06 Haziran 2009 00:00

Yine de dönüyor… 2009 Dünya Astronomi Yılı…

İçinde bulunduğumuz yılın Darwin Yılı olduğundan sıklıkla söz ettik ancak içinde bulunduğumuz yıl aynı zamanda Dünya Astronomi Yılı. Uluslararası Astronomi Birliği (IAU), 2009 yılını, Galileo Galilei’nin teleskopla yaptığı ilk gökyüzü gözleminin 400. yıldönümü olması sebebiyle Dünya Astronomi Yılı ilan etti. UNESCO bu çağrıya ortak oldu ve Birleşmiş Milletler, 2009 senesini Dünya Astronomi Yılı olarak kabul etti.

Paylaş

İçinde bulunduğumuz yılın Darwin Yılı olduğundan sıklıkla söz ettik ancak içinde bulunduğumuz yıl aynı zamanda Dünya Astronomi Yılı. Uluslararası Astronomi Birliği (IAU), 2009 yılını, Galileo Galilei’nin teleskopla yaptığı ilk gökyüzü gözleminin 400. yıldönümü olması sebebiyle Dünya Astronomi Yılı ilan etti. UNESCO bu çağrıya ortak oldu ve Birleşmiş Milletler, 2009 senesini Dünya Astronomi Yılı olarak kabul etti.
Galileo 1564 ile 1642 yılları arasında yaşamıştır ve kendisi yaşadığı dönemin en ünlü fizikçi ve gökbilimcilerindendir. Kopernik’in yolundan ilerlemiş ve Kopernik’in heliosentirik yani güneş merkezlilik kuramını savunmuştur. Kopernik kendi dönemine kadar yaygın olan dünya merkezli görüşü yıkmıştı. Kopernik ortaya güneş merkezlilik kuramını atana kadar dünyanın merkezde olduğu ve diğer gezegenlerin ve de güneşin dünyanın etrafında döndüğü düşüncesi hakimdi. Kopernik güneşin merkezde olduğunu ve dünya ile diğer gezegenlerin güneşin etrafında döndüğünü ileri sürdü. Kopernik bir gökbilimci ve papazdı. Güneşi merkeze alan teorisini kiliseden çekindiği için ancak ömrünün sonlarına doğru açıklayabildi.
Galileo Kopernik’ ten bir adım ileri gitmişti. Galileo Hollanda’da teleskobun yapıldığını işitmişti. Ancak bu teleskop gökyüzü gözlemlerinde kullanılmıyordu. Galileo bundan dört yüz yıl önce 1609’da teleskobu gökyüzü gözlemlerinde kullanarak bize modern astronominin kapılarını pratik olarak açtı. Onun teleskop sayesinde yaptığı daha ayrıntılı gözlemler bugüne ışık tutmaktadır.
Galileo1613 yılında güneş lekeleri üzerine olan kitabını yayınladı. Burada Galileo açıkça Kopernik sistemini savunmaktaydı. Bu savunma sonrasında Galileo kilisenin ve papazların hışmına uğradı. Galileo 1615 yılında Dominikli bir rahibin şikayeti üzerine Roma’da engizisyona karşı savunmasını bizzat yaptı. Galileo’nun kitapları 1616 yılında Papa 5. Paul’ün kurdurduğu bir komisyon tarafından tetkik edildi. Yine aynı yıl Engizisyonun danışmanlar konseyi Güneşin evrenin merkezi olduğu ve dünyanın aylık bir hareketi olduğu görüşünün felsefi olarak absürd, dini olarak hatalı ve resmi olarak da kafirlik olduğunu ilan etti. Bunun üzerine Vatikan’a çağrılan Galileo’ya Kopernik’in güneş merkezli evren kuramını ve dünyanın döndüğünü savunmaması, yazmaması ve dillendirmemesi telkin edildi. Resmi olarak engizisyonda yargılanmamıştı ya da mahkum edilmemişti ama kendisine gözdağı verilmişti.
1624 yılında Galileo’ya Kopernikçi düşüncelerini matematiksel varsayımlar olarak ifade edebilmesi için izin verildi.1625’te Galileo yine yargılandı ve aklandı. 1630 yılında ise Batlamyusçu ve Kopernikçi sistemleri karşılaştırdığı ünlü kitabını yayınladı. İki Dünya Sistemi üzerine Diyalog Vatikan tarafından yayınlanmak üzere yazılmıştı. Ancak 1632 yılında Vatikan kitabın dağıtımını durdurdu. Vaka yine engizisyona havale edildi ve Galileo 1633’te mahkum edildi. Galileo kitabındaki karşılaştırmada Kopernikçi sistemi daha fazla savunduğunu kabul etti ve bir sonraki kitabında bunu telafi edeceği sözünü verdi. Yine de Papa Galileo’nun ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasını istiyordu. Engizisyonda hapis cezası aldıktan sonra hatalarını resmi bir törenle Kabul eden Galileo’nun cezası ev hapsine çevrildi.
İşte bu dönemde Galileo’nun o ünlü sözünü söylediği rivayet edilir. “Yine de dönüyor!” Galileo şunu söylemek istiyordu. Siz ne derseniz deyin, isterse dünya dönmüyor deyin, dünya yine de dönüyor… Bundan yaklaşık dört yüz yıl sonra Kilise önce Galileo’nun haklı olabileceğini 1983 yılında kabul etti ve 1996’da Galileo’dan özür diledi.
Sene 2009, nereden nereye… Vatikan evrim, felsefe vb. toplantıları düzenliyor. Geçtiğimiz mayıs ayında Papalığa bağlı Pontifisyal Bilim Akademisi Genetik olarak Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) üzerine bir hafta süren bir seminer düzenledi ve Akademi bu seminerin sonuç bildirgesinde GDO’ların dünyadaki açlık ve fakirlik sorununa çözüm olabileceğini ve bu nedenle GDO’ları desteklediklerini açıkladı. Bu bir haftalık seminerin kitapçığının başında Papa XIV. Benedict’in geçtiğimiz yıl Japonya’da düzenlenen G8 zirvesinin bir gün öncesinde yaptığı açıklama yer alıyordu. Papa G8 liderlerine açlık ve yoksulluğu bitirecek önlemleri biran önce alma çağrısı yapıyordu. Seminere katılan bilim insanlarının çoğu GDO taraftarı olarak biliniyor. Monsanto temsilcisinin de seminerde olduğunu göz önüne alırsak Vatikan da çokuluslu şirketlerin bu lobicilik faaliyetinin merkezinde yer alıyor.
Günseli Bayram
ÖNCEKİ HABER

ABAKÜS

SONRAKİ HABER

‘Torpillisiniz’ dedi işten atıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa