19 Mart 2008 00:00

Adıyaman dipsiz sokak gibi


Hasan Duymaz Adıyamanlı ozanlardan. Aynı zamanda Beynelmilel filmindeki gevendenlerden oluşan bando ekibinin kahramanlarından biri. Duymaz ile müzik hayatı, Beynelmilel’le hepimizin gönlüne taht kuran gruplarını ve Adıyaman müziğini konuştuk.

Kendinizi tanıtır mısınız?
1953 Adıyaman doğumluyum. Uzun yıllar Adıyaman’da kaldım. Küçüklüğümden itibaren annemin ninnileri ile büyüdük. Daha doğrusu yazarlığım, şairliğimde annemin katkısı var. Bizim büyüdüğümüz çevrede Hristiyanların mahallesi vardı. Yani caminin, kilisenin toplu olduğu bir ortamda büyüdük. İster istemez bütün dinlere saygımız olduğu için de hümanist olduk. Ortaokul, lise ve üniversiteyi dışarıda okudum. Uzun yıllar Halk Eğitim başta olmak üzere birçok kurumda memurluk yaptım. Halen Gençlik İl Merkezi’nde eğitmen olarak görev yapmaktayım.

Müziğe nasıl başladınız?
Saz yapan yaşlı bir Sait amca vardı. Onun yanında takılıyorduk çocukken. Sazı böyle öğrendim. 1973 yılında da ilk şiir yarışmasında Adıyaman il birincisi oldum. Milliyet’in hazırlamış olduğu yarışmada ödül aldım. Ondan sonra birçok eser yaptık. Kâhtalı Mıçı ile askerde aynı bölüğe düştük. Uzun yıllar ben çaldım o söyledi. 12 Eylül’e kadar devam ettik. 12 Eylül’de de beraber Kürtçe türkü söyleyip çaldığımız için cezaevine düştük. Kahtalı Mıçı da ben de devlet memurluğundan olduk. Adıyamanlı hemen hemen tüm yerel sanatçıların kasetlerini ben yaptım diyebilirim. TRT sanatçılarından Mehmet Seske’den tutun Mustafa Yavuz, Mahmut Özçiftçi’ye kadar...

Adıyaman yerel müziğinin diğer bölgelerdeki müzikten farkı nedir?
Kâhtalı Mıçı’yla askerlik dönüşü birlikte çalışmaya başladık. O dönem Urfa müziği bizim müziği etkilemeye başlamıştı. İbrahim Tatlıses’in söylediği türdendi bizim müzik... Biz geldik Adıyaman müziğine bir yön verdik. Bunu da ilk olarak TRT Diyarbakır Radyosu’nda Gezelim Görelim programında yaptık. Ondan sonra zaten yavaş yavaş stüdyo kurduk, mahalli kasetler yaptık. Benim amacım da yöresel türkülere ezgilere ağırlık vermekti. Onları yaptık, başarılı da olduk.

Askeriyenin bando grubu olmadan önceki gevendeleri anlatır mısınız bize? Adıyaman kültüründe önemli yeri var gevendelerin...
Gevende kelimesi govend’den gelmedir. Govend Kürtçede halayın başını çeken, yani halayda bütün ağırlığı çeken anlamına geliyor. Adıyamanlılar da iyi oynayan adama govend değil gevende diyorlar. Sırrı Süreyya Önder de benim saz kursunda eğittiğim, yani benim çok sevdiğim bir arkadaşım. Siyasalda okurdu o zaman. 12 Eylül’den sonra çocuğu içeri aldılar.

Bando ekibi nasıl kuruldu?
Sıkıyönetim komutanlığına bir albay geldi bir bando kuralım dediler. Biz de bütün arkadaşları topladık. Çalışmaya başladık. Belediye Adıyaman’da askeri kontrol altındaydı o zaman, sonra işte filmde geçen olaylar... Genelde yüzde 90’ı doğru oldu yani.

