20 Nisan 2008 00:00

keşke her şey bedava olsa!

Üzerinde akşamın soğuğu düşünülerek giyilmiş kalın bir kazak, ayağında bir beden küçülmüş, dizlerinden ezilip yırtılmış gri bir pantolon...

Paylaş

köksal ağırbaş
Üzerinde akşamın soğuğu düşünülerek giyilmiş kalın bir kazak, ayağında bir beden küçülmüş, dizlerinden ezilip yırtılmış gri bir pantolon... Bahar henüz soğuğun yaktığı, kuruttuğu tenini etkilememiş. Yer yer çatlamış ellerini de... Köksal Ağırbaş 12 yaşında. 7 yıl önce Erzurum’dan İstanbul Yenidoğan’a göç eden 7 çocuklu Ağırbaş ailesinin beşinci çocuğu. 6 yaşından beri hem okuyor, hem çalışıyor. Sorumluluk duygusu insanı sarsacak kadar gelişmiş, Başbakan’dan forma isteyecek kadar gözü tok 6. sınıf öğrencisi Köksal Ağırbaş’la çalıştığı işleri, okulunu ve ‘memleket halini’ konuştuk.

Sabahları kaçta kalkıyorsun?
Bazen 06.30’da, bazen 07.00’de.
Ders kaçta başlıyor?
07.30’da başlıyor, 12.40’ta da çıkıyoruz.
Okul yakın mı?
Yakın, beş dakikalık bir şey.
Baban ne iş yapıyor?
Babam şu an çalışmıyor.
Çalıştığı zamanlar ne iş yapıyor?
Babam yük taşır.
Diğer kardeşlerin de senin gibi hem çalışıp hem okuyor mu?
Abilerimle ben çalışıyoruz. Küçük kardeşim daha bebek. Adı Yusuf. Daha yedi aylık. Çok tatlı.
Okuldan çıktın. Eve gidip üstünü değiştiriyorsun, yemek yiyorsun. Sonra da boya poşetini alıp…
Yok, önce arkadaşlarla biraz oynuyoruz. Annemi öpüyorum sonra geliyorum.
Kaç yıldır okuldan sonra ayakkabı boyuyorsun?
(Düşünüp hesap yapıyor.) Altı yıldır ama sadece boyacılık yapmıyorum. Bir sene pazarcılık yaptım, dört sene boyacılık yaptım, sonra selpak sattım…Pazarcılık da mı yaptın? Ne satıyordun pazarda?
Soğan tezgahı vardı orda çalıştım. Günlük iki milyon alıyordum.
Pazarda çalışmak nasıl peki?
Pazar kötü. Pazarcılar insanlara küfür ediyor, kadınlara...
Pazarda çalışmak hoşuna gitmeyince mi boyacılık yapmaya başladın?
Hem selpak, hem boyacılık...
Bir elinde boya poşetini, bir elinde de selpak poşetini taşıyorsun...
Yok. Diyelim saat dörde kadar selpak satıyorum, sonra boyacılık yapıyorum.
Hangisi daha kazançlı?
Selpak. Bir tane selpaktan yüz bin lira kazanıyorsun. Boyadan o kadar kalmıyor.
Ayakkabıyı ne kadar boyuyorsun?
1 milyon. Bazen 500 veriyorlar.
O zaman neden hep selpak satmıyorsun?
Selpak hava ısınınca satılmıyor.
Kimden öğrendin ayakkabı boyamayı?
Abimden. Ama öğretmedi, ben bakarak öğrendim.
Boya sandığın neden yok?
Avrupa yüzünden sandık yasak. Jandarma sandığı görürse bizi götürüyor.
Yasak olmadan önce sandığın var mıydı?
Sandığım vardı ama istemiyorum yine olsun. Çünkü buralarımı (omuzlarını gösteriyor) ağrıtıyor.
İlk başlarda mesela, ‘selpak’ diye bağırırken utanıp sıkıldın mı?
Utanmadım ki, çalışmak utanmak değildir.
Yok, tabii ki çalışmaktan utanılmaz. Ama hani herkes bağıramaz ya, ya da ilk başladığında zor gelir, öyle şeyler oldu mu?
Olmadı, ama arkadaşlarım kavga çıkarmak istedi.
Neden?
‘Burada satma’, ‘Bizim yerimiz’, ‘Buraya gelme’...öyle şeyler.
Sana böyle söylediklerinde ne yapıyorsun?
Dinlemiyorum, inadına geliyorum.
Sana bir şey yapıyorlar mı? Yoksa abilerine mi söylüyorsun?
Abim olduğunu bilmiyorlar ki. Zaten hiç sevmiyorum abilerimi.
Nasıl yani? Niye sevmiyorsun?
Sevmiyorum. Sanki insan değilim, yanlarına gidince beni kovuyorlar. Ondan gıcık oluyorum. Benim en sevdiğim kardeşim bebek olan.
