30 Mart 2008 00:00
Rekabet kimi vurdu
GÜNÜN YAZILARI
Türkiye ve Avrupanın en büyük televizyon üreticilerinden Profilo Telra, Çerkezköydeki fabrikasının kepenklerini indirdi. Neden? Televizyon üretimi ve elektronik sektörüne ayak uyduramadı ondan! Neydi sektördeki değişim? Tüplü televizyonların modası geçmişti, artık devir plazma ve LCD devriydi. Tüplü televizyondan plazma ve LCDye geçişte zorlanan Profilo iflasın eşiğine gelmişti.
Şirketin iflasın eşiğine söyleniyordu, ancak şirket yetkilileri, üretimi tamamıyla durdurmadıklarını, fakat en aza düşürdüklerini duyurmuştu. Ancak Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi temsilcileri, fabrikanın kapandığını ve işçilere çıkış verildiğini açıkladı. Fabrikada 3 bin kişi istihdam ediliyordu.
Jak Kamhinin kurduğu ve tüketici elektroniği sektörünün lider kuruluşları arasında yer Profilo Telraya ne oldu? Nasıl oldu da darboğaza girdi? Tedarikçilerine 62 milyon, bankalara da 217 milyon YTL borçlu duruma geldi? Başkanlık görevine gelen Göksen Körezlioğlu, göreve gelir gelmez, mahkemeden iflas erteleme talebinde bulunmuş, borçları ödemek için kaynak ayırdıklarını, üretimin az da olsa devam ettiğini açıklamıştı. Ancak bütün çabalara rağmen kötü gidişat durdurulamadı. Fabrikanın beyaz eşya kısmı Alman BHS firmasına satıldı. Ağırlıklı olarak televizyon üretimi yapan Çerközköydeki fabrikalarda da üretim durduruldu.
Anlatılanlar gerçekleri anlatıyor mu?
Kimilerine göne Profilo Telra örneği, televizyon üreticilerinin karşılaştıkları sıkıntıları ve içine düştükleri durumu gözler önüne seriyor. Oysa gözler önüne serilen rekabet üzerine kurulmuş bir düzenin işleyişinin ta kendisi. Evet televizyon üreten firmalar, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25 daha az üretiyor. İhracatta da bir azalma söz konusu. Arka arkaya işten çıkartılan işçiler faturanın ağırını ödüyor. Fakat bütün bu olanları firmaların yeni nesil televizyon üretimine geçememesine bağlamak gerçekçi değil.
Panel yatırımına (LCD-Plazma) zamanında geçilseydi sorun kalmayacak mıydı? Sorunun doğru cevabını bulabilmek için televizyon üretimi ve elektronik sektöründe yaşanan gelişmelere doğru bakmak gerekir. Sektör, daha düne kadar ihracatın en hızlı arttığı sektörlerin başında geliyordu. Türkiye tüplü TVlerde ABde yüzde 50den fazla pazar payına sahipti. Buradaki belirleyici unsur, ABnin Doğu Asya ülkelerine uyguladığı anti-damping vergisiydi. AB, 2007de anti-damping vergilerini müzakereye açtı (2002de biliniyordu) ve vergiler sıfırlandı. AB kapıları Doğu Asyaya açınca Türkiyedeki firmalar zora girdi. Üstelik Türkiyedekiler, piyasası yükselen LCD-Plazma üretimine geçemediği için de iyice zor duruma düştü. Fakat geçilebilseydi de sorun çözülmeyecekti. Çünkü Doğu Asyalılar artık LCDyi tüplüden daha ucuza imal edebiliyorlar. Yine acımasız rekabet girdabıyla karşı karşıya kalınacaktı. Doğu Asya ile rekabet adına ücretler iyice baskılanacak emek veriminin yükseltilmesi için çalışılacaktı. Az işçi çok çalışacak. İki kişinin işini bir işçi yapacak ama sefalet ücreti alacak.
Bu tür rekabetin kendisi aslında açmazdır. Gelişmekte olan ülkelerin çoğu benzer şeyler ihraç ediyor. Herkes ihraç edemez birileri yarışta yenilip çekilmek zorunda. Her biri işçi ve emekçilerinin yaşamlarını aşağıya çekerek yarışsalar da her birinin ayakta kalma şansı yok. Olan ayakta kalanda ülkelerde de, yenilip çekilenlerde de işçi ve emekçilere oluyor.
Rekabet sermayenin emek üzerinde kontrolünü güçlendiren etkili bir silah. Bu rekabet düzenini bir kez daha sorgulamak ve Profiloda yaşananları bu pencereden değerlendirmek gerekir.
Bülent Falakaoğlu
Evrensel'i Takip Et