11 Mayıs 2008 00:00
eski bir kalpazanın günlüğünden
DİĞER HABERLER
Geçen gün postacı bir paket getirdi bana. Açtım. Bir anı defteriydi. Şöyle bir göz atmayı düşündüm. Ama tamamını okumadan elimden bırakamadım. Ve bazı bölümlerini sizlerle paylaşmayı düşündüm Şöyle yazmış kalpazan:
15 Mayıs Çarşamba: Sevinç içinde eve geldim. Kapıyı karım açtı. İçeri girdim. Çantanın içindekileri masaya boşalttım. Ne bu? dedi karım, merakla. Bu diye yanıtladım; Biletlerin satışından gelen ilk paramız... 50 tane oğlum olsa bile sünnetlerinden bu kadar para gelmezdi Sarıldık birbirimize Saatime baktım. Aaa, ibadet saatimiz gelmiş. Hadi Tanrımıza ibadet edelim dedim. Yatak odasına girdik, edâ ettik.
22 Haziran Pazar: Sahte bilet işinden iyi para geliyor. Ama küçük küçük paralar. Düşündüm taşındım, şu para basımını da kendimin yapmasını kararlaştırdım. Oturdum, üç tane 5 liranın 5lerini kesip, yan yana getirdim ve 555 liranın maketini yaptım. Böylece bir kalemde 15 lira harcayıp, net 540 lira kazanacaktık Karım gördü. Katıla katıla gülmeye başladı. Neden güldüğünü sordum. Sen aslen nereliydin? dedi. Sonra ekledi: Yahu, hiç 555 liralık banknot var mı? Hemen yakalanırsın. Ben de ona güldüm: Bu millet koyundur, koyun. Sahte biletleri nasıl kullandılarsa, bu 555 liraları da öyle kullanırlar.
30 Aralık Cuma: Çok dindar olduğum için halkım da beni seviyor. Tanrının inayetiyle ve tabii bileğimin hakkıyla bu seçimi kazanıp ülkenin başına geçeceğim Haayyyt, dalgakıranı icat eden ben, dalga geçen yine ben Sollama beni, gagalarım seni Tamam, seçim sloganları bunlar olacak
20 Ekim Pazartesi: Seçimi kazandım, Tanrıya şükürler olsun, tabii bileğime de. Şimdi iş, programı yapmaya geldi Devletin fabrikaları emmim oğluna, enerji santralleri dayımın kızının kocasına, televizyonlar bizim dünüre, gazeteler her sabah evime gelip üç kere ayağıma yüz süren holding patronuna, dağlar Fransızlara, kıyılar Amerikalılara, ovalar İngilizlere, ırmak kıyıları İtalyanlara verilecek. Almanlara bir şey yok
23 Kasım Perşembe: Televizyonlarıma çıktım, Vatan, millet, Missisippi dedim.
24 Kasım Cuma: Benim İstatistik Kurumum açıklama yaptı: 150 milyon vatandaşımız beni dinlemiş ve alkışlamış. Karım buna da güldü: Yahu ülkenin nüfusu 75 milyon. Nereden çıktı bu 150 milyon? Karıma kızdım, ama belli etmedim. Çünkü başındaki rahibe örtüsünü çıkarıp sokağa çıkardı. Bak, kocanla övün dedim, Mezarlıklardaki ölüler bile beni destekliyor. Düşün, onlar bile beni aralarında görmek istiyorlarmış, bir an önce. İşte böylesine sevilen bir kocan var...
12 Mart Pazartesi: Muhaliflerim azmaya başladı. Onun için bugün bir harekâta giriştim: Kanije rehberim, operasyon düsturum ilkesinden yola çıktım.
13 Mart Salı: Benim Keltoşun villalarına karşı çıkanlara da Malazgirt Operasyonunu başlattım.
14 Mart Çarşamba: Benim baldızın durumunu çekemeyenlere de çok kızdım; Ridaniye Operasyonunu gündeme getirdim.
15 Mart Perşembe: Bu hafta sonuna kadar operasyon işlerini tamamlamam gerekli. Çünkü gelecek hafta Büyük Patronun zenci metresi geliyor, son emirleri vermek için. O gelmeden işler bitmeli Bugün Mercidabık Operasyonu olacak. Benim Keltoşun, çalışan tüm emekçiler aylık almadıkları gibi, her ay bizim takıma 100 milyon vermeleri için düzenlenen yasa tasarısına karşı çıkanlarla ilgili olacak bu operasyon. Akşamüzeri saat 17.00de de, benim Çırpıcı Takıma karşı çıkanlar için hazırladığım Çaldıran Operasyonu.
16 Mart Cuma: Bugün benimkilerin gemilerine karşı çıkanlara da Preveze Operasyonunu başlattım.
17 Mart Cumartesi: Bugün karımı yanağından öptüm. Ama nedense karım kolonyalı pamukla zımparalar gibi sildi öptüğüm yeri. Neden acaba? Sordum. Mikrop kapmasın diye dedi
Daha çok var, ama benim yerim yok Şimdilik bu kadar
Bülent Habora
Evrensel'i Takip Et