Nasıl bir yaşamı var gevendelerin?
Genelde bizim arkadaşların büyük bölümü ekmeğini bu müzikten çıkartıyorlardı, düğünlere gidiyorlardı. Köydeki düğünlere, mahalledeki düğünlere gidiyorlardı. Düğünlerin de kendine has bir müziği vardı. Genelde bizim Adıyaman’ın özelliğinde Türk Sanat Müziği ve halk müziği okumak vardı. Cümbüş, keman düğünlere gidilir Türk sanat müziği okunurdu. Her biri hafta sonunu beklerdi bir düğün nişan olsun diye. Ekmeğini oradan yiyen arkadaşlarımız bunlar. İşte dediğim gibi bir askeri olay gelince bir bando kurulması icap etti. Herkes toplandı. Kimse nota da bilmiyordu o zaman. Adam mesela İzmir Marşı’nı çalın diyordu. Bizimkiler çiftetelliyi çalıyorlardı. Yani bayağı bir zorluk oldu.

Notayı orda mı öğrendiniz?
Notayı öğrendik işte ritimler daha düzeldi.

Enternasyonal’in sizin gruptaki gerçeklik payı nedir?
Gerçekliği şu: Yani marş bilmiyorduk. Komutan da karşıdan gelecek “hadi başlayın” dediler. Kendi bildiğimiz bir makamı çaldık. Herkes çok gülmüştü. Fakat filmde Enternasyonal olarak değiştirildi.

Peki, hangi parçaları çalmanız yasaklıydı? Buna nasıl karar verilirdi?
Orasını hatırlayamayacağım. Mesela askeriyeden bir liste çıkartıldı. Bu parçaların dışında hiçbir yerde türkü çalınmayacak, denildi. Sıkıyönetim komutanlığı tarafından bize bir 15 tane türkü verdiler. Onun dışında türkü çalmamız yasaktı. O yıllarda “Uyandım sabah ile gözyaşım çile çile” en başta yasaklanan türküydü. Her yerde çaldığı için yasaklandı.

12 Eylül’den bir yıl sonra askeriyenin müzik grubu oldunuz. 40 kişilik ekip şimdi nerede? Dağıldı mı tamamen?
Şu anda da o elemanlarla Herfane grubunu kurdular. Mesela Urfa’da sıra geceleri, Adıyaman’da da Harfane (Xarfane) olarak geçer. Akşamları toplanırız bir yerde. Herkesin ismi torbaya konulur. Çekiliş yapılır. Kimin ismi çıksa torbadan o akşam o masrafları karşılar.

Kaç kişi kaldı o günkü gruptan?
Şu anda 15 kişiyiz.

Yeni kişiler eklendi mi bu gruba?
Gençler pek uyum sağlayamıyor.
Neden?
Zaten yetiyor. 15 kişinin dışında harfane grubu olmuyor. Kalabalık oluyor.

Başlarken 40 kişiydiniz…
Ölen öldü, ayrılanlar oldu. Gençler de heves etmiyor.

Adıyaman’da gevendelere bakış nasıl?
Adıyaman’ın zengin bir kültürü var. Adıyaman dipsiz bir sokak gibi... Yani açılım yok. Daha önceden burada güzel sesi ve yeteneği olan Adıyamanlılar varmış. Şairlerimiz ve yazarlarımız varmış. Bu şairlere ait çok güzel parçalar, sözler var.
Bir ara toplumda da siz gevendesiniz bunları çalmayın diyorlardı. Hatta ben bile ilk sazı alıp eve geldiğimde babam beni evden kovmuştur. Yoksa sende mi gevende olacaksın diye evden kovulmuştum. Bağlama ekibi kurduk. Adıyaman tanıtımı için halen de çalışıyoruz. Dergiler çıkardık. Adıyaman’da Musiki Derneği yoktu, kurdum. Adıyaman’da amatör Spor Kulüpleri Federasyonu yoktu, kurdum. Adıyaman halk oyunları ekibini kurduk.

Peki, şu an Adıyaman müziğinin bugünkü konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz, merkezinde yer alan biri olarak?
Şimdi şöyle bir şey var. Mesela Adıyaman folkloru dünya birincisi oldu. Ben isterdim ki Adıyaman müziği daha ileri bir yerde olsun. Dipsiz sokak gibiyiz yani.

Yeni bir kitap çalışmanız var. Son olarak bu kitabınız hakkında bilgi verir misiniz?
Özetle Adıyaman’ı dört yönden anlatan bir kitap; giyim, kuşam ve folkloru. Halk diliyle türkülerimiz, cumhuriyetten önceki şairlerimiz ve cumhuriyetten sonraki şairlerimiz. Bunları dört bölümde toplayıp halka sunacağız, elimizden geldiği kadar. Bakalım ne olacak? (Adıyaman/EVRENSEL)
Derya Karaçoban

Evrensel'i Takip Et