Akşamları saat kaçta eve gidiyorsun?
7’de. Dün 11’de gittim. Çünkü 5’te gelmiştim buraya.
Peki 23.00’e kadar ayakkabı boyayabiliyor musun?
Boyuyorum.
Ama sokakta boyayamıyorsundur. O saatlerde nerede müşteri buluyorsun?
Birahaneye gidiyoruz.
Gece geç gidince uykusuz da kalıyorsundur…
Doğru. Sabah uyanamıyorum. Uyanıyorum da, zorla!..
‘Annem beni her gün uyarıyor’ demiştin ya? Böyle gecikince kızmıyor mu? Çünkü gece sokaklar güvenli değil...
Evet hep kavga oluyor, parti kavgası oluyor, mafya kavga ediyor… Gecikince söylüyorum anneme.
Günde ne kadar para kazanıyorsun?
7, bazen 9 milyon.
Hepsini annene mi veriyorsun?
1 milyonunu alıyorum içinden.
Ne yapıyorsun o 1 milyonla?
İhtiyacım oluyor. Teknoloji tasarım hocası ödev veriyor, kağıt alıyorum, bazen de karnımı doyuruyorum.
Yetiyor mu?
Yetiyor işte.
Kışın daha zor oluyordur. Yağmur, soğuk...
Kışın daha kolay.
Nasıl daha kolay?
Kahvelere giriyorum. Bir de kışın araba da temizliyorum.
Nerede?..
Kırmızı ışıkta, karlarını temizliyorum.
O halde sen; pazarcılık, boyacılık, selpak...
Su da sattım. Bir kere ama. Berbercide de çalıştım. Çıraklık yaptım. Kahvecilik de yaptım. Bardak yıkadım.
Yani aslında bir sürü işte çalışmışsın...
Elimden ne gelirse yapıyorum. Anneme de yardım ediyorum evde.
Peki ama hem dersler, hem çalışmak, yorulmuyor musun?
Yok, sadece bacaklarım ağrıyor.
Peki hiç ‘bu hafta çalışmayayım’ dediğin olmuyor mu?
Yok, tek bir gün gitmek istemem. O zaman da mezara gitmek isterim.
Mezara mı?
Halam öldü. O yüzden.
Peki, burada Sarıgazi’de, başka ilçelerde ve şehirlerde bir sürü çocuk var çalışan. Sence neden bu kadar çok çocuk çalışıyor?
Çünkü Türkiye’de başkanlarla alakalı. Türkiye daha çok para kazansa... Hep zam oluyor. Eskiden ekmek 200 bindi. Şimdi 350 oldu. Çiftli 600’dü, şimdi 800 oldu. Bebek bezi 7 milyondu 12-13 milyon oldu. Bebek arabası da çok pahalı. Para biriktiriyorum, kardeşime bir gezme arabası alacağım.
Ne kadarmış o araba?
15 milyon.
‘İş var’ deseler gider misin tamirciye, tekstile?
(Düşünüyor.) Gitmem. Abim de tekstilde çalışıyor. Çok yoruluyor. Zaten maaşını da alamıyor. İki aydır maaşını vermiyorlar. Tekstile gitmek isterim biraz. Çünkü orda da arkadaşlarım var. Ama pazar tezgahında çalışmak istemem, tamircide çalışmak istemem. Dedim ya bağırıyorlar. Bir de o zaman futbol oynayamam.
Büyüyünce ne olmak istiyorsun?
Şarkıcı olmak, bir de maç yapmayı seviyorum. Yani futbolcu.
En beğendiğin şarkıcı kim?
En beğendiğim İbrahim Tatlıses. Alişan, bir de Mahsun Kırmızıgül.
Futbolculardan?..
Hakan Şükür, Arda, Lincoln...
Peki Sarıgazi dışına da çalışmaya gidiyor musun?
Bostancı’ya gittim, Kadıköy’e gittim, Dudullu’ya gittim, Üsküdar’a gittim, İMES’e (sanayi sitesi) gittim...
Annen daha çok endişeleniyor mu Sarıgazi dışına çıkınca?
Annem normalde bilmiyor. Ama biz de erken geliyoruz.
Bu saydığın yerlerden en çok nerede iş oluyor?
En çok Bostancı’da oluyor. Bir kere 4 kişi gitmiştik, herkes 30 milyon kazandı.
Şarkıcı ve futbolcu olmak istiyorum diyorsun ya... Doktor, ne bileyim öğretmen ya da pilot olmak istemiyor musun?
Yok, ben en çok şarkıcı olmak istiyorum. Sonra da futbolcu. Doktor olsam insanların canına kıyacağım.
Yazın okul tatil olduğunda sabahtan mı çalışmaya başlıyorsun?
