6 Haziran 2008 00:00

Bu sözleri unutma!


CHP Genel Başkanı Baykal, Diyarbakır’da yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ırk ve kan devleti olmadığını söyledi. Etnik unsurların devlete yönelik bir tehdit olmadığını belirten Baykal, Genel Sekreter Önder Sav ve CHP’ye yönelik Diyarbakır’daki protestoları da demokratik eylemler olarak niteledi.
Bir süre öncesine kadar AKP kurmaylarına, Kürt sorunuyla bağlantılı olarak dile getirdikleri “alt kimlik”, “üst kimlik” tanımlamalarından ötürü sert tepki gösteren Baykal için artık merak edilen soru şu: Ankara’ya döndükten sonra bu sözlerinin arkasında duracak mı, yoksa o da Erdoğan gibi Diyarbakır’da söylediklerini tamamen unutacak mı?
CHP lideri Baykal, iki günlük Güneydoğu ziyareti kapsamında Diyarbakır’da temaslarda bulundu. Baykal, partisinin MYK toplantısını da Diyarbakır’da gerçekleştirdi. Toplantının ardından, 23 sivil toplum örgütü temsilcisiyle görüşme yaptı. Baykal, görüşmenin ardından bir basın toplantısı düzenlendi.
Toplantıda, Diyarbakır, bölge ve Türkiye’nin sorunlarını geniş kapsamlı değerlendirdiklerini ifade eden Baykal, toplantının kendileri açısından çok verimli geçtiğini söyledi. Bölgede CHP’ye yönelik ilgiden memnun kaldığını ifade eden Baykal, bölgeye daha sıklıkla geleceklerini de bildirdi. Bölgenin ekonomik ve sosyolojik sorunlarını yakından gördüklerini belirten Baykal, özellikle tarım ve ekonomide yaşanan sıkıntılara dikkat çekti.
Baykal, GAP’ın cumhuriyetin son 50 yıllık temel projesi olduğunu ifade ederken, sulama yatırımlarının bir an önce bitirilmesini istedi. Hükümetin bu konudaki çalışmalarının kağıt üzerinde kalmamasını söyleyen Baykal, bu konuda CHP olarak üzerlerine düşün desteği sağlayacaklarını belirtti. GAP’ın siyasi söylemlere alet edilmemesi gerektiğine işaret eden Baykal, 5 milyar dolara gerekli sulama yatırımlarının yapılabileceğini anlattı.
Diyalog vurgusu
Baykal, Diyarbakır’a son birkaç ay içinde üçüncü kez geldiğini ve sivil toplum örgütleriyle görüştüğünü söyledi. Görüşmenin çok olumlu ve yararlı geçtiğinin altını çizen Baykal, “diyalog”un önemine vurgu yaptı. Bütün sorunların çözümü için diyalogun gerekli olduğunu anlatan Baykal, “Karşımızdakilerin düşüncelerini bilmek zorundayız” dedi. Baykal, toplantıya katılmayan sivil toplum örgütleriyle de görüşmek istediğini ifade etti.
Güneydoğu’da yaşanan gerginlik, şiddet ve çatışma ortamının giderek daha olumlu bir noktaya dönüştüğünü anlatan Baykal, bölgedeki “çatışma ve gerginlik” ortamının giderek anlamlı olmaktan çıkmaya başladığını sevinerek gördüğünü bildirdi.
Baykal, sivil toplum örgütlerinin kendilerinden birtakım istekleri olduğunu söyledi. GAP konusunda CHP’nin tavrına sivil toplum örgütlerinin destek verdiğini söyleyen Baykal, 1989 yılında hazırlanan Kürt raporunun da sivil toplum örgütlerince önemsendiğine işaret etti. Bu raporda Türkiye’nin temel sorunlarına ışık tutulduğunu söyleyen Baykal, parti olarak hiçbir zaman bu raporun dışına çıkmadıklarını bildirdi. Baykal, 1989 yılında hazırlanan Kürt raporunun şimdiye kadar hayata geçirilememiş olmasından dolayı sıkıntılar yaşandığını söyledi.
Türkiye’nin ırk, kafatası ve kan devleti olmadığını yineleyen Baykal, Etnik unsurların devlete yönelik bir tehdit olmadığını söyledi ve “Devlet ayrım yapmaz, karşısında insan vardır. Devlet hiç kimsenin etnik kimliğini belirleme, tayin etme durumunda değildir” dedi. Bu düşüncelerin CHP’nin temel anlayışı olduğunu vurgulayan Baykal, “Bizim devletimiz asimilasyon politikası güdemez” diye konuştu.
“Terörün” siyasi yöntem olarak kullanılmasının yanlış olduğunu söyleyen Baykal, “terörü” yapanların da uygulayanların da bu işten zarar gördüğünü söyledi.
Türkiye’nin Avrupa Birliği ile bütünleşme çabalarına dikkat çeken Baykal, “Ayrışma, bölünme tarihin derinliklerinden kalma bir olay. Geç kalmış bir milliyetçilik kavgasını Türkiye’de gündeme getirmek doğru değil. Bunlara fırsat vermeyeceğiz. Hep beraberiz” diye konuştu.
Sivil toplum örgütlerini Ankara’ya davet eden Baykal, partisine yönelik protesto eylemlerini de demokratik bir hak olarak niteledi. Genel Sekreter Önder Sav’ın açıklamalarının eleştirilmesiyle başlayan tartışmaları da değerlendiren Baykal, herkesin dini inançlarını sonuna kadar savunmasının temel hak olduğunu söyledi. “Kimse kimsenin kutsalına saygısızlık yapma hakkına sahip değildir” diye konuşan Baykal, bu tür konuların siyasi mücadelelerde araç olarak kullanılmaması gerektiğini belirtti.
Protesto
Diyarbakır’a gelişinde bir grup tarafından protesto edilen CHP yönetimi, bu kez toplantının sona ermesinin ardından da tepki gördü. Baykal ve beraberindekileri taşıyan otobüs, toplantının yapıldığı otelin önünden ayrıldıktan kısa bir süre sonra çevre binalarda bulunan insanlar tarafından yumurta, domates ve pet şişe yağmuruna tutuldu. Baykal, halkı selamlarken gösterilen tepkiler nedeniyle rahatsızlığını gizleyemedi. Polis göstericilere müdahale etmezken, olaylar büyümeden sona erdi. (Diyarbakır/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et