Ülker işçisine çağrı

Dünyamızı saran ekonomik kriz giderek ülkemizde de işsizliği, yoksulluğu artırıyor. Başbakan ‘Bizi teğet geçer’ dese de hiç öyle olmadı ve birçok arkadaşımız işsiz kaldı. Bizim çalıştığımız Ülker’de ara sıra işten çıkışlar olsa da öyle henüz büyük çapta çıkışlar olmadı. Tabii bu olmayacağı anlamına gelmiyor. Herkes önümüzdeki aylarda krizin daha da ağırlaşacağını söylüyor. Biz henüz çalışan şanslı kişiler olsak da krizle birlikte her şeye yapılan zamlar geçimimizi iyice zorlaştırdı.
Aldığımız üç kuruş parayla geçinmekte zorlanıyoruz. Görünen köy kılavuz istemez. Sessiz kalındıkça kriz denilen şeyin bedeli bizim için hep daha ağır oluyor. Çalıştığımız fabrikalar bu dönemde de kârlarına kâr katıyor ama biz işçiler ya işsiz kalıyoruz ya da aç.
Buna tepki göstermedikçe daha çok işsiz ve aç kalacağız.
Bu hafta sonu Kadıköy’de bir miting düzenleniyor. İşsizliğe, açlığa, yoksulluğa karşı bir miting. Sendikaların düzenlediği mitingde bizim sendikamız yer almıyor. Neden yer almadığını bilmiyoruz. Oysa böyle bir mitinge katılmazsak ve bu mücadele verilmezse olan işçilere olacak. Kimin düzenlediği değil önemli olan; ne yapılmak istendiği. İşçiler o gün sokağa çıkacak; işsizlik, yoksulluk olmasın diye mücadele edecek. Eğer hepimiz orada olmazsak yarın başımıza geleceklerden sorumlu oluruz.
Doğal gaz zammı yapıldı, evimizi ısıtamadık; elektrik, su faturalarını ödeyemez durumdayız. Her gün işsizlik ordusu büyüyor ve işçilerde atılacak mıyız korkusuyla huzur kalmadı. Kurbanlık koyun gibi bekleyip ne olacak diyeceğimize, zamlara, işsizliğe karşı mücadele etmeliyiz.
Ben bir Ülker işçisi olarak arkadaşlarıma sesleniyorum: Gelin o gün birlikte mitinge katılalım! Sendikamıza da söyleyelim; sendikamız da katılsın. Oraya gelen arkadaşlarımızla birlikte bir şeyler yapalım. Bu mitinge katılmazsak, haklarımız için mücadele etmezsek, yarın çok geç olabilir. Yarın yoksulluğumuza işsizliğimiz de eklenirse, o zaman yapılacak şeyler için geç kalmış olabiliriz!
Ülker’den bir işçi
(İSTANBUL)