Yok, yine öğlen çıkıyorum.
Hiç tatile gittin mi?
Gittim.
Nereye?
Erzurum’a, köye.
6 yıldır çalışıyorsun. Bir yandan da okuyorsun. Bu çok yorucu, büyükler bile dayanamıyor. Sıkıldığın, ‘artık çalışmak istemiyorum’ dediğin oluyor mu?
Sıkıldığım bir kere olmuştu. O da maçımız vardı. Maça gidememiştim, çünkü o gün daha iş yapamamıştım.
Evdekiler kızıyor mu iş yapamayınca?
Yok. Ama benim canım sıkılıyor, üzülüyorum o zaman.
Şu sıralar okullarda 23 Nisan gösterileri için provalar yapılıyor. Provalara katılıyor musun?
Yok.
Neden?
Katılmadım. Sevmiyorum.
23 Nisan deyince aklına ne geliyor?
23 Nisan... Çocukların bağımlılığı, çocukların yani, ne diyeyim, bir şey hakkı var. O aklıma geliyor.
Sence Türkiye nasıl bir ülke?
Türkiye çok taraf tutuyor. Bazıları AKP, bazıları CHP. Kavga yapıyorlar. Şehitler ölüyor.
Geçim şartları açısından....
Keşke her şey bedava olsa. İstediğini alsan.
Peki hep böyle çalışmak zorunda kalman...
Çalışırım çalışmasına da keşke biz de zengin insanlar gibi olsak.
Ne yaparsın zengin insanlar gibi olsan? Mesela harçlığın bir milyon. Ne kadar olsun istersin?
1.5 milyon.
Az değil mi 1.5 milyon?
Değil.
Saat şu an 18.15. bugün kaçta eve gideceksin?
8’de.
Başbakan’ın kim olduğunu biliyor musun?
Biliyorum Recep Tayyip Erdoğan.
Nasıl bir başbakan sence?
Biraz taraf tutuyor.
Nasıl taraf tutuyor?
Zenginlere yardım ediyor. Bizim orda zenginlere ekmek fişi veriyorlar, bize yok. Eskiden alıyorduk, şimdi alamıyoruz.
Hani 23 Nisan’da çocukları Başbakan’ın, bakanların koltuğuna oturtuyorlar ya. Sen otursan Başbakan’dan ne istersin?
Çantayla forma. Bir de kardeşime bir tane araba isterim.
İyi ama bunlar küçük şeyler, Başbakan’dan daha büyük şeyler...
Büyük olsa, Başbakan diyecek, ‘oha’!..
Sence Türkiye’de çocuklar hayatından memnun mu?
Ben memnunum ama bir taraftan da ölmek istiyorum.
Neden?
Ya insanlar artık bildiğimiz gibi değil. Kötüsü de var, iyisi de var ama insanlar şimdi yoldan geçmeye bile korkuyorlar. Kadınlar da korkuyor. Herkesin bir derdi var. Teknoloji gittikçe kolaylaşıyor, hayat zor oluyor. Ama sokaklarda... Her bir sokağa jandarma koysalar daha güvenli olur.
Kadınlar daha mı çok korkuyor dışarı çıkmaya?
Yok, bayanlar da artık değişmiş. Ama erkekler bayanlara laf atıyor hep. Erkekleri sevmiyorum. Erkekler böyle ne bileyim, saçlarına perma yaptırıyorlar, küpe takıyorlar.
Sen de jöle sürüyor musun saçına?
Bazen. Sadece önüne.
Okulundan memnun musun?
Bizim okulda hep serseriler var. O yüzden sevmiyorum. Bizim orda bir tane büyük okul var, oraya gitmek isterim. Serseri yok orda.
Çok kavga ediyor musun?
Bana küfür edince, anneme küfür edince ediyorum. Annemin ne suçu var, bana küfür etsin.
Dudağının kenarındaki yara izi kavgadan mı?
Yok, uçuk çıktı korkudan.
Neden korktun?
Rüya görüyorum.
Ne gördün?
İşte ne bileyim, adamlar beni asmıştı. Ama gerçek olmuyor.
Kız arkadaşın var mı?
Çıktığım mı? Çıktığım kız var, yalan söylemeyeyim! Bizim sınıfta.
En sevdiğin ders ne?
Sosyal bilgiler.
En sevmediğin?..
İngilizce! Daha Türkçeyi öğrenemiyoruz, İngilizceyi nasıl öğreneceğiz?
Karnen nasıldı?
İki tane birim vardı.
Serpil İlgün
ÖNCEKİ HABER

Buğday üreticisinden Başbakan’a yanıt

SONRAKİ HABER

behim de sesim var

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...