4 Şubat 2009 00:00

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, 2010’da geçilecek yeni üniversiteye giriş sistemi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Yeni sınav sisteminde derslerin farklılaşmayacağını ve hiçbir ek konunun olmadığını belirten Yarımağan soru sayısının fazla olacağını bildirdi.
‘Sınav sistemi değişti, meslek liseliler istedikleri yere girecekler’ şeklindeki değerlendirmenin ise doğru olmadığını söyleyen Yarımağan, “Meslek liseliler için beklentiler çok ileri gitmemeli” diye konuştu. Yarımağan, yeni sistem ile açık uçlu sorular ile sınav yapmanın alt yapısının da oluşturulduğunu aktardı.
2010 yılında uygulamaya konacak üniversiteye giriş sistemi ile ilgili açıklamalarda bulunan ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, mevcut sistemde iki aşamanın tek bir oturumda gerçekleştiğini hatırlatarak getirilen yeni sistemde bir sınav yerine ayrı zamanlarda yapılan üç sınava girecek dedi. Öğrencilerin bir sınav içinde birçok dersten sorulara cevap vermek yerine “çocuk bilecek ki, bu sınavda sadece matematik ve geometri sorularına yanıt verecek. Kendini bu psikolojiye hazırlayacak.” diye konuştu.
Öğrencinin ders düzeyindeki başarıları belirlenecek
“Hiçbir zaman fizik, kimya, biyoloji başarısını ayrı ayrı ölçmüyoruz. Fizik ve biyoloji başarılarını aynı kefeye koyuyoruz. Oysa bazı programlar için fizik başarısı daha önemlidir, bazı programlar için biyoloji başarısı” diyen Yarımağan şunları bugünkü sistemde SAY 2 puanının tıpta, hemşirelikte, matematik- fizik- biyolojinin bölümünde kullanıldığını oysa bu programlar için gerekli olan bilgi ve yetenek birbirinden oldukça farklı olabileceğini dile getirdi. Yeni sistemde bu programlara giderken farklı ölçüler kullanılacağını belirten Yarımağan, “Yani puan türünü çok artıracağız. Puanları hesaplarken de ders başarılarını kullanacağız. Örneğin belli bir puan türünde fiziğin ağırlığı yüzde 20 olacak, Kimyanın ağırlığı yüzde 10 olacak. Bir başkasın da ise tersine biyolojinin ağırlığı fazla olacak, matematiğin ağırlığı biraz daha az olacak. Her yükseköğretim programının ihtiyacı için veya her yükseköğretim programı grupları için farklı puan türleri tanımlayacağız” dedi.
“Aynı derslerden aynı biçimde sorular sorulacak”
Öğrencilerin hazırlanması açısından mevcut sistem ile yeni sistem arasında hiçbir fark bulunmadığını aktaran Yarımağan, “Öğrenci hangi alanlardaki programa gitmek istiyorsa, onunla ilgili derslerini iyi öğrenecek. Yani fen mühendisliğe gitmek istiyorsa; matematik ve fen dersleri ağırlıklı olarak değerlendirilecek” şeklinde konuştu.
Aynı derslerden aynı biçimde sorular sorulacağını ve hiçbir ek konu olmadığını belirten Yarımağan. “mesela, MAT 2 testi, bir sınavdaydı; biz onu oradan çıkardık. MAT 2 Testini ayrı bir sınav yaptık. Örneğin haziranda öğrenciler bugünkü MAT 2 testi yerine ayrı bir sınava girecekler. Lise müfredatındaki sorular sorulacak. Soru sayısı biraz fazla olacak. Öğrenciye de 2 puan hesaplıyoruz. Bir matematik bir geometri puanı hesaplayacağız.” dedi.
Yeni sistemin açıklanmasının ardından bazı velilerden, ‘Çocuğum bir buçuk yıl sonra sınava girecek. Bugünkü sisteme göre hazırlığımızı yapmıştık, şeklinde yakınmalar geldiğini aktaran Yarımağan, “Hiçbir şey alt - üst olmuyor” dedi. Öğrencinin alan seçmesinde ya da hazırlanmasında hiçbir fark olmadığını aktaran Yarımağan, “Tek fark öğrenci tek sınav yerine, ayrı zamanlarda üç sınava girecek” ifadesini kullandı.
“Meslek liseliler için beklentinin çok ileri gitmemesi lazım”
‘Sınav sistemi değişti, meslek liseliler istedikleri yere gidecekler biçimindeki’ bir değerlendirmenin doğru olmadığını vurgulayan Yarımağan, “Bir kere, bu ikinci sınavda (Lisansa Yerleştirme Sınavları) soracağımız gerek matematik, gerek fen, gerekse sosyal bilimler soruları, öğrencileri lisans programlarına hazırlayan, genel lisenin müfredatına dayalı olacak. Buradaki matematik testinde, meslek lisesinden mezun olan bir öğrencinin başarılı olma şansı çok yüksek değil. Teknik liseden gelen bir öğrencinin fen ve matematik testlerinde başarılı olup, sınavdan iyi bir derece elde etmesi mümkün olabilir, ama örneğin endüstri meslek lisesinin belirli bir alanından gelen öğrencinin o düzeyde başarılı olma şansı yoktur. Meslek liseliler için beklentilerin çok ileri gitmemesi lazım. Tabii ki, çok başarılı meslek liseliler, önlerinde katsayı farklılığından doğan bir engel yok ise veya bu engel küçük ise...
Ortaöğretim başarısını puana eklemeye YÖK karar verecek
ÖSYM Başkanı Yarımağan, 0.3 ve 0.8 katsayıları ile ilgili ise, ortaöğretim başarısının bir şekilde yerleştirme puanına dahil edilmesi gerektiğini kaydetti.
Yarımağan, “Sınav puanı belirlendikten sonra, bunun üzerine, ortaöğretim başarı puanı bir türlü, belirli bir katsayı ile çarparak, eklenmesi lazım. Ama bu farklı katsayılar ile çarpılır, aynı katsayılar ile çarpılır, bugünkü katsayılar aynen korunur ya da değiştirilir... Yasa diyor ki, üniversiteye girişte ortaöğretim başarısı belirli bir biçimde dikkate alınır. Yasa değiştirilmediği sürece katılması gerekli. Ama nasıl katılacağı YÖK’ün yetkisinde. O konuyla ilgili bir karar ise alınmadı” dedi.
Bu sistemin ikinci çıkış noktası, hemen olmasa bile birkaç yıl sonra açık uçlu sorularla sınav yapmanın alt yapısını oluşturmak olduğunu vurgulayan Yarımağan, “1.5 milyon kişinin girdiği bir sınavda, açık uçlu soru sormak mümkün değil. Ama sınavları birbirinden ayırdığımızda, bizim beklentimiz, matematik sınavına yaklaşık 500 bin kişi girecek, fen sınavına 300 bin kişi girecek. 300 bin kişiye yaptığımız bir sınavda, açık uçlu soru sorabiliriz. Kısa cevaplı, açık uçlu sorular sorabiliriz.” şeklinde konuştu.
Dünyada bütün sınavlarını çoktan seçmeli test usulü ile yapan tek ülkenin Türkiye olduğunu kaydeden Yarımağan; bu nedenle öğrencinin sentez yeteneğinin hiç gelişmediğini, analiz yeteneğinin ise kısmen geliştiğini belirtti. Yarımağan, “Dolayısı ile öğrenci üniversiteye yetersiz gidiyor. Birkaç yıl sonra, bilemiyorum bundan sonraki yönetimler ne yönde karar alacaktır, ne şekilde gelişecektir, ama birkaç yıl sonra açık uçlu soruların da yer alacağı bir sisteme geçilebilir. Bu sistem, o alt yapıyı da kuruyor” dedi.
Açık uçlu sorularda, öğrenciden nasıl düşünüp, hangi işlemi yapıp, hangi sonucu bulduğunu yazmasının beklendiğini aktaran Yarımağan, değerlendirmenin de objektif bir biçimde yapılabildiğini söyledi. (Ankara/CİHAN)

