04 Nisan 2008 00:00

ozanlar kıraathanesi

Ankara’nın gecekondu mahallelerinden birindeydi Ozanlar Kıraathanesi. Genellikle Anadolu insanlarının bir arada yaşadığı, Sivas, Çorum, Yozgat, Erzurum, Kars ve Amasya gibi şehirlerimizden göç eden vatandaşlarımızın bir arada eğleştiği bir yerdi.

Paylaş

Ankara’nın gecekondu mahallelerinden birindeydi Ozanlar Kıraathanesi. Genellikle Anadolu insanlarının bir arada yaşadığı, Sivas, Çorum, Yozgat, Erzurum, Kars ve Amasya gibi şehirlerimizden göç eden vatandaşlarımızın bir arada eğleştiği bir yerdi. Ne zaman ki imar dalgası gelip oraya da çarpmış, bir bir gecekondular daire karşılığında müteahhitlere verilmiş, işte o zaman yıkılmıştı Ozanlar Kıraathanesi ve de o güzelim anılar.
Adından da anlaşılacağı gibi kıraathane, ozanlık geleneğinin temel taşlarından biri olan atışma yeteneğine sahip olanların uğrak yeriydi. Zaten bu yöre insanlarının hemen hemen hepsi bu konuda yetenekliydi. Kıraathaneye sabah ilk gelenler emekli ve yaşlılar olurdu ve bizatihi onlardan da önce ilk gelen 80’lik Erzurumlu Kasım Emmi olurdu. Çaycı Sivaslı Cemal Efendi bir dörtlükle onu karşılardı:
Ocağı yaktım suyu koydum çayımız aldı demi
Kargalardan önce kalkarsın uykun yoktur öyle mi
Birazdan damlar seninkiler vereyim mi iskambili
Hoş geldin sefa geldin başımın üstünde yerin var Kasım Emmi...
Kasım Emmi gülümseme ile Cemal Efendiye bakar, her zaman olduğu gibi bu dörtlüğe başka bir dörtlük ile cevap verirdi:
Dur iki laf edelim hemen verme bana iskambili
Çorumlu Satılmış Ağayı duydun mu düşmüş de kırmış elini
Yozgatlı Binali birazdan gelir hiç de çekilmez o sivri dili
Şimdi bir bardak çay ver, hem kıtlama olsun hem de demli
Erzurumlu Kasım Emmi çayını yudumlarken, Amasyalı Fevzi Çavuş kahvehaneye girerdi. Etrafını göz ucuyla süzdükten sonra o da dörtlüğünü okurdu:
Gününüz bereketli gözünüz aydın olsun hey erenler
Dört tane çay içip de akşama kadar kahveciyi esir edenler
Sivas’ı Yozgat’ı Çorum’u terk edip de burada sürünenler
Amasya’ya memlekete gidiyorum bire otuz vermiş bu sene ekinler
Ozanlar Kıraathanesi yıkılmadan birkaç gün önce tüm mahalle halkı toplandı. Özellikle yaşlıların gözleri doldu. Acaba dediler, acaba bu beton yığınları bize, bizim kültürümüzü yaşatmamıza izin verecek mi? Dozerin kepçesi Ozanlar Kahvehanesinin çatısına ilk kez dokunduğunda Sivaslı Cemal Efendi son dörtlüğü söyledi, diğerleri gözyaşı içinde onu dinlediler:
Dozerin kepçesi yıktı evimizi başımıza erenler
Çok sürmez sıra gelecek ekmeğimize aşımıza erenler
Dolu yağsa iyi, taş yağacak başımıza erenler
Gayri kalın sağlıcakla bakmaz eloğlu gözüm yaşımıza erenler
Veli Bayrak [velibayrakveli@hotmail.com]
ÖNCEKİ HABER

Okulda katkı payı zulmü

SONRAKİ HABER

Yine el bombaları bulundu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...