23 Ağustos 2008 00:00
Turizm bir çözüm mü?
Merak, belki de insanın gelişiminde en önemli duygu olmuştur. İnsan, tüm keşiflerini bu duygu sayesinde yapmış olmalıdır. Turizmin temelinde de merak ve yaşadığı dünyayı tanıma arzusu vardır. Kendinden farklı yaşamları, yaşadığı dünyayı anlayarak kendini doğru tanımlama uğraşıdır yapmak istediği.
Kapitalizm turizmi de kâra döndürme çabası içerisinde yeniden yorumlamıştır. Hatta bu çaba artık bir sektör olarak adlandırılmaktadır. Ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik açmazı turizmle çözme arzusu, son yıllarda doruğa ulaştı. Bu aslında AKP politikalarıyla tam bir paralellik göstermektedir. Borçlar bahane edilerek ülkenin tüm birikimleri, doğal kaynakları satılmakta ve üretimin önü kesilmektedir. Devleti bir şirket gibi işletmeye başlayan bu zihniyet, kârlılık esası ile sinekten yağ çıkarmanın kaygısı içerisindedir.
AKP iktidarının ilk icraatlarından biri, Kültür ve Turizm bakanlıklarını birleştirmek olmuştur. Bir sektör olarak gördüğü turizmi kültürle yan yana koyarak izleyeceği kültür politikalarının da sinyalini vermiştir aslında. Ortaya çıkan manzaraya baktığımızda, kültür ögeleri ekonomik getirisi oranında değerlendirilir hale getirilmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2023 yılına kadarki stratejik planında vizyonunu şöyle tanımlamaktadır: ...Türkiyenin 2023 yılına kadar, uluslararası pazarda turist sayısı ve turizm gelirleri bakımından ilk beş ülke arasında önemli bir varış noktası ve uluslararası bir marka haline getirilmesinin sağlanması. Burada da açıkça ortaya koyulduğu gibi turizmi bir sektör olarak görenler, kültürü, tarihi, doğayı ve gelinen son noktada bizlerin yaşamlarını bir ürün olarak değerlendirmekteler.
Başta da belirttiğimiz gibi, turizm tamamen insanın doğası sonucunda ortaya çıkmış bir faaliyettir. İnsan olduğu sürece de turizm olacaktır. Ancak, bu faaliyeti sektörleştirip kârlılık mentalitesi içerisinde bakılması, ülkenin değerleriyle olan ilişkiyi de belirlemektedir. Elbette turizm, bir para akışı ve devinimi sağlayacaktır. Bu akışı ekonomik çözüm olarak görmek bir yanılsama ve ayağı yere basmayan bir yaklaşımdır. Üretime dayanmayan hiçbir çözüm kalıcı değildir. Ülkede üretimin önü kesilmektedir ya da üretim alanları dış kaynaklı sermayeye bırakılmaktadır. Uluslararası sermaye, yerli sermayeye fırsat vermemektedir. Böyle bir ekonomik manzara içerisinde turizmden çözüm beklenmesi yanlış ve kötü niyetlidir. Başından beri yanlış ilişki kurduğumuz kültür, doğa tarih değerlerimizle olan ilişkilerimizi bu pencereden değerlendirmenin yaratacağı kayıplar geri dönülmez bir hal alabilir.
Yunus Muluk (Sanat Tarihçisi) HATAY
Evrensel'i Takip Et