bağlıyor. Bu durum Kürt emekçilerinde duygu kırıklığı ve çaresizlik yaratıyor.
Orada da işsizdik burada da
Görüştüğümüz mahalle sakinlerinden Nusret Kotan, Kendi yaşamlarını ve yaşamlarındaki değişikliği şöyle özetliyor: Memleketimizde yoksulduk, sefildik, perişandık, burada da yaşantımızda bir değişiklik yok. Orada da işsizdik, burada da. Okulu bitiren çocuklarımızın hepsi işsiz. Kan ve gözyaşından kaçtık, buraya geldik, Türk ailelerinin kan ve gözyaşıyla karşılaştık. Biz artık kan ve gözyaşı istemiyoruz. Ne Türk anneleri ne de Kürt anneleri ağlamasın.
Bir başka mahalle sakini Nurettin Altıntaş ise, AKP İslamı ve dini kullandı. Bizim duygularımızı istimrar etti, iktidar oldu. En başta biz Kürtlere sonra da herkese düşmanlık yaptı. Mahalle de hiçbir sorunumuz çözülmedi. Kendi suyumuzu bile sırtımızda taşıyoruz. Asgari ücretin altında mecburen çalışmak zorunda kalıyoruz dedi. Seltanat Altıntaş söze girerek, Ben bir anayım yüreğim yanıyor. Ne Türk annelerinin evlatları ölsün ne de Kürt annelerinin evlatları Ben barış istiyorum, adalet istiyorum, eşitlik istiyorum. Kim adalet, eşitlik var diyorsa gelsin bizim halimizi görsün. Kürt sorunu yok diyenler Elmalıdereye gelsin. Benim oğlum Özkan Altıntaş 13 yaşında inşaatta çalışmak zorunda kaldı. Şimdi ayağına demir düşmesi sonucu ayağı sakat ve bir iş yapamıyor. 13 yaşındaki bir çocuk hiç inşaatta çalışır mı? Ama biz mecbur kaldık. Kürtsen yaşam hakkın yok. Bu artık sona ersin dedi. (Uşak/EVRENSEL)
Haşim Demir / Ali Osman Avcı
Evrensel'i Takip Et