Türkiye’nin ‘ÖSS’ ortalaması açıklandı
Milli Eğitim Bakanlığı, ÖSS 2008’de alanlara göre Türkiye ortalamasını çıkardı. Bakanlık, ÖSS puan ortalamalarını tüm Milli Eğitim müdürlüklerine gönderirken, ortalamanın ÖSS 2009’da yükseltilmesi için tedbir alınmasını istedi. MEB’den il Milli Eğitim müdürlüklerine gönderilen yazıda, “Eğitimde kalitenin artırılmasına yönelik çalışmalarda değerlendirilmek amacıyla, 2008 ÖSS sonuçları incelenmiş ve Türkiye ortalamalarının; Say-1’de 194.207, Say-2’de 205.787, Söz-1’de 217.630, Söz-2’de 203.730, EA-1’de 213.734, EA-2’de ise 202.928 puan olduğu görülmektedir” açıklamasında bulunuldu.
Bakanlık, belirtilen puan türlerine göre her ilin başarı oranının, Türkiye ortalamasının üzerinde veya altında olma durumu da dikkate alınarak, başarısı Türkiye ortalamasının üzerinde olan illerde bu başarının daha da artırılması için çalışmaların sürdürülmesini istedi. Başarısı Türkiye ortalamasının altında olan illerde ise başarının Türkiye ortalaması düzeyine çıkarılması için il düzeyinde başarısızlık nedenlerinin araştırılacağı, geliştirme ve iyileştirme çalışmalarına ağırlık verileceği kaydedildi. (Ankara/ANKA)
Pınar Kaman

Evrensel'i Takip Et