14 Temmuz 2009 00:00

Neden Buca’da öğretmenevi yok?

Bugün beş yüz bini geçen nüfusu, emeklisi ve çalışanıyla on bine yakın öğretmeniyle Buca ilçesinde ne yazık ki bir öğretmenevi yoktur; öğretmenler bunun sıkıntısını yaşamaktadır.

Paylaş

Bugün beş yüz bini geçen nüfusu, emeklisi ve çalışanıyla on bine yakın öğretmeniyle Buca ilçesinde ne yazık ki bir öğretmenevi yoktur; öğretmenler bunun sıkıntısını yaşamaktadır.
Bunun asıl nedeni, ne sadece beceriksiz yöneticilerde, ne de özveriyle çalışan eğitim emekçilerindedir. Kuruluşu ve yönetmeliğindeki sakatlıktadır. 12 Eylül cunta mantığının günümüze yansımasındadır. Öğretmenlere etmediğini bırakmayanlar, Atatürk adının arkasına da sığınarak göz boyamak amacıyla “Öğretmenler günü” ilan ettiler, öğretmenevleri açtılar. Öğretmenler gününde boş nutuklarla öğretmenleri oyaladılar. “Yılın öğretmeni” saçmalığını çıkararak ayrılık ve ayrıcalıklara neden oldular. Öğretmenevlerini, öğretmenlerin olurunu almadan, asker mantığıyla, emirle maaşlarından aidat keserek kurdular. Üstelik binlerce öğretmen bunlardan hiç yararlanmadı. Giriş çıkışları, katı kurallarla, kışla kurallarıyla sağladılar. Kravatsız olunmayacak, pantolon ütülü olacak, kot giyilmeyecek, bayanlar etekli olacak. Hatta saç sakalın da belli bir düzeni olacak.
Yönetim de tamamen antidemokratik: Milli eğitim müdürleri adaylar belirleyecek, bu adayların içinden yönetim listesi çıkarılacak, mülki amire sunulacak, onaylanırsa görev yapacak. Tesislere giriş-çıkış, yemek, yatmak için saatler belirlenmiş, uymadığınızda haklarınızı kaybetmiş sayılacaksınız. Anlayacağınız tam askeri düzen. Oysa kuruluş amacı, öğretmenlerin rahat, nezih bir ortamda dinlenmelerini, sosyal ve kültürel dayanışma içinde olmalarını vb. sağlamak.
1990’lı yılların sonlarında eğitim emekçilerinin mücadelesi yükselince bazı geri adımlar atmak zorunda kalınmış, daha demokratik uygulamalar başlatılabilmiştir. Ancak özelleştirme furyasıyla eğitim emekçilerinin aidatlarıyla kurulan bu tesisler, özel şirketlere peşkeş çekilmiş; kimi satılmış, kiminin işletmesi devredilmiş, Buca gibi kendi personeliyle yaşamaya çalışanlara hayat hakkı tanınmamıştır. Bu durum yönetimde bir takım zaaflara ve arayışlara neden olmuş, sonuçta Buca, öğretmenevsiz kalmıştır. Bornova, Konak, Karşıyaka öğretmenevlerinde fiyatlar lüks otel düzeyindedir. Orduevleri, polisevleri ile karşılaştırılırsa bu fark daha iyi anlaşılacaktır. Özellikle kuruluşundan beri maaşlarından aidat kesilen, bugün emekli olan, kıt kanaat geçinen emekli öğretmenler için oturup dinlenecek, kalınacak yerler olmaktan çıkmıştır. Üstelik paranızı vererek hizmet aldığınız bu kurumlardan ve indirimlerinden yararlanmak için 60 TL verip kart ve bandrol almak zorundasınız. Tıpkı MİGROS, TANSAŞ, COURFURSA vb. tekelci sermaye şirketleri gibi.
İşin trajikomik bir yanı daha var: Her seçim döneminde, belediye başkan adayları gelir, vaatlerde bulunur; elleri öpülesice öğretmenlerimizin, Buca’da layık oldukları bir öğretmenevine mutlaka kavuşacaklarını söylerler. Seçimler biter, vaatler unutulur; sevgili öğretmenim Buca’da yine evsiz kalır. Belediye başkanının şu ya da bu partiden olması fark etmez.
Liberal ekonomi; özelleştirme, taşeronlaştırma plan ve uygulamaları; öğretmeni hiçe sayan, demokratik olmayan yasa ve yönetmelikler; tıpkı İLKSAN gibi, tıpkı MEYAK gibi eğitim ve kamu emekçilerinin paralarıyla oluşturulan, kendilerine söz ve yetki verilmeyen bu kurumlarda yolsuzluklara, yanlış uygulamalara yol açmış, fayda yerine zarar vermiştir. Yeni ve demokratik bir anlayışla, kâr amacı güdülmeden, üyelerinin söz ve yetki sahibi olduğu, gerektiği zaman denetleyebildiği bir öğretmenevi yararlı olabilir ve yaşayabilir. Hedefimiz bu olmalıdır.
İsmail Gerçek - Emekli Öğretmen/İzmir
ÖNCEKİ HABER

Sesimize kulak verin

SONRAKİ HABER

TCDD’de talan, tasfiye ve keyfi uygulamalar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...