30 Ağustos 2009 00:00

cımbız


Televizyonların kadın kuşağında yeni bir program türü moda oldu. Müge Anlı’nın dedektifliğe soyunup adalet dağıttığı program çok tutunca, Seda Sayan da sınıf atladı ve artık sahne kıyafetleri ve simli halay mendilleri yerine siyah ceket-kumaş pantolon ciddiyetiyle yeni bir programa başladı: Susma. Yakını öldürülen, kaybolan, kaçırılan insanlar, adaleti artık Seda ile arayacaklar ve haksızlıklara karşı susmayacaklarmış! Şimdi bu moda, öğlen kuşaklarında “aman sıkıldım canım, hadi hanımlar göbek atalım” duyarsızlığından sosyal sorumluluk içeren yeni bir adalet arayışına geçişi mi gösteriyor? Bizce hayır; zira, adaleti simgeleyen kadının elinde teraziden çok, uzaktan kumanda olması, devletin mahkemelerinde bulamadığımız adaleti tecelli ettiremez.
Milliyet yine yaptı yapacağını! Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili cuma günü çıkan haber tüylerimizi diken diken etti. Haberde şöyle deniliyor: “Münevver Karabulut’un, öldürülmeden sadece birkaç saat önce Ankara’da görevli bir teğmenle cep telefonuyla 8 kez mesajlaştığı ortaya çıktı.” Eeee?! Bir kadın bir erkekle mesajlaşamaz mı yani? Bu son gelişme üzerine cinayet gecesiyle ilgili senaryo şöyle oluşturulmuş: “Kıskanç sevgili, Münevver’in cep telefonunu kurcalarken attığı ve gelen mesajları gördü. Çevresinde ‘agresif’ kişiliğiyle tanınan Cem Garipoğlu, bir anlık öfke ile Münevver’i dövmeye başladı. Kavga daha da büyüyünce hırsını alamayan Cem Garipoğlu, Münevver’i bıçaklayarak öldürdü.” Yani Cem, zaten çevresinde agresif kişiliğiyle tanınan biri! Münevver çocuğu tahrik etmiş! Gitmiş adamın biriyle mesajlaşmış, hem de 8 kez! Kafasını kesmesin de ne yapsın? Çıkan sonuç bu; ya bu sonuçtan feyiz alıp “çok sinirliydim, çektim vurdum abi” aklamasını mazur görenler ne olacak?

Evrensel'i Takip Et