11 Temmuz 2009 00:00

Semenderin sırrı


Meksika semenderi olarak bilinen ve Axolotl adı verilen bir semender cinsi biyolojik olarak insana çok uzak bir hayvan. Axolotl kollarını, bacaklarını, kuyruğunu hatta gözlerini kaybediyor ve tüm bu organlar yeniden oluşuyor. Bilim insanları bunun nasıl oluştuğu anlaşıldığında insanlar için bir devrim olabileceğini belirtiyorlar. Dresden’de çalışmalarını sürdüren Dresden Yenilenme Terapisi Araştırma Merkezi (CRTD) semender Axolotl’in ayrı organlarının nasıl büyüdüğünü keşfettiler. Semenderler üzerine araştırma yapan Prof. Elly Tanaka başkanlığındaki bir araştırma grubu, çığır açacak bu bilgilerin insan sağlığı açısından önemli olacağını umduklarını belirttiler ve bunun yeni perspektifler getireceğini belirtiyorlar.
Axolotl’in organları şimdiye kadar bilinen her şeyi oluşturan kök hücrelerden oluşmuyor. Tersine organlar daha ziyade memelilerde olduğu gibi sadece belirli dokuları oluşturabilen hücrelerden oluşuyor. Bununla birlikte Axolotl’in organları hatta beynin bölümleri bütünüyle ve işlevsel olarak büyüyor.Prof. Tanaka ilk kez Axolotllerdeki hücrelerin memelilerdeki hücreler gibi davrandığını ve bizimkilerden çok farklı olmadığını tespit ettiklerini ifade etti. Prof. Tanaka bu hücrelerin de bir tür geri dönüşümlü bir programa sahip olduğunu ama bütünüyle ilk baştaki kök hücrelere dönüşmediğini belirtiyor ve bunun tıp araştırmaları için önemli olduğunu söylüyor. Tanaka şimdi önemli genlerin yenilenmesi ile ilgili başka araştırmalar yapmak istiyor. Araştırma Grubu floresan özelliği olan bir molekülü bir proteine takarak ilk kez semenderin hücrelerine enjekte ettiler ve böylece her bir hücrenin ve dokunun nasıl oluştuğunu ve hangi aşamalardan geçtiğini takip edebilecekler. Yaralarda, gelişim potansiyeli sınırlı olan farklı kök hücreler oluşurlar. Prof. Tanaka hücrelerin farklılaşma potansiyeli kendi dokuları ile sınırlı olduğunu ama bunun yanında ana dokunun diğer hepsinden daha esnek olduğunu ifade etti. Ana doku böylece doku yenilenmesinde kıkırdak dokusu ve kas krişini oluşturur ama kas hücrelerini oluşturamıyor. Kıkırdak doku kas dokusuna dönüşemez bilakis genellikle tekrar kıkırdak dokusunu oluşturuyor. Tersine kas dokusu kıkırdak dokusunu geliştiremiyor sadece kas dokusu ile sınırlı kalıyor. Önceden bu semenderde bir yaralanmadan sonra kök hücrelerin oluştuğu ve bu kök hücrelerden kol ve bacakların yenilendiği varsayılıyordu.
(Frankfurt/EVRENSEL)
Mehmet Salim

Evrensel'i Takip Et